Güneş çok da yakıcı değildi. Ama ağırdı. Olması gerekenden daha ağır bazı kelimeler vardı. Kitaptan mı düşmüştü güneş, yoksa hep orada mıydı zaten bilemedi. Güneşe bir kez daha bakmayı denedi. Sonra göz kapaklarını indirdi tekrar. Uyku, üzerine çökmek için bunca zaman yanındaki ağacın arkasına bekliyordu. Saklandığı yerden sessizce çıktı, güneşle aralarına girdi. Köpek havlamaya, rüzgar esmeye, güneş parlamaya devam etti. Kelimeler ait oldukları yere geri döndüler.