Gözünü tekrar açtığında Jude yatağın kenarına oturmuş ona gülümsüyordu; güzelliği, kalbine yakınlığı, onu sevmenin kolaylığıyla içinden ılık bir şeyler aktı. "Gitme" dedi.
"Gitmem lazım" dedi Jude.
"Beş dakika daha" dedi.
"Peki" dedi Jude ve örtünün altına girdi, Willem takım elbisesini kırıştırmamaya özen göstererek ona sarıldı ve gözlerini kapattı. Bunu da çok seviyordu işte: O anlarda Jude'u mutlu ettiğini bilmeyi, Jude'un da sevgi görmeyi istemesini ve bunu gösterme izni taşıyan kişinin kendisi olmasını çok seviyordu.
Sonradan, kendini hatırladığı kadar kötü şeyler yaşamadığına ikna edebilirse, korktuğundan daha az hasarlı olduğuna, normale daha yakın olduğuna da ikna edebileceğini fark etti.