Torunlarım olmayacak, yaşlı elimin içinde oynaşan küçük bir elle gezintiye çıkmayacağım, kimse bana güneşin battığında nereye gittiğini sormayacak, kimse bana büyükbaba demeyecek, yeterince hızlı gitmediğim için arka arabadaki genç aptallar hariç.
Dünyada gözyaşı dökülemeyecek üzüntüler vardır işte. Bunu kimseye anlatamayacağınız gibi, anlatsanız bile hiç kimsenin anlayamayacağı türden şeylerdir. O üzüntü şekli hiç değişmeden, rüzgarsız bir gecede yağan kar gibi sessizce yüreğinizde birikir durur.
Şöyle bir sorunu vardı yazarların;yazdıkları basılır ve çok satarsa kendilerini büyük yazar sanıyorlardı;yazdıkları basılır ve orta satarsa kendilerini yine büyük yazar sanıyorlardı;yazdıkları hiç basılmazsa ve kendi kitaplarını bastıracak kadar paraları yoksa kendilerini gerçekten büyük yazar sanıyorlardı.