"Bir namuslu tutturmuş gidersiniz, dedi. Namuslu olup da ne olacak, bir iş beceremedikten kelli... Varsın çalsın çırpsın da, arada ucu kasabamıza da dokunsun. Sünepe, uyuntu oturmuş da çalmamış, ne çıkar efendi? Doğru mu dediğim? İnsanda ağız varsa elbet yiyecek. Adam odur ki, hem yesin hem yedirsin..."