Yasemin Zehra
@yaseminzehra
Lisans
1 Nisan
88 okur puanı
Temmuz 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Sabitlenmiş gönderi
Aramak nihayete ermez, çünkü kelime müşekkek. Aramak var, aramak var...
Beyt:
Tüketti sanma hezarân hikâyet-i aşkı
O sevdâdan dahi söylenmedik neler kaldı
Müslümanın gayesi aslında özündeki yani fıtratındaki Yaratan ile olan saf ilişkisini sürekli aramak, bulmak, inşa etmek ve yenilemektir.
Okur Takip Önerileri
Her sevgi Allah'a giden bir yoldur; tesadüfi değildir. O yüzden kişilerin sevdikleri çeşit çeşittir. Yaratan bize bir şeyi sevdirdiyse, kendisine o yoldan gelmemizi istiyor demektir.
İnsanı insan yapan şey sevgidir, muhabbettir. Bir insan bir şeyi seviyorsa, o sevgiyi içine koyan Allah'tır.
Marksizm'in yeni versiyonlarını öğrenmek için verilen çaba Gazâlî veya İbn Haldun'a verilmez.. Bu iş o raddeye vardı ki İslam ulemasını aşağılayıp, postmodernist hermönetik, modernist vb. ne kadar Batı artığı varsa onları argüman olarak kullananlar, bugün Kur'an ayetlerini neredeyse inkar edecek derekeye düştüler.
İlim her şeyi bilmek değil, bir şeyi nasıl bileceğini bilmektir.
Usul olmadan vüsûl olmaz. Yani, doğru yolu takip etmezsek doğru hedefe ulaşamayız.
Tarihte yalanı olumlu ve yüce bir sanat haline getirmiş ilk uygarlık modern Batı medeniyetidir. İnsanlar ne iş yaparlarsa yapsınlar yüz kızarmadan, gözlerini kaçırmadan, sesi titremeden, güler yüzle, gür sesle, pişkince yalan üzerine yaşayan ilk sistem budur.
Batı sisteminin temeli ahlâksızlıktır. Çünkü Tanrı'yı hakkıyla bilmeyenin hakka tâbi olması ve hakkaniyetle davranması mümkün değildir.
Bizi kendimiz yapacak şey, bu eşi olmayan ve varlığımızın temelini oluşturan iman özüne yapışmaktır
Yeryüzünde iman etmiş bir kişi olsa bile, tek başına İslam medeniyetini inşa etmiş demektir. Bütün medeniyet unsurları o bir imanlı kişinin cevherinde doğar.
Oysa her kayboluş bir buluştur. Ve her buluş da bir oluş.
... Evet, insanlar susabilir ama insanlık susmamalıdır.
Güçlü bir dil, güçlü bir düşünce demektir.
Osmanlı'nın insan inşasında tâ baştan ilk önem verdiği kurumlar medreseler ve tekelerdir. Yani resmi eğitim ile şahsiyet eğitimi ve terbiye yan yana iç içe yürümüştür. Osmanlı Devleti'nin dünya devleti haline getirten gerçek, öncelikle budur.