Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ali Yılmaz

Ali YılmazAşık Ruhsati yazarı
Yazar
Çevirmen
Editör
8.5/10
17 Kişi
46
Okunma
3
Beğeni
3.335
Görüntülenme

Ali Yılmaz Sözleri ve Alıntıları

Ali Yılmaz sözleri ve alıntılarını, Ali Yılmaz kitap alıntılarını, Ali Yılmaz en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Daha senden gayrı aşık mı yoktur Nedir bu telaşın vay deli gönül vay deli gönül Hele düşün devr-i alemden beri Kimler geldi geçti say deli gönül
Arzuhal
Bir arzuhâl yazdım şâhlar şâhına Sabır köşesine otursun demiş Nefsin arzusuna etmesin heves Ekmeğini suya batırsın demiş Kimse bilmez hikmetinin batnı ne Kim bilir ki zâhiri ne batnı ne Habîbim de taş bağladı batnına Aklına burayı getirsin demiş Bir ismim Ganî' dir bir ismim Gaffâr Rezzâk ismim dilde eylesin ezber Şekûr ismim ile eylesin iftâr Cennet meyvelerin bitirsin demiş İhlâs-ı şerife bağlasın özün Tarîk-ı Rahmân' a bent etsin sözün Nâmerd kapısına değmesin gözün Gıll ü gışşı kalpten götürsün demiş Ey Ruhsatî nefsin ne yaman azgın Yalınız sen değil zamâne bozgun Ölmeyince kesmem kulumun rızkın Emrimi yerine getirsin demiş
Reklam
Ruhsatî bu aşka olmuştur müdâm Anlaşılmaz yazar döker dem-be-dem İnsana karışıp ben de bir âdem Olmadım olmadım olmadım gitti
AĞLAMAYIM MI ?
Ayrıldım Ka'be'den ağlamayım mı Bir daha döner mi yollarım yâre Yas çekip karalar bağlamayım mı Ayân oluyor mu hallerim yâre Zemzem-i şerîfle yudum yüzümü Hacerü'l-Esved'e diktim gözümü Mevlâ'm kabûl eyle bu niyâzımı Kaldırıp ağladım ellerim yâre Arzuladık geldik cân feda olsun Hayâlin rûhuma bir gıdâ olsun Altınoluk sana elvedâ olsun Durmasın çağlasın sellerim yâre Medine'ye vardım erdim murâda Kalmadı elimden gitti irâde Sultan Muhammed'i buldum orada Yine bülbül oldu dillerim yâre Nasıl ayrılmalı el-aman Hudâ İhlâs-ı şerifle ettiler cüdâ Yüz bin huccâc ile eyledik vedâ Ruhsat feda olsun mallarım yâre
DEDİM DİLBER SEN NESİN
Dedim dilber gül müsün gülşen misin bilmem nesin Dişi inci dudağı mercân mısın bilmem nesin Kul içinde görmemişim sen gibi mehpâre ben Cennet içre hûrî-i gılmân mısın bilmem nesin Acep sen misin cihânda âşıkın meyhânesi Seni görünce uyanır şem'imin pervânesi Yüzünü yıksan yıkılır gönlümün sayvânesi Yoksa benim katlime fermân mısın bilmem nesin Aklıma gaflet getirir yüzündeki edâlar Mavi saltanın altına yakışmış ağ sâdeler Tuzak kurmuş yoluna nice bin üftâdeler Kerem eyle âleme seyrân mısın bilmem nesin Gözlerine kan görünmez dâimâ kandan geçen Malı mülkü terk eyleyip köşk ü sayvândan geçen Bir telin lâyık görmezsin dâimâ candan geçen Mısr içinde Yûsuf-ı Ken'ân mısın bilmem nesin Bu edâlar sen de varken mürg-i tavûs imrenir Mâh cemâlin seyretmeye âr u nâmûs imrenir " Medhine müheyyâ olsa Âşık Yûnus imrenir Ruhsatî dost uğruna kurban mısın bilmem nesin
Sayfa 112Kitabı okudu
Muhammed'e Salavât Ver
Yok ise elde sermâyen Muhammed' e salavât ver Temiz tâhir ise mayan Muhammed'e salavât ver Hemi müjde beşârettir Hemi Hacc'ı ziyârettir Bin günâha kefârettir
Reklam
Gördüm iki kişi mezar eşiyor Gam gasavet gelmiş boydan aşıyor boydan aşıyor Çok yaşayan yüze kadar yaşıyor Gel de bu rüyayı yor deli gönül
SENDEN GAYRI MUHAMMED ( S.A.V )
Eşiğine süre idim yüzümü Hediyem yok cândan gayrı Muhammed Senden başka kime edem nazımı Bildiğim yok senden gayrı Muhammed Beni sana bulaştırmaz bu kemâl Aman ey yüzü ay lehleri zülâl Ger ümmetim demez isen n' ola hâl Yaş dökeyim kandan gayrı Muhammed Gâhî akıllıyım gâh mecnûn deli Gâhî hârı sevdim gâhî de gülü Ebûbekir Ömer Osman ve Ali Bildiğim yok bundan gayrı Muhammed Herkes iknâ oluyorlar suçunda Rücû eder kusûrunun ucunda Ruhsat gibi ümmetinin içinde Sefîl yoktur ondan gayrı Muhammed
CÂNIM MUSTAFÂ
Serde tâcım kalpte rûhum tende cânım Mustafâ Kalmadı tende mecâlim ey cânânım Mustafâ Rûyum siyah destim boş nasıl varanı dîvâna ben Hakk' a yarar amelim yok gevherkânım Mustafâ Olmadı bir irşâdımız bu nefs-i emmâreden Herkes kemâl bulmaz imiş okumakla karadan Yüz bin tabip Lokmân olsa kurtulmak yok yaradan Senden gayrı yok ilâcım bî-dermânım Mustafâ Tâlihim tecrübe kıldım bahtı siyâh karayım Kesmedim hergiz gümânırn şem'ine pervâneyim Ey Ruhsatî haşr olanda değn1e böyle yanayım Tek dilde ezberim olsun nâm ü şânım Mustafâ
...... BULUR BELÂSINI
Sana öğüt verip aklın Çalan bulur belâsını Pederine kem söylerse Bulan bulur belâsını Nefsine sarf edip varın Cehennem edip mezârın Vâlidenin intizârın
Reklam
vay deli gönül
Daha senden gayrı âşık mı yoktur Nedir bu telâşın ey deli gönül Hele düşün devr-i Âdem'den beri Neler gelmiş geçmiş say deli gönül Günde bir yol duman çöker serime Elim ermez gidem kisb ü kârime Kendi bildiğine doğrudur deme
BEN BİLMEZ MİYİM ?
Ne zannedersin efendim beni ben bilmez miyim Leyl ü nehâr cân verecek cânı ben bilmez miyim İsmi nûrdur cismi nûrdur sözü nûr dehânı nur Ol Muhammed Mustafâ sultânı ben bilmez miyim Zîrûh olup hal dilince figan edip öttüğü Şevk ile güller açılıp lâle sümbül bittiği Seksen bin huccâc çekilip arz edüben gittiği Kâbe Beytü'l-Harâm eyvânı ben bilmez miyim Ahır zaman nebîsidir hem Muhammed Mustafâ Anın için halk olundu bu cihân hep mutlakâ Cümle ashâb-ı güzîn ol Çâr-yâr-ı bâsafâ Ol Ebûbekir Ömer Osman'ı ben bilmez miyim Zevc-i Fâtımatü 'z-Zehrâ Mevlâ'nın arslanını Kırdı küffârı hâk etti hem akıttı kanı Kaldırd Beytü'l-Haram'dan putların nişanını Ol Aliyyü'l-Murtazâ aslanı ben bilmez miyim Bilmeseydim Ruhsat alıp içmez idim câmı ben Anın için leyl ü nehâr çekerim efgânı ben Bir mecazî aşk yolunda artırmışım şânı ben Gökten inen dört kitap Kur'an'ı ben bilmez miyim
Ne dostu fark ettim ne de düşmânı Bilmedim bilmedim bilmedim gitti Ettiğim cürmüme oldum pişmânî Silmedim silmedim silmedim gitti
GÖNÜL VAZ GEL DÜNYÂDAN
Gönül vaz gel demedim mi dünyadan Yalınız bir bana kalır belledin Şerîattan taşra çıktın her zamân Dünyâ hâli böyle olur belledin Buluttan yağdıkça yağmurlar karlar Bulunmaz yüzünde nâmuslar arlar Yüzüne güldükçe mecâzî yarlar Her güzeli Leylâ olur belledin Akıp doğru râhtan yolundan çıktın Vücûdunu nâr-ı cahîme yaktın Ta'dîl-i erkânsız eğildin kalktın Namaz kılma ile olur belledin Türlü kumaşlardan alır satarsın Vîrânede bülbül gibi ötersin Olur olmaz yerde binâ tutarsın Her dereyi yayla olur belledin Pervânene kavuşmadan alıştın Leyl ü nehâr bir havâya biliştin Ey Ruhsatî nefsin için çalıştın Günâhını cilâ olur belledin
Sayfa 100Kitabı okudu
ETME NİZÂ
Mü'min isen Müslümana darılıp etme nizâ Gücün yettiğine varıp kurulup etme nizâ Müslümanı sohbetinden şefkatinden ayırır Yokuşuna bir yol bulup yorulup etme nizâ Her sözüne sâdık isen her işine sâlim ol Şunun bunun yakasına sarılıp etme nizâ Sabr ile buldu bulanlar darılıp etme nizâ Cüz 'î küllî bir cevâba kırılıp etme nizâ Ey Ruhsatî sen nefsine eyle zulmü her zamân Kibr ile ülfet eyleyip yâr olup etme nizâ
144 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.