1941 yılında İstanbul’da doğdu. 1960’ta Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’nden mezun oldu. 1963-1965 yılları arasında Robert Kolej’in İdari Bilimler Bölümü’ne devam etti. 1963’ten başlayarak Türk sinemasında senaristlik yaptı. Murat’ın Türküsü, Ah Güzel İstanbul, Utanç ve Gramofon Avrat gibi filmlere imza attı. 1993’te sinemayla ilgili denemelerini Yeşilçam Günlüğü adıyla yayınladı. Şubat 2003 tarihinde de Delilik Ülkesinden Notlar isimli eseri yayınlandı.
Geçirdiği rahatsızlık sonucu önce kemoterapi gören daha sonra zatürre teşhisi konulan senarist Ayşe Şasa 73 yaşında hayatını kaybetti Sahrayıcedit Mezarlığı'na defnedildi.
Ömer Gezen' e ve tüm dostlara teşekkür ederim.Sizler de bu anlamlı harekete katılmak isterseniz #51007323
{Liste Güncellenecektir. Yoruma Siz de Sevdiğiniz İncelemeleri İliştirebilirsiniz.}
*Gülnaz Eliaçık
Esselam dostlar !
Tevafuklar silsilesi sonucu buralara düştü yolumuz. Ayşe Şasa'nın varlıktaki ağda Hakk'a "bana seni gerek seni" sözlerini işitiyoruz. Ondaki Tek başına insan neydi? sorusunu arama cevabını bizlerde ziyadesiyle merak buyurup , onun ummanına atılmak istedik.
Yaratıcıya anlatmak istediği o muhteşem öyküsü için o derin
Ayşe Şasa'nın denemelerinin bir araya getirilmesiyle oluşan, Anı-Biyografi türündeki kitabı.
Bilâkis Ayşe Şasa'nın hayat hikâyesi...
Kitabın ilk cümlesi şudur:
"Akıllılar dünyasının bir kıyısında, sisli bir dağ başına çöreklenmiş, dünyayı kendimce anlamlandırmaya çalışan bir deliyim"
Genellikle inceleme yapacakken
Ayşe ablayı nerede gördüm, hangi vesileyle tanıdım hatırlamıyorum. Ama tanıyınca kitabını okumak için içimde müthiş bir istek uyandı. Beraberinde kitabın okunması için tertib ettiğimiz etkinlik de etkili oldu.. Naçizane tavsiyem kitabı okumadan önce Ayşe abla'nın hayatını araştırın..
Ayşe Şasa'nın hayatı tam anlamıyla sürekli bir arayış içinde,
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adı ile başlamak istiyorum sözlerime :
Bismillahirrahmânirrahim
Ne büyük bir şifadır İslam! Girdiği haneye, kalbe ve dokunduğu ruha... Elhamdülillah...
Nasıl gurur duymayayım?.. Nasıl haz almayayım bu kitabı okurken?
25 yıl boyunca şizofreni hastası olan yazarımız, bu dönem boyunca modern dünyanın bataklığında huzuru aramış. Hem de ne arayış! Acılar ve psikolojik sancılar içerisinde kıvranmış durmuş.
Bu sancılı arayış esnasında İbn Arabi çıkmış bir kitaplığın rafları arasında karşısına, almış, açmış ve ilk karşısına çıkan cümlede " Ben bir gizli hazineydim. Bilinmek istedim." diyordu. Tam o anda gönlüne ateşle birlikte huzur da damla damla yağmaya başlamıştı.
Öyle dokunaklı, öyle samimi bir biçimde anlattı ki Ayşe Şasa yaşadıklarını etkilenmemek ne mümkün... Yalnızlıkla, buhranla, yorgunlukla, karanlıkla kaplanmış bir kalbin ; ışığa, huzura kavuşmasını hayretle okuyacaksınız.
İmkansızın sadece Allah'ın "Kün Fe Yekün" (ol der ve olur) sözüyle nasıl mucizeye dönüştüğüne tanık oluyorsunuz.
Kitaba verilen isim de oldukça etkileyici "Delilik Ülkesi" kısmı ile modern dünyanın kibirli insanına bir gönderme aslında bu isim.
Kitap ilahi manada bir övgü niteliği taşıyor adeta.
Ayşe Şasa'nın sevincini, haytetini ve şükrünü dile getirdiği bu biyografiden öğrenilecek çok şey var. Okunacak güzel bir kitap...
Bereketli okumalar... :)