Herhangi bir hazırlık yapmamıza gerek yoktu çünkü yanımıza sadece birer yedek kıyafet alabilecektik. Ne bir fotoğraf, ne bir kitap, ne mücevher, ne de evi hatırlatacak herhangi bir şey. Sanki artık bizim olmayan eşyalar müzesini gezer gibi evimizin odalarında birer hayalet gibi süzülüyorduk.