Okuyan adam, akan sular gibidir, kokmaz. Bir gün içindeki pislikleri de atar vurdukça kendini kayalara, çakıllara, kıyılara. Durulur denizlere erince belki, kim bilir?
Okuyan adam bir başka âlemdir yani. Dıştan bakanı o duruş aldatıyor. Öyle sakin ve sessiz durup önündeki sayfaya baktığını zannettiğiniz bu adam acaba sevgiliye bir adım sonra kavuşacağını bilmenin heyecanını mı yaşamakta, yoksa bir ayrılık acısıyla mı sarsılmaktadır kim bilir? Bir savaşın ortasında çarpışan bir cengâver mi, yoksa bütün hile ve desiseleri bilip de elinden bir şey gelmeyen bir komutan mıdır? Mehtabın altında mest olarak şarkı mı dinlemektedir sahilde ya da bir ziyafet sofrasında lokmaları mı götürmekte? Yoksa ulu bir mâbedde can damarından yakın hissettiği mâbuduna vecd içinde gönlünü kaptırmış, feyzin coşkusunda müstağrak batıp çıkmakta mıdır?
Yazar kitapta çok önemli bir konudan bahsediyor. Batılılaşmanın İslam'a verdiği zararlardan, Batının Müslümanlara yaptığı zulümlerden, Müslüman olarak nasıl tavır takınmamız gerektiğinden. Konu gayet net ve açık ancak çok fazla yazım hatası var ve bazı yerlerde direkt bir siteden yazı alınıp kopyala yapıştır yapılmış gibi ve Wikipedia'dan alıntıların alınması kitabın ciddiyetini biraz bozmuş. (Ben 1. Baskısını okudun belki yeni baskılarında bu durum düzeltilmiştir.) Ayrıca bazı konular kısa kesilip yazarın diğer kitaplarının reklamı yapılmış. Bu açılardan bakıldığında vasat altı bir kitap ancak konu itibariyle üstüne düşünülmesi ve anlatılması gereken bir kitap. Bu konulara ilginiz varsa okunabilir.