1969'da Dublin'de doğan Emma Donoghue, çağdaş ve tarihsel kurmaca yazarı. Ayrıca sahne ve radyo oyunları ve edebiyat tarihi yazıyor. Hayat arkadaşı ve iki küçük çocuğuyla birlikte Kanada'nın Ontario eyaletindeki London kentinde oturuyor.
Tanıtımına aldanarak okuduğum kitaplardan birisi daha.. Kaçırılan bir genç kızın bir odada yaşamaya mahkum edilmesi , doğurduğu çocuğu sayesinde kurtuluşu anlatılıyor. Ama heyecanla başlayan kitap beklenilenden daha da basit bir sonla noktalanıyor..
Tez yazma sürecinde olduğumdan kitap okumaya istediğim kadar vakit ayıramıyorum maalesef. Yine de bir şeyler okumak istediğim için okuması nispeten kolay, akıcı bir dille yazılmış olduğunu düşündüğüm bu kitabı seçtim. Bu yüzden beklentilerimi karşıladı diyebilirim. Oldukça sürükleyici, özellikle başlarda insanın empati yapmaktan kaçınmak isteyeceği bir hikaye. Esas kahraman Jack'in gözünden olayları takip etmek ise zaman zaman hüzünlü, zaman zaman ilginç bir deneyim oldu benim için. Tavsiye ediyorum..
Fikir olarak güzel bir öykü derlemesi olmuş. Ama sadece fikir olarak. Lanetli bir altın bilezik, üzerinde, her bir yazarın hikayesinde kullandığı bir sembol. Bilezik elden ele geçe geçe lanetini yıllarca yaymayı başarıyor ama hikayeler okuyucuyu her zaman etkilemeyi başaramıyor. Sembole bağlı kalmak koşuluyla hikaye yazmak zor olabilir, buna katılıyorum. Yine de, akılda kalıcı hikaye sayısı, benim adıma iki-üçü geçmedi.