Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ertuğrul Aladağ

Ertuğrul AladağFilvari Usta yazarı
Yazar
9.5/10
2 Kişi
10
Okunma
2
Beğeni
2.384
Görüntülenme

Hakkında

1964, Muğla doğumlu olup anı,anlatı,günlük,seyahatname,edebiyat,öykü kategorilerinde eserler yazmış bir yazardır.Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü (1987) mezunudur.1994‘te Amerika‘nın Florida eyaletindeki Dania kenti Graves Müzesinde bir Muğla Evi replikası yapıp Amerika‘da bunu monte etmiştir,Muğla’da mimarlık yaparak çalışmalarını sürdürmüştür.1990’da, “Muğla Evi” teziyle yüksek mimar-restoratör unvanını almıştır.
Unvan:
Türk Mimar, Yazar
Doğum:
Muğla, Türkiye, 1964

Okurlar

2 okur beğendi.
10 okur okudu.
11 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Tarih her zaman sorgulanmaya mahkümdür. Gelecek ancak bu şekilde yönlenebilir. Biz yapı ustası mimarlar bizden önceki yapıları öğrenirken o eski yapıların eksikliklerini de fark edebildiğimiz sürece gelişebiliriz.
Irkçılık köylerde yerleştirilmeye çalışılırsa tam bir felaket olur. Bu topraklar rezil olur. Ne uygarlık, ne mimarlık hiçbir şey kalmaz. Her yer vahşice yağmalanır. Genç Türkler Selanik'ten, uygar bir yerden geliyorlar. Ama Anadolu'yu tanımıyorlar. Nasıl bir tehlikeli oyuna girdiklerinin farkında değiller. Bu binlerce yıllık uygarlığın geliştiği topraklar ırkçılık, dincilik adına yok edilecek. Bu arada benim eserlerime de yazık olacak...
Reklam
Çekiçler yüzlerce taş düzeltirken kendileri de yıpranıyor, hatta bazen kırılıyordu. Demir nallar atın tırnaklarını koruyalım derken taş tarafından da yıpratılıyordu. Bu iki madde sürekli birbirine vurduruluyordu. Bazen taş, bazen demir yıpranıyordu. Ama eninde sonunda ikisi de yıpranıyordu. Neden bu iki madde birbirine vurduruluyordu? Birtakım insanlar için... Türkler ve Rumlar birbirine başkalarının çıkarı için vurduruluyordu. Almanya'nın, İngiltere'nin çıkarları için. Demir ve taş bunun farkında mıydılar? Hayır farkında değillerdi.
Şu 1915 Yılında
Sabahleyin güneş doğmadan kalkıp misafirliğe, kahvelere gider, sonra işe dağılırız. Yataktan kalkar kalkmaz işe gidilmez. Hayatı yaşamayı severiz biz Muğlalılar. Müslüman Muğlalılar da aynı şekilde yaşar. Günün başlangıcını, güneşin doğuşunu adeta kutsarız.
Sayfa 14
Unutulma, reddedilme korkusu...
Her güler yüzlü, saygılı Türk’ün selamı içime huzur veriyordu. Herhangi bir Türk biraz soğuk baksa, selam vermese kötü oluyordum. Bu kadar alıngan olmam hem yaşlılığımdan hem de Rumlar’a karşı alınan kötü tutumlardan dolayıydı. Yani unutulma, reddedilme korkusu...
Sayfa 30
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok