Bu dünyada insanı en çok eksilten, acıtan, yeterince sevilmediğini, istenmediğini hissetmesi ve nihayetinde bu hakikati kabullenirken mahkûm olduğu çaresizlik.
Tanpınar romanın sonunda enstitüde yenilik için çalışanların tepki gösterdiği Halit Ayarcı’ya insanın riyakârlığını anlatır: “Samimiydiler aslında yeniliği kendilerine ucu dokunmamak şartıyla seviyorlardı.Hâla da o şartla severler. Fakat hayatlarında emniyetli ve sağlam olmayı tercih ediyorlar.” “Olur mu öyle şey, iki türlü mantık aynı kafada bulunur mu?” diyen dostuna verdiği cevap basit ve her dönemde doğrudur maalesef: “Tabii bulunur. Daha doğrusu menfaatler istikametini değiştirirse mantık da değişir.”
Esra Yalazan bizi bu kitapta okuma seruveninden bahsetmekle kalmayip içini bizi de almayı ihmal etmiyor. Woolf, Borges, joyce, Sabahattin Ali gibi değerli yazarlarin hem hayat hikayelerini analiz ediyor bu deneme kitaninda, hem de bizi kelimeler deryasinda yüzdüruyor...
Kitaptaki yazarlari daha yakindan tanimak istiyorsanız okuyun derim.