Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Filiz Yavuz

7.8/10
25 Kişi
65
Okunma
2
Beğeni
1.401
Görüntülenme

Hakkında

1981’de Eskişehir’de doğdu. Nükleerin ne demek olduğunu 1999’da girdiği İstanbul Üniversitesi’nde öğrendi ve nükleer karşıtı oldu. Belki de bu yüzden ekoloji alanında çalışmayı seçti; çeşitli dergi, gazete ve televizyon kanallarında muhabirlik ve editörlük yaptı. 2008’de Marmara Üniversitesi’nde gazetecilik yüksek lisansına başladı. İstanbul ve Madrid örnekleri üzerinden kent kültürü ve gazetecilik ilişkisini inceledi. Tezin Madrid ayağını yazmak üzere “Universidad Complutense de Madrid”den davet aldı. Yaklaşık bir yıl Madrid’de kaldı. Tezini 2011’de savundu. 2012’de yine Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde gazetecilik doktorasına başladı. Nükleer Karşıtı Hareketin Gazetelerdeki Yansıması” konulu doktora tezini yazmakla, bir de Deniz’e bakmakla meşgul.
Unvan:
Yazar
Doğum:
Eskişehir, 1981

Okurlar

2 okur beğendi.
65 okur okudu.
1 okur okuyor.
40 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Çernobil Nükleer Kazası
Oysa Sovyet nükleer bilimciler 26 Nisan 1986'dan önce büyük bir gururla Çernobil Nükleer Santrali'nde facia boyutunda bir kaza olmasının imkânsız olduğunu açıklıyordu. Sovyet basını nükleerin riskleri üzerine yürütülen tartışmalarda, Türkiyelilere tanıdık gelecek biçimde, nükleer santrali semaverle kıyaslayarak santralin semaverden bile daha tehlikesiz olduğunu yazıyordu. Fakat öyle olmadı. Başkent Kiev'in 135 km kuzeyinde yaşayan Çernobil halkı, 26 Nisan'da nükleer bir felakete uyandı.
Elinde en çok nükleer silah bulunduran ABD ile Rusya arasında geniş çaplı bir nükleer savaş çıkar ve 500 nükleer savaş başlığı, Amerikan ve Rus şehirlerine isabet ederse ilk 1.5 saatte 100 milyon kişi ölecek.
Reklam
Ne kalan kahraman ne giden korkak; giden gittiği, kalansa kaldığı için mağdur.
Sayfa 26 - Mundi
Dünyadaki Nükleer Silahlar
ICAN temsilcisi Arife Köse'nin verdigi bilgilere göre halihazırda ABD 8 bin, Rusya 10 bin, Fransa 300, Ingiltere 225, Çin 240, Hindistan 80-100, Pakistan 90-100, Israil en az 80, Kuzey Kore en az 10 tane nükleer silaha sahip.
Çernobil'in Türkiye'ye etkisi
"Çernobil'den gelen radyasyon çok uzun yıllar yok olmayacak. Belki zamanla toprağın diplerine doğru gidecek ama yok olmayacak. Kazadan sonra, 1993'te bir öğrencimle birlikte Karadeniz'de yaptığımız ölçümlerde kirliliğin toprağın yaklaşık 10 cm aşağısına indiğini ölçmüştük. Şu an gitsem, orada yine Çernobil'in izlerini bulurum."
Beni Akkuyularda Merdivensiz Bıraktın
Beni Akkuyularda Merdivensiz Bıraktın
Türkiye'de 1970 lerden itibaren Nükleer Enerji için Siyaset - STK - Halk üçgeninde yaşananları ve farklı görüşleri tüm açıklığı ile aktaran başarılı bir kitap. Sinop ve Akkuyu'ya daha önce hiç gitmemiş olsanızda cennetten bir köşe gibi olan bu bölgelerimizin Nükleer Santraller vasıtasıyla bizim elimizden kirletilecek olması oldukça hissedilen bir burukluğa neden oluyor.
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
232 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Elektrik ihtiyacının bir kısmını ucuza karşılayan, yakıtı dönüştürülerek tekrar kullanılabilen, atomun çekirdeğinden elde edilen bir enerji türü nükleer enerji. Aynı zamanda da insanlığın, doğanın, ekolojik dengenin, tüm canlı türlerinin; gerek öngörülemez kazalar yüzünden, gerekse atıklarının çok uzun yıllar zarar vermeye devam etmesi açısından
Beni Akkuyularda Merdivensiz Bıraktın
Beni Akkuyularda Merdivensiz BıraktınFiliz Yavuz · Can Yayınları · 201545 okunma
232 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Akkuyu ve Sinop’a yapılması planlanan nükleer santraller ile ilgili yapılan araştırmaları, süreci ve o bölgelerde yaşayan insanların düşüncelerini ele alan bir kitap.
Beni Akkuyularda Merdivensiz Bıraktın
Beni Akkuyularda Merdivensiz BıraktınFiliz Yavuz · Can Yayınları · 201545 okunma
152 syf.
9/10 puan verdi
Kalmak mı, gitmek mi, İşte bütün mesele bu.. Ülkemizde son on yılda yaşananlar hepimizin aklına "gitmek" fikrini getirmiştir. Peki "gidenler" mutlu mu gittikleri için? Sevgili Filiz Yavuz'da "gidenler" arasında..  2016 yılında küçük çocuğunu da alıp Madrid'e gidiyor. Bu süreçte kendisi gibi Türkiye'den ayrılanların gitme sebeplerini araştırıyor, gittikten sonra onları nasıl bir yaşamın beklediğini, geri dönmek isteyip istemediklerine ait araştırmalarına yer veriyor kitabında. İlk bölüm Türkiye'nin son yirmi yıldaki genel bir özeti aslında. Siyasi çalkantılar, her gün patlayan canlı bombalar, darbe tiyatroları, Taksim'de hukuk arayan eylemcilere yapılan saldırılar, OHAL... Türkiye'de kendini güvende hissetmeyen insanların bir çoğu çocuklarına daha güvenli bir gelecek kurabilmek için göc ediyor. Her ne kadar beden olarak gitseler de kalplerinin doğdukları yerde kalacağını bile bile. İkinci bölümde Filiz Yavuz kendi deneyimlerini de içine katarak gidenlerin yaşadığı sıkıntılardan, memleket özleminden, ülkelerin göçmen kabul şartlarından vs. bahsediyor. Yaşanılan onca acıyı tekrar hatırlattığı için sindirmesi zor bir kitaptı benim için. Tekrar o berbat zamanları yaşıyor gibi hissettim okurken. Umarım ülkemiz 'gitmek isteyenlerin' değil 'burada yaşamak isteyenlerin' ülkesi olur. Mundi yayınlarından okuduğum ilk kitaptı. Kitap iç ve dış tasarımı mükemmel. Kitap: 9/10 Kapak: 10/10
Göçmek Ne Garip Şey Anne!
Göçmek Ne Garip Şey Anne!Filiz Yavuz · Mundi Yayınları · 202020 okunma