Çağdaş ezoterik sistemler neredeyse her zaman insanlığın bilgi arama veya edinme arzusuyla oynuyor. Bilgiyi ve anlayışı engelleyen -çoğunlukla fark edilmeyen- engeller bu tür sistemlerde neredeyse evrensel olarak ihmal edilmektedir. Öğrenmenin gerçekleşmesinden önce bireyde veya grupta belirli koşulların ve temel faktörlerin mevcut olması gerekir. Nasıl Öğrenileceğini Öğrenmek ve Komuta Eden Benlik kitaplarında atılan temelleri temel alan Idries Shah, Nasıl Bilileceğini Bilmek kitabında bu faktörleri aydınlatıyor. Çiçeklerin yaprakları üzerine düşen ultraviyole ışık gibi, normalde alışılmış düşünce tarzlarımız tarafından görülemeyen gizli desenleri ortaya çıkarır. "Eğer çoğu zaman çok komik olmasaydı bu, Şah'ın kitabı olmazdı. Kısacası, Şah'ın eserlerini bilenlere bunun çok çeşitli zevklerle dolu bir bereket olduğu söylenmesine gerek kalmayacak; bilmeyenler onu büyüleyici bir giriş olarak görebilirler. Sufilerin hayat görüşüne göre."
İnsanın potansiyelini bilme hakkı: mesela mistisizm hakkında? Niye, BİLİNECEK BİR ŞEY YOK…' Bilinecek bir şey olduğunu inkar ederek, bilme hakkı olduğu fikrinin bile önüne geçmişler. Böylece, Orwell'in bilme hakkının reddedildiği halk kavramından yüzyıllar önce, herhangi bir bilme hakkının reddedilmesinden daha zekice ve daha etkili olanın, bilinecek hiçbir şey olmadığı iddiasının olduğu keşfedilmişti...”