Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İsmail Çalışkan

İsmail ÇalışkanTefsir Tarihi yazarı
Yazar
Derleyen
Editör
9.0/10
14 Kişi
66
Okunma
7
Beğeni
1.843
Görüntülenme

İsmail Çalışkan Sözleri ve Alıntıları

İsmail Çalışkan sözleri ve alıntılarını, İsmail Çalışkan kitap alıntılarını, İsmail Çalışkan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şeriat, birleştiren olmalı ve asla bir ayrıştırma aracı haline gelmemelidir. İlahi yasa olan Şeriat, ümmeti birleştiren ortak değer olmalıdır.
Günümüzde şeriatın, kol kesen, baş koparan ve başkasına hayat hakkı tanımayan katı kurallı sistem olarak algılanması lafızcı anlayışın tabii sonucudur. Maalesef sıhhat, söyleniş amacı ve söylendiği ortama bakılmaksızın nakledilen her rivayet üzerine hüküm bina edilmektedir. Yanlış istinbat edilen bu hükümler ve şeriat kılıcıyla ortalık kan gölüne çevrilmektedir.
Reklam
Çağdaş bir tarihçinin Emevilerin iktidarı ile dinî ve fikri akımlar arasındaki güvensizliğe dayalı ilişkiyi anlatan şu cümleleri mani­dardır: Emevi halifeleri, Kaderiye'nin insanın irade hürriyeti hakkında konuşmasından çok korkuyorlardı. Çünkü bu fikir, halifelerin yap­ tıklarını eleştirme ve hüküm verme kapısını açıyordu. Yine, Kaderiye bu fikriyle Emevilerin hasımlarına karşı silah olarak kuşandıkları cebir İlkesine hücum ediyordu. Çünkü Emeviler cebir telakkisini kul­lanarak halifeliklerine kutsiyet şemsiyesi kazandırmış ve bu görevi ilahi otorite mertebesine yükseltmişlerdi. Kaderiye, insan hürriyetini savunmak suretiyle, aynı zamanda, Emevilerle ve cebir vasıtasıyla mevali ve Arap olmayan Müslümanlar üzerinde istibdada dönüşen hilafetle siyasî çatışmaya girmişlerdi. Öyle ki insan hürriyetini savu­nan kaderi düşünce ihtilal ruhuna bürünmüş ve hem hilafet hem de diğer fırkalar İçin bir tehdit unsuru olmaya başlamıştı.
"Helal, Allah'ın kitabında helal kıldığı; haram da Allah'ın kitabında haram kıldığıdır. O'nun susup bir şey söylemediği ise bağışladığıdır."
Hz. Ömer'in, devletin sosyal adaleti sağlayamadığı ve kıtlığın hüküm sürdüğü zamanda el kesme cezasını uygulamaması, şekilci anlayışın doğru olmadığını göstermektedir.
Din, insanın itikadi, ahlaki, ibadi ve beşeri ilişkilere dair fikir ve davranışlarını belirleyen bir yapı olarak tüm hayatını kuşatmaktadır. Bu çerçevede dinin, sadece inanç, hukuk veya sadece ahlak gibi tek boyutlu olduğu düşünülemez...
Reklam
Şeriat, Allah'ın, insanların dünyevi ve uhrevi hayatlarım düzenlemek üzere peygamberler aracılığıyla bildirmiş olduğu, itikadi, ameli ve ahlaki ilke ve prensipler bütünüdür.
Sekülerizm, dini sadece insanların maşeri vicdanına, ölüm ve ölüm ötesine, cenazeye, camiye, namaza ve birkaç kandil gecesine hapsetmiştir.
Geçmişi kutsamak, tarih-üstü İslam mesajını bir dönem ile sınırlandırmak anlamına gelecektir. Şeriat, geçmişi olduğu gibi bugüne veya geleceğe taşımak değildir.
Reklam
Şeriatin vahiy döneminde imani, ahlaki ve kevni ayetleri içeren Kur'an merkezli manası, sonraları Kur'an ahkamına indirgenerek emir ve kuralları içeren dar çerçeveli şeriat anlayışına evrilmiştir.
Tarihi süreç içinde çeşitli yer ve zamanlarda, çeşitli dil ve ırklardan peygamberlerin gelmiş olması değişimin ana göstergesidir. O halde değişim fikri, peygamberlerin bizzat kendilerinin gelmesinden çıkar...
"Millet ve şeriat aynıdır. Din, millet ve şeriattan ayrıdır. Millet ve şeriat, Allah'ın insanları yapmaları için çağrıda bulunduğu şeydir. Din ise insanların, Allah emrettiği için yaptığı seylerdir."
Allah'la iletişim, sadece Hz. Muhammed'le değil ondan önce birçok peygamber aracılığıyla gerçekleşmiş: Yüce Yaratıcı, istek ve direktiflerini yeryüzüne onlar aracılığıyla ulaştırmıştır.
Allah, insanı gösterdiği yolda yürümeye çağırmaktadır. Eğer insan çağrıya uyar ve bu yolu takip ederse, işte o zaman Din'i gerçekleştirmiş olur.
73 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.