Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Lütfü Akdoğan

Lütfü AkdoğanEfsane Cengo - 14 yazarı
Yazar
7.7/10
7 Kişi
23
Okunma
8
Beğeni
1.697
Görüntülenme

Hakkında

24 Temmuz 1930’da o sıralarda Fransız işgali altında bulunan Antakya’da doğdu. İlkokulu Fransızca ve Arapça okuyarak bitirdi. 1943 yılında İstanbul Haydarpaşa Lisesi’ne geldi. YENİ SABAH’ta polis-adliye ve savaş muhabiri olarak çalışmaya başladı. Bir süre sonra yeni çıkan TERCÜMAN’a geçti. TERCÜMAN ile de yolları ayrılan Lütfü Akdoğan sırasıyla AKŞAM gazetesi ve YENİ İSTANBUL gazetesine istihbarat şefi oldu. Bundan sonra ise ilk gazete çıkarma deneyimini Kasım Gülek’in önderlik ettiği bir gurupla TANİN gazetesini çıkararak yaşadı. Bu girişim o dönemdeki politik şartların elverişsiz olması nedeniyle uzun sürmedi. En son TERCÜMAN gazetesinin yeniden yapılandırılarak çıkartılmasında büyük bir rol oynadı; ülkenin dış politikasına yön veren yazılar, röportajları ve o güne kadar yapılmayan yenilikleri uygulamasıyla gazeteyi dönemin en yüksek tirajlı gazetelerinden biri haline getirdi. Lütfü Akdoğan, aynı dönemde 1965–1969 yılları arası Adalet Partisi Konya Milletvekilliği yaptı. Parlamento’da bulunduğu dönemde Dışişleri Komisyonu ile Basın ve Turizm Komisyonu üyelikleri görevlerinde bulundu. Milletvekilliği esnasında dahi mesleğinden kopmadı ve 1967 ile 1973 Arap-İsrail Savaşları’nda harp muhabirliği yaptı: çok önemli röportajlar gerçekleştirdi. Bab-ı Âli’den ayrılmış olmasına rağmen 1992 yılında HÜRRİYET gazetesinde yayınlanan ropörtajı ve çok daha sonraları kimi zaman konuşmacı olarak katıldığı, kimi zaman da kendisi ile röportaj yapıldığı KANAL 6, NTV, ATV, HABER TÜRK, FLASH TV, ULUSAL KANAL gibi televizyon kanallarındaki programlarla da bu mesleğe olan sevgisini, saygısını ve muhabirliğe başladığı ilk günkü heyecanını hiç kaybetmediğini tüm genç meslektaşlarına örnek olacak şekilde gösterdi ve aynı şevkle çalışmalarına devam ediyor.
Unvan:
Gazeteci,Yazar
Doğum:
Hatay, 1930

Okurlar

8 okur beğendi.
23 okur okudu.
2 okur okuyor.
24 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Ben Fransız’ım, Edward Kanadalı, Nerissa’yla Hera ise Hawaii Adalarından ancak dördümüz de Amerika’nın çirkin CIA kuruluşunda çalışıyoruz; işte bunu düşünüyorduk. Bu geçen on yıl içinde, ona yakın savaş çıkaran, on beş milyon insanın ölümüne sebebiyet veren Amerika’nın istihbarat servisindeyiz. Cinayetler, katil yaratanlar, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ve adam kaçıranlar arasındayız. Dünyayı ateşe veren ve akla hayale gelmeyen zulümleri yaratan Amerikan Hükümeti’nin CIA’sında çalışıyoruz.
İstihbarat ve casusluk üstün bir zeka, estetik duygusu, gelişmiş hayal gücü, ketumiyet, kapsamlı kültür ve bilgi birikimi, analitik düşünme, cesaret, sadakat ve zerafeti bir arada taşıyabilenlerin sanatıdır. (Wesley Black)
Reklam
Menderes o tarihlerde Amerikalılardan son derece kuşkuluydu. Amerika’nın Türkiye’de birtakım faaliyetlerde bulunduğunu ve kendisini devirmek istediğini tahmin ediyordu. Orduya ise son derece güvenmekteydi ancak ordunun tamamıyla Amerika’nın emrinde olduğunu da gayet iyi bilmekteydi. Bu sebeplerden, bir an önce Sovyetler Birliğine yanaşma sevdası içine düşmüştü.
Menderes ve Bayar’la yaptığım görüşme gözümün önünden bir film şeridi gibi geçti. Hükümet üyeleri, karşımda son derece çaresizdi ve bitkindi. Son derece zayıf, yalpalayarak ilerleyen, biçare bir hükümet gördüm. Hayalimde bildiğim Osmanlı imparatorluğu, hayran olduğum Atatürk ve inkilapları gözümde bir bir sönüp gittiler. Hint denizinden Viyana kapılarına kadar hükmeden bir imparatorluğun varisi olan devletin yeni yöneticileri böyle mi olmalıydılar? Haykıran, gürleyen, isyan eden bir ses, yeni ufaklara doğru yol arayan bir ses işitememiştim. Türk Hükümeti’ni Amerika’ya dayanmış, Amerika’nın lütfuna ve parasına muhtaç olmuş, el açmış bir dilenci gibi görmüştüm.
1956-1960 CIA görevlisi, Türkiye’nin gerek askeri istihbaratının gerekse MİT’in tamamıyla emrimizde olduğunu ifade ederek şunları söyledi. “Maaşlarını biz ödüyoruz, muhabere sistemlerini biz koruyoruz, her çeşit malzemeyi biz getirip hediye ediyoruz. Gerekli yerlere bol miktarda para dağıtıyoruz. Ortadoğu’da en büyük istihbarat merkezimiz Türkiye Karamürsel’de ve İncirlik’tedir. Karadeniz’deki üstlerimizde, kıtalar arası füzeleri yönetebilecek her çeşit sisteme sahip olmakla beraber, Rusya’yı da 24 saat gözetleyebilmekteyiz. Zaman zaman bizim uçaklarımız ile Türkiye’nin uçakları, Rusya’nın sahillerine kadar uzanmakta ve keşif yapmaktadır. U2 uçaklarımızla, yalnız Rusya’nın değil, tüm dünyanın fotoğraflarını çekmekteyiz. Burada rahatız; subaylarımız, siyasi memurlarımız ve diplomatlarımız büyük bir saygı görmektedir.”
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
445 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
osmanlı tarihi, osmanlı padişahları, cumhurbaşkanlarımız ve osmanlı devleti ile Türkiye'nin imzaladığı anlaşmalar hakkında kısa bilgi alabileceğiniz bir kitap. TAKİ iddiasına gelince kitapta bununla ilgili kısım bir kaç sayfayı geçmemekte ve açıklayıcı olmaktan ziyade temenniler bulunuyor.
Geleceğin Yüzyılı
Geleceğin YüzyılıLütfü Akdoğan · 4951 Kitap · 20143 okunma