Lütfü Akdoğan

Efsane Cengo - 14 yazarı
Yazar
7.7/10
7 Kişi
23
Okunma
8
Beğeni
1.732
Görüntülenme

Lütfü Akdoğan Sözleri ve Alıntıları

Lütfü Akdoğan sözleri ve alıntılarını, Lütfü Akdoğan kitap alıntılarını, Lütfü Akdoğan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ben Fransız’ım, Edward Kanadalı, Nerissa’yla Hera ise Hawaii Adalarından ancak dördümüz de Amerika’nın çirkin CIA kuruluşunda çalışıyoruz; işte bunu düşünüyorduk. Bu geçen on yıl içinde, ona yakın savaş çıkaran, on beş milyon insanın ölümüne sebebiyet veren Amerika’nın istihbarat servisindeyiz. Cinayetler, katil yaratanlar, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ve adam kaçıranlar arasındayız. Dünyayı ateşe veren ve akla hayale gelmeyen zulümleri yaratan Amerikan Hükümeti’nin CIA’sında çalışıyoruz.
Menderes o tarihlerde Amerikalılardan son derece kuşkuluydu. Amerika’nın Türkiye’de birtakım faaliyetlerde bulunduğunu ve kendisini devirmek istediğini tahmin ediyordu. Orduya ise son derece güvenmekteydi ancak ordunun tamamıyla Amerika’nın emrinde olduğunu da gayet iyi bilmekteydi. Bu sebeplerden, bir an önce Sovyetler Birliğine yanaşma sevdası içine düşmüştü.
Reklam
İstihbarat ve casusluk üstün bir zeka, estetik duygusu, gelişmiş hayal gücü, ketumiyet, kapsamlı kültür ve bilgi birikimi, analitik düşünme, cesaret, sadakat ve zerafeti bir arada taşıyabilenlerin sanatıdır. (Wesley Black)
CIA’da her çeşit adam bulunurdu; okuma yazma bilmeyen insandan, atom alimine kadar çeşitli meziyetlere sahip insanlar burada toplanmışlardı.
Biz toplumların, en az yöneticiler kadar büyük görev ve sorumlulukları vardır. Artık bilinçlenme, aklımızı başına alma zamanı gelmiştir. Çünkü cahillik sonucu yapılan hatalardan yaratılan ve bunlardan güç alan, kuvvet bulan kibirli, kendini beğenmiş liderlerin tarih sayfalarından silinmesi, ancak toplum sayesinde gerçekleşebilir. Tarih ayaklar altında değil, baş üstünde taşınmalıdır.
Menderes ve Bayar’la yaptığım görüşme gözümün önünden bir film şeridi gibi geçti. Hükümet üyeleri, karşımda son derece çaresizdi ve bitkindi. Son derece zayıf, yalpalayarak ilerleyen, biçare bir hükümet gördüm. Hayalimde bildiğim Osmanlı imparatorluğu, hayran olduğum Atatürk ve inkilapları gözümde bir bir sönüp gittiler. Hint denizinden Viyana kapılarına kadar hükmeden bir imparatorluğun varisi olan devletin yeni yöneticileri böyle mi olmalıydılar? Haykıran, gürleyen, isyan eden bir ses, yeni ufaklara doğru yol arayan bir ses işitememiştim. Türk Hükümeti’ni Amerika’ya dayanmış, Amerika’nın lütfuna ve parasına muhtaç olmuş, el açmış bir dilenci gibi görmüştüm.
Reklam
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.