Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Muhammed Hüseyin Şehriyar

Muhammed Hüseyin ŞehriyarHaydar Baba yazarı
Yazar
9.4/10
54 Kişi
190
Okunma
143
Beğeni
9bin
Görüntülenme

Hakkında

Tam adı Doktor Seyyid Muhammed Hüseyin Behcet Tebrizî'dir. Bunlardan Muhammed Hüseyin şairin küçük adı, Behcet Tebrizî soyadı, (Seyyid) peygamber soyundan geldiği için) lakabı, Doktor muhtemelen tıp fakültesinde okuduğundan dolayı söylenen bir hitab sözü, Behçet aynı zamanda ilk mahlası, Şehriyar ise daha sonraki mahlasıdır. Şair ülkesinde ve dünyada mahlası olan Şehriyar olarak tanınmaktadır. Doğum tarihi kaynaklarda çok çeşitli olmakla beraber 1904 yılında Tebriz'in Bağmeşe mahallesinde doğmuş olmalıdır. Babası Tebriz'in ünlü avukatlarından kemal ve faziletle şöhret bulmuş Hacı Mir Ağa, annesi ise Kövkeb hanımdır. Şehriyar'ın çocukluk yılları Tebriz'deki Meşrutiyet devrine rastlamaktadır. Tahsil hayatı ile ilgili bilgiler karışıktır. İlk tahsilini babasından almış ve küçük yaşlardan itibaren şiire yatkınlık gösterdiğinden. o devirde okutulması adet olan Kuran-ı Kerim, Sadi'nin Gülistan'ı ve Ebu Nasri Ferahi'nin Nisab adlı Arapça Farsca manzum lugatiyle öğrenimine devam etmiştir. Daha sonra Molla İbrahim'den daha altı yaşında iken Gülistan ve Hafız dersi almıştır. İlk resmi öğretimine Tebriz'deki Medrese-yi Müttehide'de başlamıştır. Yaz mevsimininde ise Kayışkurşak'da aydın bir zat olan Molla İbrahim Halil'de eğitim ve öğretimine devam etmiştir. Orta tahsiline ise Füyuzat ortaokulunda başlamış ve dokuzuncu sınıfa kadar devam etmiştir. Ayrıca Tebriz'deki Talibiyye Medresesi'nde Arap dili ve edebiyatı okumuş, daha sonra 1921'de darülfünuna kaydolmuş ve 1923'de tıp fakültesine girmiştir. Ama tıp fakültesini maddi zorluklar yüzünden bitirememiştir. Şehriyar'ın sevdiği kızın adının Süreyya olduğunu biliyoruz. 1973 yılında yaptığı Tahran radyosunda yaptığı bir konuşmada Süreyya ile son defa Behcetabad'da buluşacaklarını ancak onun gelmediğini, ertesi sabah ise fakülteyi bitirmesine iki üç ay kala Tahran'dan sürgün edildiğini, Behcetabad Hatiresi şiirini bu buluşmaya hasrettiğini söylemiştir. Şairin devlet memurluğuna 1932 yılında başladığında bütün kaynaklar müttefiktir. Daha sonra Tahran'dan sürülmüş ve 1935 yılında tekrar Tahran'a dönmüş ve Ziraat Bankası'nda memuriyetine devam etmiştir. Şehriyar'ın hayatının önemli olaylarından biri de babasının ölümüdür. Babasının ölümümden ve 1935'de Tahran'a dönüşünden sonra şairin buhranlı bir döneme girdiğini görüyoruz. Şair bütün sevdiklerinden ve dostlarından uzaklaşır. Ruh çağırma seanslarına katılır, tasavvufa meyleder, hatta Zehebiye tarikatına intisab eder. Bu arada 1937 yılında dört ay süren bir Tebriz seyahati yapar. Şehriyarın bu bunalımlı durumu uzun sürer. Şair annesinin de ölümüden sonra uzun zaman kaldığı buhranlar ve hastalıklar geçirdiği Tahrandan aniden ayrılarak 1953 ortalarında anayurduna Tebriz'e döner. Buradaki Ziraat Bankası'nda çalışmaya başlar ve buradan emekli olur. Şehriyar, Tebriz'de en mühim eserini "Haydarbaba'ya Selam" ı yazar ve bastırır (1953). Şehriyar Tebriz'e yerleştikten sonra akrabalarından ilkokul öğretmeni ve kendisinden 35 yaş küçük Azize adlı bir kızla evlenir (20 Ağustos 1953) ve bir ev alır. Bu evliliğinden dört çocuğu olmuştur. Şehriyar 1964 yılında Hoşginab'a gider ve ikinci.Heyderbaba'yı yazar ve bastırır. 1976 yılında Tahran'a gider ve misafirlikte iken eşi Azize Hanım kalp krizinden vefat eder. Şairin Türkçe şiirlerinin büyük kısmı 1982'de Yahya Şeyda tarafından Tahran'da neşredilmiş 1984 yılında ise Tebriz Üniversitesi'nde yapılan bir törenle 80. yaş günü görkemli bir şekilde kutlanmıştır. Şehriyar ömrünün son yıllarında yaşlılığın verdiği zaafiyetle birçok kez hastalanmış ve nihayet 18 Eylül 1988'de vefat etmiş ve Tebriz'in ünlü Makberetü'ş-Şuara'da toprağa verilmiştir. Şehriyar'ın hatırasına hürmeten Tebriz'de hiçbir dükkan açılmamış ve bütün halk matem işareti olarak karalar giyinmiştir. Şehriyar anadili Türkçeden başka mükemmel derecede Farsca ve Arapça , iyi derecede Fransızca bilirdi. Gençliğinden beri musiki ile yakından ilgilenmiştir. Çok güzel tar çalan Şehriyar'a İran'ın meşhur musikişinaslarından Ebulhasan Seba, Dervişandan kalma kıymetli bir tar hediye etmişti. Şehriyar, İran'ın ünlü hanende ve sazendelerinden Ebulhasan Han İkbal, Kamer, Kerimağa Safi ile dost olmuş, Ebulhasan Seba dahil bir çoğunaölümleri vesilesiyle Farsca ve Türkçe mersiyeler yazmıştır. Şair emekliliğinden sonra Tebriz'de sade bir hayat sürmüştür. Küçük çocuklarını sevip okşayarak onlarla Tebriz sokaklarında gezintiye çıkan Şehriyar'ın bir zevkinin de güzel hattıyla Kuran ayetlerini istinsah edip dostlarına hediye etmek olduğu bilinir. Şehriyar usta şairliğinin yanında seyit (peygamber soyundan gelen) olması yönüyle de halk arasında büyük saygı ve sevgi görmüştür. Şair emeklilik günlerinde maddi sıkıntılar içinde olmuş, 1976'da bulunduğu Tahran'da Ettelaat gazetesine verdiği demeçte 22 yıldan beri aynı elbiseyi giydiğini söylemiştir. İran edebiyatındaki yeri dolayısıyla birinci dereceli Maarif nişanı ile taltif edilmiş, Tebriz Üniversitesi edebiyat fakültesinin en büyük anfisine ve Tebriz'deki okullardan birine onun adı verilmiştir. Ayrıca daha sağlığında 16 Mart günü şehriyar günü olarak kabul edilmiş, ölümünden sonra da evi müze haline getirilmiştir. İran'ın ileri gelen şair ve yazarları tarafından da övülen Şehriyar'ın Kitapça'sında yazdığı önsözde Şehriyar'ı "Yalnız İran'ın değil, bütün şark aleminin iftiharı" olarak takdim etmiştir.
Tam adı:
Seyyid Muhammed Hüseyin Behcet Tebrizî
Unvan:
Güney Azerbaycanlı Şair
Doğum:
Tebriz, 1904
Ölüm:
18 Eylül 1988

Okurlar

143 okur beğendi.
190 okur okudu.
2 okur okuyor.
80 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Yar Qasidi..
Sən yarımın qasidisən, Əylən, sənə çay demişəm. Xəyalıni göndəribdi Bəski mən ax-vay demişəm. Ax! Gecələr yatmamışam, Mən sənə lay-lay demişəm. Sən yatalı, mən gözümə Ulduzları say demişəm. Hər kəs sənə "ulduz" deyə, Özüm sənə "ay" demişəm. Səndən sora həyata mən Şirindisə, zay demişəm. Hər gözəldən bir gül alıb, Sən gözələ pay demişəm. Sənin gün tək batmağıvı Ay balana tay demişəm. İndi yaya qış deyirəm, Sabiq qışa yay demişəm. Gah toyuvu yada salıb, Mən dəli nay-nay demişəm. Sonra yenə yasa,batıb Ağları hay-hay demişəm! Ətək dolu dərya kimi, Göz yaşıma çay demişəm. Ömrə, sürən mən qaragün Ax demişəm, vay demişəm!
Sayfa 91 - Zeka kitab evi/2016/KlassiklerimKitabı okudu
Haqqin Sesi
Hələ neçə xəyal ələk-fələkdir, Ən böyük dərd isə biganəlikdir. Bizim qəlblərimiz birləşsə əgər, İnsan hər ulduzdan parlaq görünər! Birləşsə cahanda milyard ürəklər, Bütün arzulara yetişər bəşər!
Sayfa 327 - Zeka kitab evi/2016/KlassiklerimKitabı okudu
Reklam
"Ayın aynasında "
Gecələr aya baxıb, sevgilimi yad edirəm, Ona efsanə deyib, mən yenə fəryad edirəm. Ola ki, aya, mənim nazlı nigarım baxacaq, Bu xəyallara uyub, qəmli könül şad edirem.
Sayfa 427
Gecə gündüz kimi cansıxan deyil, Gündüzün yanında gecə aydır, bil!
Sayfa 269
İnsan derdlerine bigane insan...
Geceler daliram gur şəhərlərə Gecələr bənzəyir al səhərlərə...
Sayfa 331 - Zeka kitab evi/2016/KlassiklerimKitabı okudu
Eşqi var idi Şəhriyarın güllü-çiçəkli, Əfsus, qara yel əsdi, xəzan oldu baharı.
Muhammed Hüseyin Şehriyar
Muhammed Hüseyin Şehriyar
"Gülün ayrılık hazanında ey hazin huylu bülbül Sessizlikti vefânın şartı, bu kavga neden?"
Muhammed Hüseyin Şehriyar
Muhammed Hüseyin Şehriyar
Reklam
Yatmış hamı, bir Allah oyaqdı, daha bir mən, Məndən aşağı kimsə yox, ondan da yuxarı. Qorxum budu, yar gəlməyə, birdən yarıla sübh, Bağrım yarılır, sübhüm, açılma, səni tarı! 🌿
Muhammed Hüseyin Şehriyar
Muhammed Hüseyin Şehriyar

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
250 syf.
9/10 puan verdi
Sade bir hayatınız varsa, kıymetini bilin..
Çocukluğumun en nadide kitabı diyebilirim. 'Heyderbabaya selam' şiiri özellikle o dönemin kültürü ve köy hayatıyla ilgili, insanların fakir, ama mutlu yaşadıkları döneme ait fikir oluşturuyor. Melankolik bir havada olmasına rağmen, şiirde bahsedilen insanların saflığı içinizi ısıtıyor. Hep okurken anneannemi andığım ve gözlerimin her seferinde yaşardığı o satırlar : Bayram idi gece quşu oxurdu, Adaklı qız bey çorabın toxurdu, Herkes şalın bir bacadan soxurdu, Ay ne gözel qaydadı şal sallamak, Bey şalına bayramlığın bağlamak. Şal istedim men de evde ağladım, Bir şal alıb tez belime bağladım, Gulam gile kaçdım, şalı salladım, Fatma xala mene çorab bağladı, ,xan nenemi yada salıb ağladı..
Yalan Dünya
Yalan DünyaMuhammed Hüseyin Şehriyar · Azərbaycan Ensiklopediyası · 199013 okunma
184 syf.
9/10 puan verdi
Aşkla çarpan koca bir yürek
Şehriyar, duyduğum ama okumadığım bir yazardı.Özellikle çeviri metinlerin etkisi nedeniyle çeviri şiirlere soğuk bakarım eskiden beri.Ama Mehmet Kanar bendeki bu korkuyu ortadan kaldırdı.Evet bir şairin yazdığı şiiri başka bir dile çevirmek imkansız olmasa da zordur doğru, ama mümkündür.Mehmet Kanar bize bunu ispatlıyor bütün çevirilerinde. Şehriyar aşkın evrensel dili ile sesleniyor.Dünyanın en ücra köşesinde bile olsa bir şair yazdıklarıyla kalbimize dokunur, çünkü evrensel bir dildir aşk.Tek engel şairin dilini bize aktaran çevirmendir.Eğer kalbimize dokunuyorsa çeviri başarılıdır. Şehriyar, aşka ve sevgiye hasret her okurun kalbine cansuyu olacak dizeleriyle benim kalbimde yerini aldı.Sira sizde..
Farsça Divandan Seçmeler
Farsça Divandan SeçmelerMuhammed Hüseyin Şehriyar · Bilge Yayıncılık · 04 okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
Mənim də bir adım gəlsin dilüzə...
Məhəmmədhüseyn Şəhriyarın klassikləşmiş əsəri. Şair burada öz vətənini - Təbrizin Heydərbaba dağını öz ana dilində, ən gözəl şəkildə tərənnüm edir, bölgədə məşhur insanları təsvir edir, uşaqlıq günlərini yadına salır, və bundan əlavə bunların hamısını bizim gözümüzün önündən sanki, o günləri balaca Şəhriyarla birlikdə oynarmışcasına doğma şəkildə canlandırır. Ehtimal ki, bu gözəl əsər bir çoxumuzun önünə dərsliklərdə qısaldılmış formada çıxıb, fəqət biz onun tam versiyasını oxumağı düşünməyə belə cəhd etməmişik.
Haydar Baba
Haydar BabaMuhammed Hüseyin Şehriyar · Hoşgörü Yayınları · 2011114 okunma