Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Muzaffer İzgü

Muzaffer İzgüZıkkımın Kökü yazarı
Yazar
8.6/10
2.214 Kişi
11,5bin
Okunma
636
Beğeni
30,4bin
Görüntülenme

Muzaffer İzgü Sözleri ve Alıntıları

Muzaffer İzgü sözleri ve alıntılarını, Muzaffer İzgü kitap alıntılarını, Muzaffer İzgü en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
_Benim öğreneceğimden korktunuz demi, Seyit Emmi?
Reklam
Eline koltuk değneğini verdi. Hasan karşıdan koltuk değneğine bakarken, sanki kalkar kalkmaz yürüyeceğini sanıyordu. Ancak hiç de öyle kolay olmadı. Çünkü uzun zamandır yattığından, ayakları bile açılmıyordu. Ökkeş'in yardımıyla avluda birkaç küçük adım attı. Yanında Ökkeş olmasa hemen düşerdi. Ama Ökkeş , onu sıkı sıkı tutmuştu. Hasan: "Yarın da biraz çalışırız." O günden sonra bazen Esme Teyze bazen Ökkeş, Hasan'ı avluda yürütmeye çalıştılar. Nasıl Hasan ona bisikleti öğretirken: "Gayret Ökkeş , haydi Ökkeş, " diyorduysa, Ökkeş de şimdi Hasan'a: "Haydi Hasan, yürüyeceksin Hasan, gayret Hasan," diyordu. Bir gün aynı Hasan'ın bisiklet öğretirken yaptığı, gibi Ökkeş, Hasan'ı bırakıverdi. Hasan kendi kendine yürümüş, Ökkeşlerin odasının yanına dek gitmişti. O, Ökkeş'i ardında sanıyordu. Bir dönüp bakınca: "Yürüdüm Ökkeş , yürüdüm, kendi kendime yürüdüm!" diye bağırdı. ...
"Biliyor musun Hasan," dedi. "Ben köydeyken, köpekle, tavukla, eşeğimle hep konuşurdum." "Eşeginiz de var mıydı ! Vardı ya... Ama bubam satti. Geçen yıl unumuz bitince, paramız da olmayınca bubam sattı . Ben çok ağladım amma, ne yapalım. Eşeğin kulağına söyledim." "Bak Kürük dedim, bir gün param çok olursa gelir seni alırım, dedim."
... Ökkeş öne bindi, Hasan seleye oturdu. Çok sevinçliydiler. Günlerce çalışmışlardı, o soğuk günlerde ayakları dona dona araba yıkamışlardı. Bazen elleri kırmızılıktan mosmor kesilmişti. O soğuk sabahlarda, çoğu insan yüzlerini yıkamak için ellerini soğuk suya değdiremeyip, sıcak suyla yıkarlarken, Ökkeş'le Hasan, buz gibi sularla taksi yıkamışlardı. Şimdi, onların da gezmek, eğlenmek haklariydı. ...
Reklam
.. Hasan, cebinden bir kağıt para çıkarmış, Ökkeş'e uzatıyordu. Ökkeş: "Bu ne?'" diye sordu. "Senin hakkina düşen." "Ama ben araba yıkamadım ki..." "Biz kardeş değil miyiz! Ben hastalansam, benim işim olsa, sen benim yerime yıkamaz mısın?" "Hiç yıkamaz olur muyum? "Öyleyse al..." Ökkeş, Hasan'ın uzattıği parayı aldı: "Sağ ol Hasan," dedi. ...
Ama babası: "Oğlum, sen de duydun, biraz sonra kapanacakmış lunupark," diyordu. Kösenin başında bir kez daha durup seyretti Ökkeş ışıkları. Kim bilir, belki bir daha ne zaman gelirdi böyle bir lunaparka? Ama bir taraftan üzülmesine rağmen bir taraftan da için için seviniyordu. Yarın köye vardığında, arkadaşlarına anlatacağı çok şeyler vardı. Acaba içlerinden hangisi canli bir aslan görmüştü, hangisi trene binmiş, hangisI insanı şişko eden aynalar görmüştü? Yarın o da Bekir Efendi'nin oğlu gibi, geçecek o ağacın altına , toplayacaktı arkadaşlarını başına ve başlayacaktı bir bir anlatmaya.... "Amaniin, aslan ki ne aslan, sanki dana gibi bir kediii. Amanııın , tren ki ne tren, düüüüt, amanııınn, et yemeği ki ne yemeek, gapaklı yemeeek." Hepsini anlatacaktı bunların...
Malum kişiyle röportaj yapılmıştır;
"Efendim nasıl oldu?" "Ne nasıl oldu?" "Şey yani nasıl keşfedildiniz, şimdi sanırım ge­çen yıl bu zamanlar yazar değildiniz?" "Değildim efendim. Zaten ben yazmadım da aslına bakarsınız."
Sayfa 15 - Bilgi YayınlarıKitabı okudu
"Yem geçirmekle olmaz ki," dedi. "Balığın ne zaman yakalanacağını bilmek gerek emmi."
Reklam
... Bir gün kendisi de bir yığın balon alacaktı, balonu olmayan çocuklara bedava dağıtacaktı.
Amin :)))
Beni paranoyak ettiler, dilerim kendileri şizofreni olsunlar.
Epub-SELÂMİ USTA’NIN ALETİKitabı okudu
... Ökkeş: Buba," dedi, "Güneş küstü mü?" "Niye oğlum?" "Baksana çıkmıyor. "Zamanı gelince çıkar. Hem biliyor musun, hava bugün dünden de sıcak olacak. Şöyle güneş üzerimize vurmuş, tutmuşuz balıkları, almışız içlerinden en lezzetli kocaman iki tanesini, şurada temizlemiş, ondan sonra yakmışız gaz ocağımızı, dökmüşüz tavamızın içine yağımızı, bir güzel kızartmışız. Haberin yok senin, limon tuzu da aldım." "Limonun tuzu mu? "Tabii, ekşi yerine. Bir de onu döktük mü balıkların üstüne, ondan sonra Ökkeş'in ellerini bağlayın, benim de ayaklarımı bağlayın artık." Ökkeş hem bağırdı, hem de nerdeyse ağlayacaktı: "Bubaaaa," dedi. "Elim bağlı olursa ben nasıl o balıktan yerim?" Babası güldü: "Şaka söyledim oğlum.
Ah ne mutlu günlermiş, o çocukluk günleri!
Sayfa 55 - Bilgi YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.