Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Muzaffer Oruçoğlu

Muzaffer OruçoğluTohum yazarı
Yazar
8.9/10
263 Kişi
1.013
Okunma
102
Beğeni
8,9bin
Görüntülenme

Hakkında

Muzaffer Oruçoğlu,18 mart 1947’de, Kars’ın Göle kazasına bağlı Büyük Zavot köyünde doğdu. Köyünde ilkokul olmadığı için İlkokulun ilk üç yılını komşu köyün (Küçük Zavot) okulunda, bir yılını kendi köyünde, son yılını da Kars’ta okudu. Kars Orta Okulu’nu bitirdikten sonra, Öğretmen okulu sınavlarını kazanarak Rize Öğretmen okuluna, iki yıl sonra da İstanbul Çapa Yüksek Öğretmen Okulu hazırlık Lisesine gitti. Bir yıl sonra,  Fen Fakültesi Matematik Astronomi bölümüne girdi. 67’de içlerinde İbrahim Kaypakkaya’nın da olduğu 9 arkadaşıyla birlikte, Amerikan 6. Filosuna karşı yayınladıkları bildiri gerekçesiyle Çapa Yüksek Öğretmen Okulu’dan atıldı. 68 öğrenci hareketlerine katıldı. 1969’da Değirmen Köyündeki toprak işgaline katıldı ve tutuklanıp Silivri cezaevine konuldu. 1972’de TKP(M-L) kurucuları arasında yer aldı. 1973’de İstanbul’da yakalandı ve ömürboyu hapse mahkum edildi. Tutsaklık yıllarını şiir ve roman yazarak geçirdi. 13 yıl tutsaklıktan  sonra askere alındı. Askerden 40 gün sonra, mayıs 1986’da firar edip, Yunanistan’a kaçtı. Fransa’da iltica etti. Yeniden roman yazmaya ve resim yapmaya başladı. Politik ve edebiyat dergilerin de makaleleri yayınlandı. 1988’ de evlenerek Avustralya’ya yerleşti. Bu kıtada ilkin iki yıllık resim ve heykel kolejini (Greensborough TAFE COLLEGE - NMIT) bitirdi. Daha sonra Royal Melbourne Teknoloji Enstitüsüne (RMIT) bağlı, PUBLİC ART bölümünde üç yıl Resim ve Heykel eğitimi yaptı. Şimdiye kadar toplam 6 ülkede altmışa yakın kişisel resim sergisi açtı. 13’ü roman, 7’si şiir, 2’si masal olmak üzere 30 kitabı yayımlandı. 2011 yılı Abdullah Baştürk işçi edebiyat ödülü ,Grizu 4 ciltlik romanına verildi.Halen Avustralya'da yaşamaktadır.
Unvan:
Türk Yazar ve Ressam
Doğum:
Boğatepe, Kars, Türkiye, 18 Mart 1947

Okurlar

102 okur beğendi.
1.013 okur okudu.
22 okur okuyor.
376 okur okuyacak.
8 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Dünya karanlıktır... Karanlık dünyayı aydınlık gören körlerle doludur dünya,"
Sayfa 296 - Belge Yayınları - 2. Baskı 2016Kitabı okudu
"Halbuki, insan aklının en mübarek dayanağı merhamettir. Zaman bozuldu, merhametin yerini menfaat aldı."
Sayfa 18 - Sancı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Tırmanın! Tırmanın az kaldı güneşin kapısını çalmaya!"
Sayfa 433 - Belge Yayınları - 2. Baskı 2016Kitabı okudu
"Dersim, eşeğini çok sevmiş, semerini altından yaptırmış. Eşeğe, durum nasıl? diye sormuş, eşekliğim on kat arttı demiş, eşek."
Sayfa 224 - Belge Yayınları - 2. Baskı 2016Kitabı okudu
Gelinim
Gece seyrimdesin Gündüz gönlümde Unutamam Vurgunum hasretine Hasretine gelinim. Akrep gömecine Bal işleyensin Ayva gibi ağlayıp Nar gibi gülensin. Öyle melül Öyle mahzun olma Uğruna yangın olup Sevdasına yeldiğim. Gelir günler gelir Domurur uç verir bilincin Başı dik Kızıl pençeli Şahin olur güvercin.
Sayfa 89 - Tohum Basım YayınlarıKitabı okudu
çıplak ve utangaçsındır beklersin sabırsızlıkla karanlığı bir gece şarkısı dilinde
Muzaffer Oruçoğlu
Muzaffer Oruçoğlu
"Kendimi Azrail'in yerine koymaktan korkarım.Çiçeği bile koparmam, onu kendi kökünün üzerinde koklarım "
Muzaffer Oruçoğlu
Muzaffer Oruçoğlu
Reklam
ANALIĞIM Analığımdı. Daha fazlasıydı. Izdırap gibi bir şeydi. Farklı bir ızdırap. Yaşam sevinci vardı ızdırabında. Gece gündüz didinir, çalışırdı. Sağıncıydı. Sürü sahiplerinin ineklerini, koyunlarını sağardı. Ellerinin tanımadığı, sevmediği meme yoktu. “Çalışan her elde can ateşi var kızım,”derdi. “O can ateşi sönmesin, söndü mü insan

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
552 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
“Romanın yazımını, verdikleri zengin bilgilerle adeta gerçekleştiren ihtiyarlara teşekkür ederim.” Diyor
Muzaffer Oruçoğlu
Muzaffer Oruçoğlu
(giriş) Kitap sürükleyici, merak uyandırıcı ve kahredici, ama öyle bir solukta okunacak türden değil. Sindirmek gerekiyor her sayfayı, dolu dolu bir kitap çünkü. Dersim’in yaşam şartları, insanların çaresizliği, soykırım, halkın kendi aralarında ki çatışması, kan, en çok da suçsuz çocuklar ve kadınların ölümü yıkıyor insanı. Buram buram tarih kokan bir roman. Ben de bir Dersimli olarak, büyüklerimden dinlediğim kadarıyla gerçekliğine inandığım olaylar anlatılmış, okurken roman olarak değilde bir tarihi okurmuş gibi okursanız çok daha iyi anlayacaksınız yaşanan acıyı sefaleti. Bir halkı sindirmek, asimile etmek, öldürüp yok etmek! Mustafa Kemal Atatürk’ün onayını almadan geçekleştirilen idamlar. Okuyun, öğrenin, bir şey kaybetmez kazanırsınız...
Dersim
DersimMuzaffer Oruçoğlu · Belge Yayınları · 201678 okunma
214 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
35 saatte okudu
“İşkence” İslam toplumuna uzak bir kelime değil. Din eğitimi boyunca öğreniriz, Mekkeli müşriklerin Peygamber ve ashabına nasıl akıl almaz işkenceler yaptıklarını… Tüm İslam dünyası “Çağrı” filmini bilir ve sever, ve“Çağrı” filmi bu işkenceleri ete kemiğe büründürüp anlaşılır kılmıştır. Zira tecrübe edilmemiş bir şeyi hayal etmek zordur… Ve Hz
Mengene
MengeneMuzaffer Oruçoğlu · Belge Yayınları · 201677 okunma
9/10 puan verdi
Taş gibi yuvarlanarak, düşerek iniyorum buzlu sulara kadar. Dereye doğru yuvarlanış ve toz kar, beni ve diğer iki arkadaşı kurtarıyor. Ama bana öyle geliyor ki bizi asıl kurtaran, Ali Haydar’ın attığı el bombasıyla sıktığı tek kırma mermisidir. Fehmi Altınbilek’i ve müfrezesini tam siper toz karlara yatırıp bize biraz daha uzaklaşma fırsatı veren Ali Haydar’ın bu karşı koyuşudur. Beş kişilik grupta iki el bombası ve iki kırma (av tüfeği) vardır. Ali Haydar ile nöbetçinin dışındaki üç kişi (İbo, ben ve Süleyman Yeşil) silahsızdır. M.Oruçoğlu Hikaye, yer ve zaman gerçektir. İstanbul Çapa Yüksek Öğretmen okulundan , Dersim dağlarına uzanan bir yolculuğun hikayesidir. Romanda adı geçen Azeroğlu , yazarın kendisidir. “Modern çağın Don Kişot’larıydık” diyor sevgili Oruçoğlu. Oysa ne atları vardı, ne de mızrak ve kalkanları. Karşılarında ise yel değirmeni değil, tepeden tırnağa silahlı ordusuyla bir devlet vardı. İbrahim Kaypakkaya , Ali Haydar Yıldız ve Muzaffer Oruçoğlu, Fikir ayrılığı sebebiyle mevcut hareket içinden ayrılarak TKP-ML/TİKKO' yapılanmasını kurarlar ve dersim bölgesinde faaliyet gösterirler . Bölgede, bütün olumsuzluklara rağmen halkın yardımını , yapılan eylemleri , askeri ve politik propagandaları ilk kişiden ve renkli karakterlerden okuyacaksınız. Okuduğum hikayenin bir kurgu olmadığından yola çıkarak ; Zozan ve kirve Memo nun akıbetinin ne olduğunu ve Azeroğlu nun Hüseyin’le ayrıldıktan sonra neler yaşadığını , o bölgeden nasıl çıkıp kurtulduğunu da okumak isterdim doğrusu. Okuyun ve okutturun.
Tohum
TohumMuzaffer Oruçoğlu · Babek Yayınları · 2010277 okunma