28 Kasım 1938 târihinde Bafra’da doğdu. İlk ve Orta Okulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisâdî ve Ticârî İlimler Akademisi’nde okudu. Lise yıllarından itibâren bâzı dergilerde yazıları yayımlandı.
İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mâlî müşâvir ve profesyonel yönetici olarak devam etti.
1980 yılında İstanbul’a yerleşerek ticâretle meşgul oldu. 1984 yılında Anavatan Partisi Sarıyer İlçe Başkanlığı’na seçilerek 4 yıl politika ile ilgilendi.
SSCB’nin dağılmasından Türk Cumhuriyetleri’nde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas âzâsı olarak Kırım’da; tesis kurup çalıştırdı. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. 10 yıl boyunca (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı.
2000 yılında işlerini tasfiye etti. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Tarih ve Düşünce, Papatya ile Türk Dünyası Tarih ve Kültür dergilerinde yazmaktadır.
Bu güne kadar yayınlanmış yazıları: Zaman Gazetesi’nde: 400 adet makale, Önce Vatan Gazetesi’nde 365 bölüm halinde Günün Tarihi başlıklı dizi, Türk Yurdu Dergisi’nde 10 adet, Orkun Dergisi’nde 90 adet, Türk Dünyası Tarih ve Kültür Dergisi’nde 20 adet, Kalgay Dergisi’nde 25 adet, Tarih ve Düşünce Dergisi’nde 12 bölümlük Ayın Tarihi başlıklı dizi ve 10 adet makale, Bahçesaray Dergisi’nde 20 bölüm halinde Kırım Hanlığı Kronolojisi. Ayrıca: İnternet yazışma gruplarında yayınlanmış 100’ü aşkın makale.
“İnsanoğlu, vücudundaki herhangi bir organı beğenmeyip estetik ameliyatla değiştirebilir; dişlerinin birkaçını veya tamamını değiştirebilir; yüzüne botoks yaptırabilir; saçlarını, kaşlarını, burnunu daha güzel görünmek için operasyonla düzelttirebilir. Kendisine aittir. Kimsenin itiraz etmeye hakkı yoktur. Kelimeler ise milletin malıdır, en kıymetli varlığıdır. Şu veya bu kişinin, kurum veya kuruluşun kelimelere müdahale etmeye asla ve kat'a hakkı yoktur. Meydanı boş bulanlar, keyfi olarak kelimeleri canlı canlı mezara koyup yerine bostan korkuluğu gibi ucubeleri yerleştirmeye çalışanlar, yaptıkları ile yetinmiyorlar, devrik cümlelerle konuşup, konuşturup dilin yapısını da felç ediyorlar.”
inkilap: Uydurma değil, zaman zaman yanlış yazılan bir kelime.
Doğrusu inkılaptır. İnkilap, "köpekleşme" demektir. İnkılap ise "değişme, bir hâlden başka bir hâle geçme" demektir. Değişme sırasında inkişaf/gelişme de vardır. "devrim" kelimesinde olduğu gibi devirme yoktur. Devrim, mevcut maddî ve mânevi yapıyı devirmek, yerine ideolojiye uygun farklı bir yapı kurmaktır. Hedef gelişme değil, yeni uygulamaya konulan rejimi güçlendirmedir.
Sayfa 105 - Yakın Plan Yayınları 1. BaskıKitabı okudu
- Çok güzel bir kitabın yorumu ile geldim. Yavuz Bülent Bakiler’den okuduğum ilk eser oldu. Bir kitap okursunuz ve siz de bıraktığı etki uzun süre devam eder. Hatta kitaptan aldığınız lezzeti nasıl tarif edeceğinizi bilemezsiniz. Ben yine de sizlerin de bu faydalı eseri okuması için bir kaç kelam edeceğim.
Yazar Türkçe kelimelerin kullanımına oldukça önem verdiğini bu eseri ile belli etmiş. Aslında ağzımızdan çıkan kelimelerin her birinin vardığı bir anlam durağı var. Meğer ne çok yanlış kelime telaffuzları yapıyor ve onlar ile amel ediyormuşuz. İşte bu eser bize sevgili dilimizi ne denli özverili ve kelimelerimizi seçerek kullanmamızı tavsiye ediyor. Kitap gayet akıcı oldu benim benim için. Kitabın içinde düz metin anlatımları dışında soru-cevap kısımları da mevcut. Benim ise bu kısımlar daha çok hoşuma gitti. Oğuz Çetinoğlu bey soruyor ve sevgili yazarımız Yavuz Bülent Bakiler güzel noktalara değinerek, gayet açıklayıcı bir üslup ile cevap veriyor. Siz de kelimelerinizi seçerek kullanmak için ve kullandığınız kelimenin kökünün nereden geldiğini öğrenmek için bu eserden faydalanabilirsiniz. Güzel bir okuma oldu. Baya istifade ettik elhamdülillah.
Meclise giren 600 vekilden 550'sinin bırakın ülkede Haluk Levent kadar karşılığı olmasını, kitapları 5-10 bin satan bir edebiyatçı kadar bile kitlede karşılığı yok.
Meclis aslında idealizm açısından en zavallı günlerini yaşıyor. 103. Yılında o kutlu mekânı parası dışında hiçbir şeyi olmayan sönük heriflerle doldurduk.
Domuzbağcı ve Kandilci
"İnsanoğlu, vücudundaki herhangi bir organı beğenmeyip estetik ameliyatla değiştirebilir; dişlerinin birkaçını veya tamamını değiştirebilir; yüzüne botoks yaptırabilir; saçlarını, kaşlarını, burnunu daha güzel görünmek için operasyonla düzelttirebilir. Kendisine aittir. Kimsenin itiraz etmeye hakkı yoktur. Kelimeler ise milletin malıdır, en