Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Oğuz Tektaş

Oğuz TektaşSeksenler yazarı
Yazar
8.5/10
13 Kişi
30
Okunma
2
Beğeni
1.637
Görüntülenme

Oğuz Tektaş Sözleri ve Alıntıları

Oğuz Tektaş sözleri ve alıntılarını, Oğuz Tektaş kitap alıntılarını, Oğuz Tektaş en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
bu hikayede 'yanan' ben oldum. (=(
Boşluk hissi verirdi, tasla kafamızdan aşağı döktüğümüz sıcak sular. Soğuk su ise canlandırırdı bedenimizi. Bazen ikisini ayarlayamaz soğuk ya da sıcak su değdiğinde vücudumuza, aklımız başımızdan giderdi, anlık. Banyodan yandım-dondum sesleri gelirdi duruma göre.
Reklam
:D :D
Pelikan markasının ürettiği yeşil renkli, dikdörtgen şekilli ve uzun tarafı eğimli bir çeşit Silgi vardı. Hâlâ vardır. Kötü tadı dolayısıyla yemeye kemirmeye pek uygun değildi. Sert yapısıyla da kağıtları yırtardı ara sıra. Sahteleri silerken alta yeşil rengini bulaştırırdı. Genelde erkekler Pelikan’ı kızlarsa kokulu ve üzerinde Arı Maya gibi resimli olanlarını kullanırdı. Bu silgiler önce kaybolmasın diye sonra da ufaldığı için ortasından bir ip geçirilerek boyna takılırdı.
Sokağımızdan gelip geçenlere bakarken elimizdeki Japon Çekirdeklerini çitler, soranlara adres tarif ederdik.
Küçük Ev adındaki 1800’lü yıllar Amerika’sının orta halli bir ailesinin durumunu anlatan dizi, yine TRT klasiklerindendir.
Reklam
Sokaklar en büyük eğlence mekânımızdı. Sokakta oynamak diye bir kavram vardı. Oyunu bırakmamak için aç kaldığımız bile olurdu. Anneler bu durumu bildiklerinden, kardeşlerimizle ya da diğer arkadaşlarımızdan biriyle bizlere ekmek arası bir şeyler hazırlayıp gönderirlerdi. Mahallemizdeki teyzeler, annelerimiz gibiydi. Susayınca evlerine girer su içerdik ya da pencerelerinden sürahi ve bir bardak uzatırlar, hepimiz suyumuzu aynı bardaktan kana kana içerdik. (Elbette ki içtiğimiz musluk suyu.) Evine sadece çişi gelenler gider (üşenenlerimiz boş bir arsaya işeyiverirdik,) ve elinde mutlaka yiyecek bir şeylerle dönerdi. Anneleri kendi çocuğuna ne verdiyse bizlere de aynısından gönderirdi. Bazen bir kurabiye, bazen bir meyve veya bir dilim ekmek üstüne sürülmüş Sana yağ...
masmaalesef +1. :D :D
Ceplerimizde çoğunlukla bez mendillerimiz olurdu, üstüne türküler yakılan, kenarları işlemeli, ama onları kullanmaya üşenirdik. Kolumuza silerdik burunlarımızı. Gömleğimizin, kazağımızın, gocuğumuzun daha doğrusu uzun kollu neyimiz varsa hepsinin uçları meşin gibi olurdu.
yaşadık be, bunu da yaşadık. (=(
Sürekli şekilde elektrik kesintileri olurdu o zamanlar. Çok sıradan bir sahneydi bu, alışmıştık da. “Ceryanlar gitti!” diye de söylenirdi. Film ya da dizinin en tatlı, en heyecanlı yerine rastlaması da işin ilginç yanını teşkil ediyordu. Şimdiye kadar hiçbir film ya da dizinin durgun bir yerinde kesilmemiştir elektrikler. Mumlar evde özel yeri olan nesnelerdi o zamanlar, çünkü her an kendilerine ihtiyaç duyulabilirdi. Lüküsleri de unutmamak lazım. Küçük tüplere bağlanan bu malzemenin ucuna takılan kısmın adı galiba lüx’tü, ama biz; tüp, cam ve o kafa denen şeyin tümüne birden lüküs diyerek olayı çözmüşüzdür. Tüpten çıkan o tısss sesi hâlâ kulaklarımdadır. Bunların haricinde gazlı lamba dediğimiz başka bir ışıklandırma daha vardır. Bunun yakıtı, genelde tüpçülerde satılan gazdır. (Ucunda bir fitil olan bu aletler, alttan ayar yapılarak yakılırdı. Fitilin ucunu uzun bırakırsanız fazla ışık yayar, kısa tutarsanız ışığın alanı azalırdı,)
işlem kısmı değil de kelime kısmı iyiydi programın. :D :D
Bir Kelime, Bir İşlem de yarışma programlarının klasiklerindendir. Çeşitli sunucular tarafından sunulmuştur. Benim en iyi hatırladığım Bill Cosby’yi de seslendiren Sezai Aydın’ın sunduğu programlardır. Çoğu insan ilgiyle izlerdi. Yarışmanın jürisi, daha doğrusu bilirkişileri her cevaptan sonra öyle bir kasılır, o kadar önemli bir şey yaparmış gibi görünürlerdi ki sormayın. Gerçi yaşlıca insanlardı. Birçoğu belki de ölmüşlerdir. Öldülerse Allah rahmet eylesin, yaşıyorlarsa uzun, mutlu hayat sürsünler.
81 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.