Pierre Assouline 1953 yılında Kazablanka’da doğdu. Çoğu yaşamöykülerinden (Henri Cartier-Bresson, Georges Simenon, Hergé) oluşan yirminin üzerinde kitaba imza attı. Lire dergisinin yayın yönetmenliğini yaptı. Şimdilerde Le Nouvel Observateur gazetesinde eleştirileri yayımlanıyor ve aylık L’Histoire dergisinin yayın kurulu üyeliğini sürdürüyor.
Konuların hep aynı kaldığı ve her şeyin zaten çoktan söylenmiş olduğu farkındalığı içerisinde olmak, hem büyük bir sürpriz hem de rahatlıktır. Önemli olan elindeki malzemeyle senin neler yaptığındır.
Gidip dünyayı görmek, solumak, insanlığın nabzını tutmak, ne olup bittiğini görmek gerekiyordu. Yargılamadan sadece hissetmek. Görmek, görmek, görmek...
Merhaba arkadaşlar,
Herkese hayırlı akşamlar. Öncelikle belirtmeliyim ki bu kitabı okumak istiyorsanız Yurttaş Kane filmini izlemeden başlamayın. Yoksa benim gibi kitabı bırakır filmi izlemek zorunda kalırsınız.
Rosebud kelime anlamı olarak gül tomurcuğu demek. Herkesin hayatında da derinden etkilendiği bir tomurcuk vardır. Bu bazen bir kişi, olay, eşya veya kavram vs. olabilir. O kisinin hayati ise tamamen buna bağlı olarak şekillenir.
Işte yazar buradan yola çıkarak tarihte bazı ün yapmış kişilerin rosebud çerçevesinden hayatını incelemeye çalışmış. Normal bir biyografi yerine konuyu tek noktaya odaklayarak bu pencereden izleyip onları anlamak istemiş.
Yazar bir yahudi, dolayısı ile yahudi ya da kendilerine yakın isimleri seçmiş. Kitaptaki isimlerin çoğunu ben duymamıştım. Eminim ki bir çoğunuzda benden farklı değil bu konuda..
Benim için zor ve uzun bir okuma oldu. Çünkü bilmediğim kişiler, olaylar, yerler ve çok da detaylı bir anlatım olunca okuduklarımı sindirmekte oldukça zorlandım.
Kitabın en beğendiğim tarafı çevirisi oldu. Huzurlarınızda çevirmen
Elif Gökteke hanımı ve Yapı Kredi Yayinlarini yürekten tebrik ediyorum. Soyleyeceklerim bu kadar. Açıkçası çok beğendim diyemem. Detayli anlatim ve grafik ve çok da gerekmeyen tarih bilgisi sevenlerin beğeneceği bir kitap diyebilirim.
Hoş ve esen kalınız.
HCB, hem kendi çağı ve hem de sonrası için ilham kaynağı olan, fotoğraf makinasını bir ressamın fırçasını kullandığı gibi kullanmak istemiş ve bunu başarmış, 20.yy'a damga vurmuş bir sanatçı . Kitap, onun fotoğrafa bakışını, kadrajında görmek ve göstermek istediği şeyi, bir sanatçıyı ve sanatını oluşturan etkenleri HCB özelinde gösteriyor bize. Keşke daha iyi, akıcı bir çeviri yapılabilmiş olsaydı.
Kitabı okurken her duyguyu yaşadım. Kitap hem savaşı hem de bir insanın iç dünyasını çok iyi anlatıyor. Kurgusunu beğendiğim bir kitap oldu. Tüm o yaşanan dönemleri, acıları hissettiren bir kitap. Kitaplığımda olmasını istediğim bir kitap kesinlikle. Kurguysuyla insanı etkilemeyi başarıyor. İlk başlarında çok durgun gitse de sonradan çok güzelleşiyor. Kesinlikle okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Favori kitaplarım arasına girdi.
LutetiaPierre Assouline · Yapı Kredi Yayınları · 20076 okunma