Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Şah Veliyullah Dihlevi

Şah Veliyullah DihleviTefsir Usulü yazarı
Yazar
8.3/10
9 Kişi
49
Okunma
29
Beğeni
3.028
Görüntülenme

Hakkında

Hindistan’da yetişen tefsir, hadis, kelâm, tasavvuf ve hanefî mezhebi fıkıh âlimlerinin büyüklerinden. İsmi, Ahmed bin Abdürrahîm bin Vecîhüddîn olup, künyesi Ebü’l-Feyyâz, Ebû Abdullah ve Ebû Abdülazîz’dir. Soyu, baba tarafından hazret-i Ömer’e, anne tarafından ise, hazret-i Hüseyin’e ulaşır. Lakabı Kutbüddîn, Şah Veliyyullah ve Şah Sâhib, nisbesiyse Hindi, Dehlevî ve Fârûkî’dir. Daha çok Şah Veliyyullah Ahmed Sâhib-i Dehlevî diye tanınır. 1702 (H.1114) senesi Şevvâl ayında Hindistan’ın Delhi şehrinde doğdu. 1762 (H.1176) senesinde vefât etti. Doğum ve vefât târihleri 1699 (H.1110), 1766 (H.1180) olarak da rivâyet edilmiştir. Yedi yaşında ana dili olan Fârisîyi okuyup yazmayı öğrendi. On yaşında Arabî lisanının gramer bilgilerinde Molla Câmî’nin eserini okuyacak seviyeye geldi. Babasının nezâretinde hadis, tefsir, fıkıh, usûl-i fıkıh, kelâm, mantık, tasavvuf, nahiv ve meânî ilimlerine dâir çeşitli temel eserlerin yanı sıra astronomi, matematik ve tıp ilmine âit kitapları da okudu. İlmin her dalında geniş araştırmalar ve incelemeler yaptı. Dört hak mezhebin inceliklerine vâkıf oldu. On beş yaşına geldiğinde, zamânında okutulan zâhirî ilimlerdeki tahsilini tamamlayıp icâzet (diploma) aldı.
Tam adı:
Ahmed bin Abdürrahîm bin Vecîhüddîn
Unvan:
İslam Alimi, Yazar
Doğum:
Delhi, Hindistan, 1702
Ölüm:
1762

Okurlar

29 okur beğendi.
49 okur okudu.
8 okur okuyor.
66 okur okuyacak.
7 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Sünnetullaha göre sonuçların doğması gereken sebeplerin birbiriyle karşı karşıya gelmesi halinde, eğer o sebeplerin sonuçlarının hepsinin meydana gelmesi imkânsız ise, ilâhî hikmet bu takdirde mutlak hayra en yakın olan şeyi dikkate almayı gerekli kılmıştır. Bu, “Terazi (mîzân) elindedir; indirir, kaldırır.” hadisinde terazi=mîzân sözcüğü ile; “Her an başka bir şen’dedir.” âyetinde de "şe’n” kelimesiyle ifade edilen bir durum olmaktadır.
Sayfa 55
Allah Teâlâ, ezelde insan türüne, insanoğlunun tevarüs edeceği istidada, onun meleki kuvvetine, hal ve kabiliyetine uygun düşecek şekilde açıklanmış olan ilimlere bakmıştır. Bütün bu ilimler, gaybın gaybında (âlem-i gaybı’l-gayb) belirlenmiş ve sayılmış olarak temessül etmiştir. Bu temessül, Eşarilerin “Kelâm-ı nefsî” dedikleri şeydir ve ilim, irâde ve kudretten ayrıdır.
Sayfa 72
Reklam
Şeriatlarca belirlenen davranış kalıpları, manaya nisbetle lafız; varlığa nisbetle zihinde teşekkül eden ve kendisinden alınan suret, modele nisbetle resim, mefhuma nisbetle yazı mesabesindedir. Bütün bunlarda, delâlet eden ile medlûlü (mefhumu, delâlet ettiği şey) arasındaki ilişki güçlendikçe, aralarında ayrılmazlık (telâzum) ve örtüşme tamamlandıkça, artık onun, o olduğuna dair icmâ oluşur, sonra bu bilginin sureti ya da hakikati Arap-Acem bütün insanların zihinlerinde yer eder ve o şeyin üzerinde görüş birliği ederler. İnsan olup da içinde böyle bir yaklaşım bulundurmayan hiçbir kimse göremezsin. Belki biz bu şeyi, “vücûd şebehi li’l-medlûl” diye isimlendirebiliriz.
Sayfa 343
olan bir şey varsa, o mutlaka olmaya en layık olduğu için olmuştur.
"Bil ki, birçok hadîslere göre varlık içinde maddi olmayan bir âlem vardır. Orada ma’nâlar, sıfat bakımından kendine münâsip sûretlerle bir misâle girer. Eşya, yeryüzünde vücûd bulmadan evvel orada tahakkuk eder. Eşya vücûd bulunca birer ma’nâ ile hüvviyyet kazanır. Alimlerin çoğusuna göre, cisimsiz tanınan bir çok eşya bir yerden bir yere intikal eder. Bir yerden bir yere iner de onları herkes görmez.”
“Bil ki, birçok hadîslere göre varlık içinde maddi olmayan bir âlem vardır. Orada ma'nâlar, sıfat bakımından kendine münâsip sûretlerle bir misâle girer. Eşya, yeryüzünde vücûd bulmadan evvel orada tahakkuk eder. Eşya vücûd bulunca birer ma'nâ ile hüvviyyet kazanır. Alimlerin çoğusuna göre, cisimsiz tanınan bir çok eşya bir yerden bir yere intikal eder. Bir yerden bir yere iner de onları herkes görmez.” | Hüccetu’l-la hi’l-Bâliğa -
Şah Veliyullah Dihlevi
Şah Veliyullah Dihlevi
Şah Veliyullah Dihlevi
Şah Veliyullah Dihlevi
İyilik yapmayı bilmiyorsan, Hiç olmazsa kötülük yapma
Reklam
İyilik yapmayı bilmiyorsan, hiç olmazsa kötülük yapma!
Şah Veliyullah Dihlevi
Şah Veliyullah Dihlevi

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
176 syf.
·
Puan vermedi
Şah Veliyullah ed-Dihlevî'nin tefsir usûlüne dair kaleme almış olduğu bu eser, diğer tefsir usûllerinden farklılık arz etmektedir. Genellikle, tarih, kavram ve ulûmu'l-Kur'an'a dair bilgiler verilen kitapların aksine tematik bir şekilde icmalî bir çerçeve çizmektedir. İlk olarak muhatapları dikkate alarak müşrikler, ehli kitap ve münafıklardan bahsetmiş, ilgili ayetleri onların o dönemde belirli kimseleri ifade etmediklerini, bu karaakterlerin özellikleri ve zihin yapısı ortaya konularak her devirde bir karşılık ifade ettiğini düşünmektedir. Ulûmu'l-Kur'an'a dair üç konu işlemektedir: Garibu'l-Kur'an, Nesih ve Sebeb-i nüzûl. Nesh konusunda 500 ayetten bahsedilmesine rağmen o Suyûtî'nin 21 ayette nesh olduğu görüşü üzerinden ayetleri inceleyerek neshi 5 ayete indirgemektedir. Esbâb-ı nüzûl için de bu konuda aktarılan rivayetlerin çoğunun ayetleri anlamada bir etkisinin olmadığını düşünmektedir. Ona göre serd edilen rivayetler örnek ve açıklama kabilindendir. Ayetlerin inmesinde etkin olan durum çok azdır.
El-Fevzü'l-Kebir fi Usüli't-Tefsir
El-Fevzü'l-Kebir fi Usüli't-TefsirŞah Veliyullah Dihlevi · Beyan Yayınları · 201819 okunma
240 syf.
4/10 puan verdi
Kitap güzel çeviriyi beğenmedim. Arapça bilenler için üzerinde arabi metnin olması çok güzel. Çeviride bariz hatalar var. Hatta çevrilmeyen bazı yerler de var. Onun dışında kitap zaten bir klasiktir.
Tefsir Usulü
Tefsir UsulüŞah Veliyullah Dihlevi · İ'tisam Yayınları · 201519 okunma