Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tolga Aydoğan

Tolga AydoğanKalbimde Bir Yara Bozcaada yazarı
Yazar
Derleyen
8.3/10
84 Kişi
250
Okunma
16
Beğeni
4.421
Görüntülenme

Tolga Aydoğan Gönderileri

Tolga Aydoğan kitaplarını, Tolga Aydoğan sözleri ve alıntılarını, Tolga Aydoğan yazarlarını, Tolga Aydoğan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
392 syf.
9/10 puan verdi
·
19 günde okudu
Bir Garip Orhan Veli
‘‘Ölünce biz de iyi adam oluruz; Şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış, Hepsini unuturuz.’’ Kitapta bende iz bırakan Orhan Veli dizeleri bunlar oldu. O yüzden yazmaya da ‘‘Ölüme Yakın’’ şiirinden bir alıntıyla başlamak istedim. Orhan Veli belki yaşarken de iyi insandı, çok seviliyordu ama o garipliği, anama duyurmayın dediği mahzunluğu; tarifsiz
Orhan Veli'nin Ankara'daki İzleri
Orhan Veli'nin Ankara'daki İzleriTolga Aydoğan · Yapı Kredi Yayınları · 20238 okunma
Melih Cevdet Garip'in Nasıl Alaya Alındığını Anlatıyor
''O şiirlerin daha başta hızla alay konusu olması sanırım adlarımızın çarçabuk duyulmasında başlıca etkendi. Benim, 'Bir misafirliğe gitsem/Bana temiz bir yatak yapsalar/Her şeyi adımı bile unutup/Uyusam!' Şiirimi Akbaba gülmece dergisi 'Bir misafirliğe gitsem/Bana bir temiz dayak atsalar' biçiminde değiştirerek yayımladı.''
Sayfa 165Kitabı okudu
Reklam
Garip'in İsim Babası Cavit Yamaç Anlatıyor
''Bilir misin dedi Orhan Veli'nin Garip kitabının adını ben koydum. Bir gün Nisuvaz'da oturuyordum. Orhan geldi, bir şiir kitabı çıkaracağını söyledi. Bir türlü kitabına bir ad bulamıyordu. Koymak istediği ad 'Tahattur'du (Anımsama). Bilirsin Orhan Veli'nin 'Alnımdaki bıçak yarası senin yüzünden/Tabakam senin yadigârın/Seni nasıl unuturum ben/Vesikalı yârim, diye bir şiiri vardır. Onun adı 'Tahattur'dur. Kitabına bunu vermek istiyordu. Bana sordu, ne dersin diye. Ben de bu adın çok eskimiş olduğunu, daha yeni ve ilgi çekici bir ad bulmasını söyledim. Bu yeni adın ne olabileceğini sordu. Ben de senin şiirlerin yadırganıyor, acayip, garip bulunuyor, öyle bir ad vermelisin dedim. Öyleyse bir ad bul, dedi. Yaban, acayip, garip derken, garip sözü üzerinde durduk. Orhan Veli'nin kitabının adı ortaya çıkmıştı. Garip sadece şaşırtıcı acayip anlamına gelmiyor, gurbette kalmışa da yakışıyordu. Zaten o dönemde Orhan Veli ve arkadaşları da biraz kural dışı biraz gurbette kalmış gibiydiler.''
Sayfa 164Kitabı okudu
392 syf.
·
Puan vermedi
Kitabı beğenmediğimi öncelikle belirtmek isterim. Aynı tarzda olan "Tanpınar’ın İzinde Beş Şehir" kitabı bu kitaptan çok çok daha güzel yazılmış. Tolga Aydoğan ve Alberto Manguel arasındaki yazarlığın kültürel farkı da ortaya çıkmış.
Orhan Veli'nin Ankara'daki İzleri
Orhan Veli'nin Ankara'daki İzleriTolga Aydoğan · Yapı Kredi Yayınları · 20238 okunma
Orhan Veli'nin Vefatında Tiyatronun Etkisi
''Orhan Veli, her şeyi kendisi üstlenir; yazar, oynar, kostümleri bulur, mahalleliden eşya temin eder ve dekoru yapar. Kısaca henüz çocukluk yaşlarında Orhan Veli yazları Beykoz'da bu amatör heyecan ile düşlerini gerçekleştirir. Vefatında da tiyatronun bir etkisi olacaktır. Hep vefatına dair yapılan konuşmalarda Ankara'da bir çukura düştüğü belirtilir. O gün Ankara'ya gidiş nedeni ise çevirisini yaptığı Saygılı Yosma adlı piyesin metnini Ankara'daki arkadaşının evinden almak içindir.''
Kardeşi Adnan Veli Anlatıyor: Orhan Veli'nin Tiyatro Sevgisi
''Okullar tatil olunca, yazı geçirmek için her yıl Boğaziçi'ne gelirdik. Bir gün Beykoz'daki evimizin bahçesinde, tiyatro açmak fikri Orhan'ın aklına geldi. Ama sahne ve tribün yapmak, masrafa bağlıydı. Orhan da bu niyetinden bir türlü vazgeçmiyordu. Civardaki bir odun ardiyesinden ince sırıklar çalarak bir sahne hazırladık. Tanıdık bir kahveciden elli iskemle ile bir lüks lambası kiraladık. Orhan'ın bir gecede hazırladığı üç perdelik bir dramı, iki gün içinde sahneye koyduk. Kılık kıyafet tedariki için topumuz birden seferber olduk. Komşulardan cübbe, sarık topladık. Temsil başarı ile sona erdi. Orhan o gece çok heyecanlıydı. Daha o yaşlarda, sanatın doyulmaz tadına ulaşmıştı.''
Reklam
Melih Cevdet Anlatıyor
''Tanışmamız galiba 1931 yılına düşer. Liseyi bir mektepte okuduk. Benden bir sınıf yukarıdaydı. Kimi derste kaçar, demiryoluna iner, ahşap istasyon binasında şiirden, tiyatrodan konuşurduk. Sesimiz adındaki okul dergisine yazılar yazardık. Delikanlılığımızın hemen en güzel günleri bir arada geçti.''
Oktay Rifat Anlatıyor
''Orhan'ı ilk mektebin beşinci sınıfından beri tanırım. Asıl dokuzuncu sınıfta can ciğer arkadaş olduk. İkimiz de şiir delisiydik. Orhan zil çalar çalmaz yanıma gelir. 'Teneffüsü gâvur etmeyelim Oktay' derdi. Şiir söz edelim, şiir konuşalım demekti bu. Bir yıl sonra İstanbul'dan Melih (Cevdet Anday) geldi. O da bizim gibi şiire tutkundu. Üç kafadar çocukluktan delikanlılığa el ele geçtik.''
Ne Çekmişsin be Orhan Veli...
''Buna göre beş yaşında mutfaktaki tavada köfte kızartılırken usulca tavanın yanına sokulmuş, elindeki çatalı köftelerden birine saplamak istemiş, çatal kayıverince kızgın yağ üstüne dökülmüş, ağır şekilde yanmış. Kız kardeşi Füruzan Yolyapan verdiği bir mülakatta ağabeyi Orhan Veli'nin bu yanık neticesiyle sırtında kalıcı yanık
Kalbimde Bir Yara Bozcaada
Hayat kimileri için yaptıklarından çok yapamadıklarından geriye kalan boşluktur.
400 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.