Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yaşar Atan

Yaşar AtanAkdeniz Mitologyasından Efsaneler yazarı
Yazar
Çevirmen
8.0/10
10 Kişi
53
Okunma
3
Beğeni
1.427
Görüntülenme

Hakkında

Unvan:
Gazeteci , Yazar

Okurlar

3 okur beğendi.
53 okur okudu.
2 okur okuyor.
39 okur okuyacak.
4 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Latin ozan Vergilius; birçok tarihçiye ve sanatçıya konu ve esin kaynağı olan Aeneis adlı destanını bitiremedi. Bu destan, Troya yakılıp yıkıldıktan sonra, Troyalı Ayneyas'ın yeni bir krallık kurmak üzere giriştiği İtalya yolculuğunu anlatıyordu. Böylece Vergilius, Roma İmparatorluğu'nun geçmişini Troya'ya dayandırmakla, Batı uygarlığının, Akdeniz uygarlıklarından kaynaklandığını çok belirgin olarak ortaya koymuş oluyordu..."
Reklam
Amazonlar ve sünnetin kökeni
Çok doğal olarak dünyanın neresinde bir insan toplumu varsa, o toplum başlangıçta anaerkil bir toplumdu; orada egemenlik ve söz kadınındı. Çünkü kadının çocuk doğurduğu, ama erkeğin buna pek bir katkısı olmadığı o zamanlar da biliniyordu. İlk tohumlanma süreciyle doğum arasındaki o uzun dokuz ayda, erkeğin varlığı ve katkısı zaten unutulup gidiyordu... Amazonlar; Sümerlilerin İnanna dedikleri Anatanrıça Kibele'ye tapıyorlardı. Ve erkekleri de, hem evlerde hem tarlalarda köle olarak kullanıyorlardı! İşte bu erkek köleler bir gün ülkelerine gelen bir yabancıdan, dünyamızda Zeus adında erkek bir Baba Tanrı'nın ortaya çıktığını duydular. Bunun üzerine onlar da bir kadın olan tanrıça Kibele'yi bırakıp Zeus'a tapmaya başladılar... Bunun ardından da; "Biz babayız, asıl tohum bizde. Kadınlarsa tarladan başka bir şey değil!" diye böbürlenip diklenmeye başladılar! Bunun üzerine Amazon kadınlar da, egemenliklerini korumak için bir gecede, şımarık ve isyancı erkeklerin üreme organlarını dipten kesip tanrıça Kibele'ye armağan ettiler!.. (İşte bu dipten kesme geleneğinin hafifletilmişi olan sünnet uygulaması da, Amazonların bir armağanı olmalıydı!..)
Sırılsıklam aşk içinde yaşayan ozan Dafnis; sevgilisi perikızı Lika üstüne coşkulu ezgiler dillendiriyordu durmadan; yeni yeni şiirler üretiyordu. Ama bir süre sonra Afrodit; bu kez bir başka perikızına tutulması için yeniden aşk okları saldı ozan Dafnis'in yüreğine. Hem de en yakıcı oklardan! Bir başka perikızıyle düşüp kalkmaya başladı. Olup bitenleri öğrenen Lika da, sözünü tutmayan vefasız çoban Dafnis'in gözlerini kör etti!..
Yedi Uyurlar
İsa'ya tapan bu militanlardan yedi kişilik bir örgüt ve köpekleri Kıtmir, Romalı komutanın hışmından ırak durmak için Efes'teki Panayır Dağı'nın eteklerinde buldukları bir mağaraya sığındılar ve gecelerini orada geçirmeye başladılar... Günlük koşuşturmalardan çok yoruldukları bir gün, gene mağaralarında derin bir uykuya daldılar. Ne var ki mağaranın girişine nöbetçi diktikleri köpekleri Kıtmir de katıldı bu derin uykuya!.. (...) Yedi Uyurlar, köpekleri Kıtmir'le birlikte Efes kentini aylarca incelediler. Antikçağdaki halklarla Hıristiyan çağındaki halkların yaşamlarını karşılaştırdılar... Antikçağın nice tanrı-tarıça heykelleri ve sanat yapıtları kırılıp parçalanmış, onların yerine yeni tapınaklar kurulmuştu... Ortada değişen hiçbir şey yoktu: Halk gene belbağladığı yeni dinin papazlarınca sömürülüyor; imparatorlarının yağma ve işgal amaçlı savaşları yüzünden gençler kırılıp kırılıp gidiyorlardı. Halk gene tanrılarla el ele olmuş ağaların beylerin buyruğunda kul ve köle olarak sürünüyordu... Kadınlar gene evlerine kapatılmış kölelerdi... Velhasıl Yedi Uyurlar ve köpekleri Kıtmir; o sömürüsüz, savaşsız ve her türlü köleliğin kalktığı Altınçağın gelmesine daha epeyce zaman olduğunu iyice anladılar... Artık tanrılardan da umutlarını kestiler.
Her halkın, örneğin Eskimoların bile bir mitologyası vardı. Ne var ki safkan bir mitologya yoktu... Olamazdı da... Çünkü efsaneler, tarih boyunca uluslardan uluslara anlatılmış; hayvancılıkla geçinen göçmen kavimlerle, savaşa çıkmış gezginci ordularla ülkeden ülkeye, kıtadan kıtaya dolaşmıştır. Efsanelerdeki tanrılar ve kahramanlar da haliyle geldikleri yeni ülkelerin tanrılarıyla, kahramanlarıyla tanışıp evlenmişler, yeni soylar üretmişler, değişik dönüşümlere ve yorumlara uğramışlardı...
Henüz kayıt yok
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
344 syf.
·
Puan vermedi
Eserde Yunan mitolojisinin ihtiva ettiği hikayelerin neredeyse tamamına değinilmiş. Hikayelerin sade bir üslupla yazılması ve Yunanca yazılışını telaffuzda zorlanılacağı düşünülerek karakter isimlerinin okunuşlarıyla birlikte verilmesi, kitaptaki en çok beğendiğim noktalardan bir tanesidir. Mitolojiye giriş denilecek bir eser. Fakat sadece hikayeleri işlediği için bağlam kurmak zor olabilir.
Akdeniz Mitologyasından Efsaneler
Akdeniz Mitologyasından EfsanelerYaşar Atan · Evrensel Basım Yayın · 200032 okunma
344 syf.
5/10 puan verdi
Kitap klasik mitoloji öykülerinden oluşmaktadır. İsmi biraz yanıltıcı olsa da öykülendirilmesi basit düzeyde. Elinizin altında mitoloji sözlüğünüz ve mit. hikayelerine merakınız varsa başlangıç için yararlı olabilir. Fakat Yunan mitolojisi hakkında geniş kapsamlı bir bilgiye sahipseniz almanızı tavsiye edemem çünkü yeni bir şey öğrenmenizi garanti etmeyecek ve bittiğinde tatmin olmayacaksınız.
Akdeniz Mitologyasından Efsaneler
Akdeniz Mitologyasından EfsanelerYaşar Atan · Evrensel Basım Yayın · 200032 okunma
344 syf.
·
Puan vermedi
Tanrıları Aşk yarattı. Çünkü başlangıçta Kaos denen büyük bir boşluk vardı. Orada oluşan kocaman bir yumurta çatlayıp ikiye bölündü. Yumurtanın içinden çıkan Eros aslı Aşk, ayaklarıyla alt ve üst kabukları itti; Yeryüzü ve Gökyüzü dediğimiz ilk tanrılar dünyaya geldi. dr.com.tr/ekitap/akdeniz-...
Akdeniz Mitologyasından Efsaneler
Akdeniz Mitologyasından EfsanelerYaşar Atan · Evrensel Basım Yayın · 200032 okunma