Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahmet Yücel

Ahmet YücelHadis Tarihi yazarı
Yazar
Çevirmen
8.7/10
105 Kişi
881
Okunma
28
Beğeni
3.582
Görüntülenme

Ahmet Yücel Gönderileri

Ahmet Yücel kitaplarını, Ahmet Yücel sözleri ve alıntılarını, Ahmet Yücel yazarlarını, Ahmet Yücel yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Teblig' görevinin yaninda tebyin" vazifesinin de bulundugunu, bunu açik- lama ve uygulamalaryla yerine getirdigini belirten Hz. Peygamber, bu sebeple kendisinden grenilen bilgilerin orada bulunmayanlara iletilmesini istemistir. Ni- tekim Resûlullah (s.a.), "Burada bulunanlar sözlerimi bulunmayanlara nakletsin"3 hadisiyle sahabeyi kendisinden grendikleri bilgileri nakletmeleri hususunda tesvik etmistir.
Sahâbe gerek Hz. Peygamber den ögrenmekte gerekse baskalanina ög- retmekte ayni imkanlara sahip degildi. Bazilar bütün zamanini buna tahsis ederek dogrudan ögrenme firsat bulurken buna imkân olmayanlar da diger sahabilerden ögrenmekteydi. Ebu Hüreyre'nin "Muhacir kardeslerimiz pazarda ticaretle, ensar ise bahgelerinde mesgul olurken Ebû Hüreyre karin tokluguna Peygambere hizmet ediyor, onlarin bilmediklerine de sahit oluyordu" seklin- deki agiklamast sahâbenin cogunun, isleriyle mesgul oldugunu, kendisinin ise zamaninin çogunu Hz. Peygamber' i takip etmeye tahsis ettigini göstermektedir.
Reklam
304 syf.
·
Puan vermedi
Hz peygamber döneminden günümüze kadar hadisler hummalı bir çalışmanın neticesi olarak elimize ulaşmıştır. her ne kadar hadis külliyatı konusunda çeşitli ihtilaflar olsa da hadis usulü alanındaki çalışmaların mahiyeti takdire şayandır. nitekim Zakir Kadiri Urgan, Semavî ve beşerî dinlerin hepsinin rivâyetten istifade ettiklerini, ancak ona göre,
Hadis Tarihi
Hadis TarihiAhmet Yücel · M. Ü. İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları · 2021436 okunma
"Bildiğiniz ve insanlara öğrettiğiniz şeylerin en faziletlisi sünnettir."
"İlim Resulullahın ashabından gelenlerdir."
Tarih uşülcüsü Zâkir Kâdiri Ugan: "Rivayet ilmi, hiçbir dinde İslâmiyetteki şekliyle ilmi usullere göre işlenmemiş ve tekâmül etmemiştir. Müslümanlar iki-üç asır zarfında rivayeti bir ilim halinde tedvin etmişler ve bu babta mükemmel bir edebiyat vücuda getirmişlerdir. Müslümanların bu konudaki gayretleri ve çalışmaları, bu ilimle iştigal eden şark ve garb ulemasını hayretlere garketmektedir. Yalnız bu konuda tedvin edilmiş eserler yüzlerce cilde ulaşmaktadır."
Sayfa 146
Reklam
İbnü's-Salâh sahîh hadisleri Buhârî ve Müslim tarafından rivâyet edilmesini esas alarak en güvenilir olandan başlamak üzere yedi dereceye ayırmıştır. Bunlar: 1. Buhârî ve Müslim'in ortaklaşa el-Câmiu's-sahih'lerine aldıkları, başka bir ifadeyle müttefekun aleyh olan hadisler, 2. Buhârî'nin yalnız başına rivâyet ettiği hadisler, 3. Müslim'in yalnız başına rivâyet ettiği hadisler, 4. Kitaplarına almamış olsalar da Buhârî ve Müslim'in şartlarına uygun olan hadisler, 5. Yalnız Buhârî'nin şartlarına uygun olan hadisler, 6. Yalnız Müslim'in şartlarına uygun olan hadisler, 7. Buhârî ve Müslim'in dışındaki hadis âlimlerinin sahîh kabul ettiği hadisler.
Sayfa 158Kitabı okudu
Hadislerin değil hadis kitaplarının isnadlarıyla nakledildiği nakil döne- minde icâzet metodunun kullanımının yaygınlaştığı görülmektedir. Bu dönemde vicâde metodunun kullanımında da artış olduğu söylenebilir. Hadislerin tek tek isnadlarıyla rivayet edildiği rivayet döneminde hadisler çoğunlukla sema ve kıraat metotlarıyla alınıp nakledilmekteydi. Temel hadis kaynaklarının isnadlarında yer alan rivayet lafızları incelendiğinde, sema ve kıraat dışındaki metotların ilk üç asırda yaygın olarak kullanılmadıklarının görülmesi de söz konusu metodun rivayet döneminde değil daha sonraları yaygınlaştığını göstermektedir. Nitekim konuyla ilgili yapılan bir araştırmada özellikle icazet metodunun hicri beşinci asırdan sonra yaygınlaştığının ifade edilmesi de bu durumu desteklemektedir.
Oryantalizm
Oryantalizmin geliştiği çağdaş dönemde Yahudi ve Haristiyan kutsal kitaplarının vahiy kaynaklı olup olmadığı hususu ciddi şekilde tartışma konu olmuştu. Ortodokslar dışında modern Yahudi mezhepleri, Kutsal Kitabı araştırma konusu yapmış ve tenkit etmişlerdi. Liberal ve Reformist eğilimli mezhep- ler, kutsal kitabın Tanrı'nın yazdırmış olduğu bir kitap değil, çağlara ve şartlara göre değişen, ilahi unsurlar yanında beşeri unsurları da ihtiva eden bir kitap koleksiyonu olduğunu ileri sürmüşlerdi.
Sayfa 204Kitabı okudu
Halku’l-Kur’ân
Ehl-i hadis ise Kur'ân'in mahlûk olduğunu söylemekle onun bir beşer sözü olduğunu iddia etmek arasında hiçbir fark bulunmadığını savunmuştur. Onlara göre Kuran-ı Kerim Allah kelamı olup mahluk değildir. Zira kelam Allah'ın zatından ayrılmayan bir sıfattır. Dolayısıyla "Kur'ân mahlûktur" demek küfür, "mahlûk değildir" demek ise bid'attır. Kur'ân'in Allah kelamı olduğu ayet ve hadislerle sabittir. Ashab ve tabiin alimleride bu hususta farklı bir görüş beyan etmemişlerdir.Bu sebeple sadece, Kuran Allah kelamıdır demekle yetinmek ve Kur'anı telaffuz edişin mahlûk olup olmadığı tartışmasına girmemek gerekir.
Reklam
Tabiî kelimesinin çoğulu olan tabiîn, Hz. Peygamber'in ashabından herhangi biriyle mümin olarak görüşen ve iman üzere ölen kimselere denilmektedir. Tabiinden en önce ebu zeyd Ma'mer b.Zeyd (ö.30/651), en son olarakda Halef b.Halife (ö.180/796) vefat etmiştir. Dolayısıyla tabiindönemi yaklaşık 170 yıllık bir zamanı kapsamaktadır tabiler bir taraftan sahabe diğer yandan kendilerinden sonra gelen tevbe-i tabii nesilleri ile iç içe yaşamışlardır tabe-i tabiin veyae etbaü't - tabiin, Hz peygamber'e iman etmiş olarak tabiinden herhangi biriyle görüşen ve Müslüman olarak ölen kimselere denilmektedir ikinci nesil olan tabiilerden sonraki üçüncü nesli ifade etmek üzere tabiilerden sonra gelenler anlamında kullanılmaktadır.
İnsan hayatının büyük çoğunluğu da mütevâtir, dolayısıyla kesin bilgilere değil, zann-ı galib seviyesindeki bilgilere dayalı devam eder.
Sayfa 292Kitabı okudu
241 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.