Akdes Nimet Kurat sözleri ve alıntılarını, Akdes Nimet Kurat kitap alıntılarını, Akdes Nimet Kurat en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Uzun saç örgüleri ve giyimleriyle umumiyetle diğer Hunlara benzemeyen Avarlar, İstanbul ahalisi tarafından paradoks bir kavim olarak adlandırılmıştı: bu tuhaf kıyafetli adamları görmek maksadıyla, bütün İstanbul ahalisi sokaklara dökülmüştü.
Rurik, Ladoga gölü sahasından hareketle. İlmen gölü kıyısındaki Ostragard şehrine geçti. Burasına Slavlar, Novgorod (Yenişehir) adını vermişlerdi. Rurik, kendine rakip vareğ-rus knezlerini ortadan kaldırdıktan sonra, geniş bir sahanın yegâne hâkimi oldu. Bu vareg knezinin şahsiyeti ve faaliyeti hakkında ancak çok sonraları kaleme alınan vekayinâme rivayetlerinde bazı malûmat muhafaza edilmiştir. Geniş bir mıntakayı idaresi altına almaya muvaffak olması, ve yerli slav ve fin uruğları üzerinde hâkimiyetini tesis etmesi Rurik'in Rus devletinin kurucusu olarak kabul edilmesine sebep olmuştur.
558 yılında Kandik adlı bir Avar elçisi İstanbul’a geldi. Avar elçisi, kendi kavminin kudretinden ve hiçbir kavmin ona karşı duramayacağından övünerek bahsetmişti.
Matbaanın kurulması ancak 1553’te oldu.Bu işe İvan Fedorov ve Petr Timofeyev adlı iki usta memur edildi.1565’te ilk Rusça kitap basıldı.”Resullerin işleri ve mektupları” adını taşıyan eserin seçilmesi bu devir okuyucularının ihtiyaçlarını ve zevklerini açıkça göstermektedir.Bu kitap teknik bakımdan,harflerinin güzelliği ve kağıdının iyiliği itibariyle,kendi zamanı için çok mükemmeldir.Eserin mukaddimesinden görüldüğü üzere,matbaa işine başlanmasında metropolit Makari’nin de teşviki ve takdisi mühim bir amil olmuştur. Fakat Rusya’da görülmemiş olan bu yenilik reaksiyon uyandırdı,1564’te vukubulan metropolitin ölümü üzerine matbaacılar yüksek hamilerini kaybettiler.Ruhanilerden birçoğu ve bilhassa kitap istinsahı yüzünden geçinenler,bu yeniliğe karşı ayaklandılar; matbaa,Çar İvan’ın yaşadığı Aleksandrovsk kasabasına nakledildi ve burada “İncil” basıldı ise de,daha fazla faaliyete imkan görülmedi.Matbaacı İvan Fedorov ve arkadaşı,”batıl itikada saptılar” diye itham edildiler ve hayatlarını kurtarabilmek kaygısı ile Litavanya’ya kaçtılar.
Sonraki Rusya tarihi Büyük Petro’nun çizdiği yoldan yürüyerek,büsbütün emperyalist bir çehre aldı.Bundan dolayı tarihi literatürde “Büyük Petro’nun siyasi vasiyetnamesi”nden bahsetmek adet olmuştur.Bu “vasiyetnameye” göre:Rusya’nın Osmanlı imparatorluğu zararına genişlemesi, İstanbul’u ele geçirmesi,Lehistan’ı zaptetmesi gibi,sonraki yüzyıllarda Rusların tahakkuk ettirmek istedikleri maddelerin Büyük Petro tarafından, birer birer tesbit edilmiş ve kendisinden sonraki Rus çarlarına bunu gerçekleştirmesi için temennide bulunduğu iddia edilmiştir.Fakat böyle bir “vasiyetname”nin sıhhati tarihen tevsik edilmiş değildir.
Birçok fabrika kapanmıştı. Halkın günlük ihtiyacımı gören mamul eşya piyasadan kaybolmuştu; "kara borsa" cilık aldı yürüdü, o nisbette de her şeyin fiyatı yükseldi; paranın kıymeti azaldı ve hayat pahalılığı her gün geçtikçe kendini hissettirmeye başladı; bu genel sıkıntı içinde bazı zümreler, harp zenginleri, muhtekirler ve karaborsacılar, "lüks hayat sürmekte idiler; nüfuz veya servet sahibi birçok aileler çocuklarını rahat yerlere yerleştirmek suretiyle askerlik mükellefiyetinden kurtarmak veya cepheye gitmelerinin önünü almak için, ya iltimas veya ilgili sahislara rüşvet vermek suretiyle işlerini "uydurmakta" idiler. Bütün bunlar ise halkın gözünden kaçmıyor ve memnuniyetsizliğin artmasına sebep oluyordu.
Bizans tarafından tatbik edilen siyaset icabı, Karadeniz’in şimalindeki “Barbar”ları zararsız bir hale koymak için ya onları imparatorluğun hizmetine almak, veya birbirlerine düşürmek gerekiyordu.
1078 ile 1081 yılları arasında, Anadolu'da Türklere karşı yapılan savaş esnasında Bizansın meşhur komutanlarından Kabalika Aleksandr’ın eline Türk Beylerinden, henüz bir delikanlı olan, Çaka esir düşmüştü. Bizans komutanı bu Türk delikanlısını imparator Nikeforos Botaneiates’in sarayına gönderdi, imparator bu delikanlıya “Protonobilissimus” unvanını verdi ve sarayda alıkoydu. Çaka’nın burara, Homeros’un eserini okuyup anlayacak kadar Grekçe öğrendiği anlaşılıyor.
Sayfa 21 - Türk Kültürünü Araştırma EnstitüsüKitabı okudu
II.Nikola’nın taç giyme münasebetiyle 1896da Moskova’da yapılan merasim, birkaç bin kişinin ölümü ile bitti.Çar tarafından taç giymesi dolayısıyla halka zengin hediyeler dağıtacağı şayiası çıkmış ve Moskova’nın dört bucağından halk “Chodınka”da toplanmıştı,intizamın muhafazası için hiçbir tedbir alınmamış olduğundan ahali birbirini ezmiş ve neticede birkaç bin kişi çiğnenerek ölmüştü.Son Rus çarının hakimiyeti, böylelikle kanlı bir vaka ile başlamıştı.