Alberto Vázquez-Figueroa, 1936'da Santa Cruz, Tennerife'de doğdu. 16 yaşına değin bütün çocukluğu Afrika'da geçti. 1957'de dalgıç ve 1959'da gazetecilik diploması aldı. Elli ülkeye seyahat eden ve seyahatleri üzerine dokuz kitap yazan gerçek bir göçebedir.
Kendi deyişiyle zamanı gelince terk edilmesi gereken gazeteciliği bırakana değin gazete. TV ve öteki kitle iletişim araçları için muhabirlik yaptı. Asya, Afrika ve Latin Amerika gezileri çalışmalarının biçimsel ve görsel yapısını oluşturur. Figueroa, "yazma"ya yüklediği anlamı şöyle ifade ediyor. "Conrad ve Melville'nin kendi zamanlarının maceralarını anlattığı gibi ben de kendi devrimin maceralarını yazmak istiyorum. Çünkü, asıl kalıcı olan bu. İfadenin kendisi sürmez ya da sona ermez, aksine zamanla değişir. Bir ispanyol açısından ise zamanın yanısıra ülke sınırlarıyla da değişir."
14 yaşında ilk romanını yazdı ve 18 yaşında yayımladı. Henüz 50'sinde bile değil ama ellinin üzerinde kitabı var. Bunlar Japonca, Lehçe, Almanca, İtalyanca ve Fransızca gibi çetişli dillere çevrildi. Başarısının şiddet ve cinsellik dışındaki anahtarının kendi istediğini yazması olduğunu söyleyen Figueroa, "Sadece zevk alıyorsan yazmalısın. Kimse benim ilk kitabımı yayımlamadı. O zamandan bu yana değişmedim; ilk kitaplarım son kitaplarımla aynı tarzda. Bir yazar her şeyle ilgilenmelidir" diyor.
Şu anda İspanyolca konuşulan ülkelerden en çok satan yazarlardandır. Yapıtlarının bazıları sinemaya da uyarlanmıştır. Yazarın "Köpek" isimli romanı 1983 yılında Can Yayınları tarafından yayımlanmıştır.
Tuaregler, Afrika Berberileri’nin bir kolu. Bin yılı aşkın bir süredir Burkina Faso, Cezayir, Libya, Mali ve Nijer arasındaki bölgede yaşıyorlar. Binlerce yıldır göçebe yaşamakta olan ve deve sırtında Sahra’yı geçen Tuaregler şu an yarı göçebe yaşayarak hayatlarını sürdürmekteler. (daha fazla bilgi için gaiadergi.com/afrika-collerin... )
Roman gerilim dolu ve nefes nefese okuyacağınız olaylara, dramatik bir konuya ve trajik sona sahip epik bir hikaye.
Bu hikayede bir toplumun kendi kurallarına, gelenek ve göreneklerine bağlılığına, fedakarlığa, dürüstlüğe ve erdeme şahit olacaksınız. İlk sayfadan son sayfaya kadar heyecan dolu bir macera yaşayacaksınız.
Macera romanı severler için ısrarla tavsiye olunur.
İyi okumalar
Orta Amerika diktatörlüklerinden birinde siyasi sebeple hapse atılan ve işkenceler sonrası kürek mahkumluğunda 5. yılını dolduran Aristide Ungria’nın hikayesi bu. Ve sahibinin emri dolayısıyla mahkuma nefes aldırmadan onu izleyen köpeğin…
Başarılı bir akademisyenken diktatör Devlet Başkanı Abigail Anaya’nın artık dizginlenemez noktaya gelen
“Köpek” Abigail Anaya’nın demir yumrukla yönettiği bir Latin Amerika ülkesinde (neresi olduğu belli değil) siyasi bir mahkûm/suçlu Aristide Ungria ile adı olmayan bir muhafız köpeği arasında geçen bir yaşam kalım savaşıdır. Aslında kitap ilk başta bir insan ile bir hayvan arasındaki mücadele gibi görünse de sembolik olarak (bence) bu mücadeleyi