Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ali Sevim

Ali SevimMalazgirt Meydan Savaşı yazarı
Yazar
Derleyen
Çevirmen
8.5/10
76 Kişi
364
Okunma
20
Beğeni
2.503
Görüntülenme

Ali Sevim Sözleri ve Alıntıları

Ali Sevim sözleri ve alıntılarını, Ali Sevim kitap alıntılarını, Ali Sevim en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Sultan Kılıç Arslan, büyük siyasî ve askerî yeteneği, uzak görüşü yanında, yönetimi altında yaşayan çeşitli Müslüman ve Hıristiyan halklara ve bilim adamlarına karşı gösterdiği şefkat, hoşgörü ve âdil davranışlarıyla Türk tarihinin büyük hükümdarlarından birisi sayılır. Danişmendli hâkimiyetini ortadan kaldırarak Türkiye'de millî birlik, bütünlük ve güvenliği sağlamada büyük bir başarı elde etmişti. Onun 1176 yılında Miryokefalon'da Bizans'a ağır bir darbe vurarak devletin siyasî kuvvet ve kudretini doruk noktasına getirmesi, Türkiye tarihinin çok önemli bir dönüm noktasını oluşturur.”
Sayfa 133Kitabı okudu
Sultan Alparslan
“Henüz Selçuklu kuvvetleri tarafından alınmamış olan Murat, Yukarı - Dicle ve kolları arasındaki birtakım kaleleri birer birer fetheden sultan, Diyarbakır topraklarına gelerek Dicle ırmağı kıyısındaki Harşefiyye yörelerinde konakladı. Diyarbakır'ın muhteşem surlarını hayranlıkla seyreden sultan, hâlâ yürürlükte olan Türk âdeti uyarınca, ellerini sur taşlarına, daha sonra da göğsüne sürdü.”
Reklam
“Aşağı-yukarı 300 yıl boyunca, Anadolu'da, küffar Bizans'a karşı girişilen bu gaza hareketleri, bu ülkedeki şehir ve kalelerin geniş çapta harap olmasına sebep olmuş ve dolayısıyla buradaki Bizans savunmasına ağır darbeler indirilmiştir. Böylece Selçuklu Türklerinin, XI. yüzyılda, Anadolu'nun bir Türk yurdu haline getirilmesini sağlayan büyük istila ve fetih hareketlerinin vukuundan çok önceleri, yine kendi soydaşları tarafından aynı ülkede, aynı düşmana karşı sürekli mücadeleler yapılmış olduğu ve dolayısıyla sözkonusu fetihlere öncülük etmiş bulunduğu, önemli bir olay olarak tarih sayfalarına geçmiştir.”
“Süleymanşah'ın Türkiye Selçuklu Devleti'ni kurması ve başarılı fetihler yapması sonucunda, özellikle 1080 yılında, Azerbaycan'dan kalabalık Türk kitleleri, Anadolu'ya âdeta akmaya başladı ve dolayısıyla bu ülkede, Türk nüfusu süratle çoğaldı. Ayrıca Bizans'ta bitip tükenmeyen iç buhranların yarattığı huzursuzluklar sebebiyle, çeşitli ırklardan oluşan yerli halklar (Ermeni, Süryani, Gürcü vb. gibi), Süleymanşah'ın yönetimini benimsedikleri gibi, büyük arazi sahiplerinin hizmetinde çalışan ve tutsak muamelesi gören köylü sınıfı da uyguladığı mirî toprak rejimi dolayısıyla, Selçuklu yönetiminde hürriyetlerini elde ettiler ve toprak sahibi oldular.”
Sayfa 105Kitabı okudu
“Tutsak imparator sultanın katında "Sana, barış konusunda, halifenin elçisini gönderdiğim halde, sen bunu niçin reddettin? Sana, düşmanlarımın (Erbasgan ve ailesi) bize teslimi için emir Afşin ile haber gönderdiğim halde, bundan niçin kaçındın? Daha önce, anlaştığımız halde, bunu bozup, benimle savaşmak suretiyle, bana neden
“Bizans müverrihi Attaliates, İskit adiyle zikrettiği Oğuz ve Peçeneklerin şekilce Selçuklular'a benzediğini kaydetmektedir ki, bu sözler her iki Türk topluluğunun Orta-Asya'dan getirdikleri milli kıyafetlerini muhafaza ettiklerini göstermektedir. Adı geçen Bizans müverrihi Oğuz ve Peçenekler'den bir kısmının, başları Tamış ile birlikte savaştan önce Türk ordusu saflarına geçtiğini yazar. Urfalı Mateos ise bunun, Attaliates'in yazdığı gibi, kısmî bir geçiş değil, toptan bir katılma olduğunu bildirir.”
Reklam
“XI. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Haçlı seferlerinin başlaması ve bundan faydalanan ve Anadolu'yu artık kaybeden Bizans'ın yeniden saldırıya geçmesi sebepleriyle, Türkler, Orta-Anadolu'ya çekilmek zorunda kalmışlardı. Fakat Türkiye Selçuklu Devleti'nin çabalarıyla ve özellikle Orta-Asya ve Azerbaycan'dan yapılan yeni ve sürekli Türk göçleri sayesinde Anadolu'da kısa zamanda Türk hâkimiyet ve yönetimi yeniden ve tam anlamıyla kurulmuştur.”
Sayfa 184Kitabı okudu
“İran müverrihlerinin, Bizans İmparatorunu tutsak alan memlükün, Rum asıllı olduğuna dair sözlerine inanılabilir. Çünkü Anadolu'ya yapılan akınlar sonucunda tutsak alınan Rum ve Ermeni asıllı genç çocuklardan askerliğe elverişli olanlar eğitilerek hassa ordusuna alınıyorlardı. Hatta zamanla bunların sayısı Türkler'in kıskançlığını çekecek derecede çoğalmış ve Melikşah devrinde ordudan kovulmalarına sebep olmuştur. Bu Rum ve Ermeni asıllı kölelere Türk terbiyesi veriliyor ve türkçe adlar konuluyordu.”
“Kılıç Arslan, Bizans ordusunu, dar ve sarp Kumdanlı (Miryokephalon) vadisinde pusuya düşürerek yaptığı büyük bir meydan savaşında Bizans'a ağır bir darbe indirmiş, böylece Malazgirt'ten sonra Bizans'a karşı ikinci kez büyük bir zafer kazanılmış oldu.”
Sayfa 129Kitabı okudu
“İlk sefer sonunda Haçlılar, Orta-Doğu'da üç devlet kurduktan sonra sürekli olarak İslâm dünyası aleyhine sınırlarını genişletme hareketlerine başladılar, bunda da genellikle başarılı oldular. Çünkü İslâm âleminin maddi kuvvet ve kudretini ellerinde tutan Selçuklular, özellikle Büyük Sultan Melikşah'ın ölümünden (1092) sonra taht çatışmalarına girişmişlerdi. Bu sebeple imparatorluğun hemen her bölgesi taht iddiacısı Selçuklu şehzadelerinin yönetimleri altında bulunuyordu. Bununla birlikte Selçuklu camiasında kâfir Haçlılarla mücadele azmi pek zayıflamadı. Nitekim Selçuklu sultanlarının (Muhammed Tapar, Berkyaruk) buyruğuyla Haçlılara karşı düzenlenen seferlere çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu kuvvetler katıldı. Bu itibarla Haçlılara ilk ağır ve kesin darbeyi vuran, Büyük Selçuklu Devleti'ne tabi olan Irak ve Suriye Türk Atabekler devletinin ünlü hükümdarı İmadeddin Zengi olmuştur.”
Reklam
Kaynaklarda geçen ortak hususlar
-Savaş Cuma günü öğle namazı vaktinde başlamıştır. -Bizans İmparatoru'nun askeri çok, buna karşılık Sultan'ın askeri pek azdır. -Sultan, İmparatora barış teklifinde bulunmuştur. -İmparatoru bir memlûk tutsak almıştır. Bu memlûk vücutça gösterişsiz, yani çelimsiz bir gençtir. -Sultan, tutsak alınan İmparatora iyi muamelede bulunmuştur. -Türk ordusunun eline çok miktarda ganimet geçmiştir.
“17 yıldan fazla saltanat süren ve çeşitli kaynaklarda Büyük Sultan olarak vasıflanan Alaeddin Keykubad, Türkiye birliğini kurmada kazandığı çok değerli siyasî ve askerî başarıları yanında, Türkiye'nin ekonomi ve kültür bakımlarından da gelişip yükselmesinde eşsiz hizmetlerde bulunmuştur. Çok önem verdiği iktisadî siyaseti sebebiyle giriştiği birçok seferler sonucunda, ülkeden geçen uluslararası ticaret yollarının güvenliğini sağladığı gibi, gelişmesi için de birçok değerli kervansaraylar yaptırmış idi. Onun büyük tarihi kişiliği, kudret, kuvvet ve adaleti, Anadolu'yu her bakımdan bayındır ve mutlu bir Türkiye haline getirmesi, kendisinin Ulu Keykubad olarak hatırlarda yaşamasının önemli bir etkeni olmuştur.”
Sayfa 153Kitabı okudu
"Atın kuyruğunu bağlamak çok eski bir Türk geleneğidir. Türkler, yapacakları bir seferden ve girişecekleri bir savaştan geri dönmemek ve bu teşebbüslerinde mutlaka bir başarıya ulaşmak için atlarının kuyruklarını bağlarlardı."
Sayfa 9 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Aynı müellif Sultanın tutsak alınan İmparatoru Azerbaycan'a götürüp oradan ülkesine gönderdiğini söylüyor ki, bunun doğruluğuna inanmak güçtür.
Türk Tarih Kurumu 4.BaskıKitabı okudu
Sultan Mesut
“Romania (Romalılar memleketi) adıyla anılan Anadolu, onun devrinde Turkia (Türkiye) olarak söylenip yazılmaya başlanmıştır.”
Sayfa 126Kitabı okudu
286 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.