1974-Şebinkarahisar doğumlu olan Alim Yavuz, henüz 2,5 yaşında iken annesini kaybetmiştir. Babasının ortopedik özürlü olmasından dolayı, bir süre halasının yanında büyümüş, 8 yaşındayken babası tarafından, ağabeyinin de bulunduğu Giresun Yetiştirme Yurdu’na verilmiştir.
11 yıl Giresun Yetiştirme Yurdu’nda kalan Alim Yavuz, 19 yaşında yetiştirme yurdundan ayrılıp, sağlık memuru olarak çalışmaya başlamıştır. Bu sırada Hacettepe Sosyal Hizmetler Yüksekokulu’nu da bitirmiş ve 1999 yılında Safranbolu Yetiştirme Yurdu’nda Sosyal Hizmet Uzmanı olarak çalışmaya başlamıştır. Bir yıl burada çalıştıktan sonra Manisa’ya tayin olan Yavuz halen Manisa’da bir kamu kuruluşunda idarecilik yapmaktadır.
“Şatom Benim Üzgün Yurdum”, evli ve bir kız çocuğu babası olan Alim Yavuz’un ilk kitabıdır.
Bugün yetiştirme yurtlarında gelişen insan odaklı birçok yaklaşıma ve alınan onca mesafeye karşın S...Hanımın bu çizgisinin hâlâ yakalanmadığını düşünüyorum...
"Küskün düşen, yorulan, devam edemeyeceğini düşünenlere iyiliği, affetmeyi ve kalk demeyi bilen bir küçük adamın hikâyesi..."
*** Alim yavuz hocamız ile üniversitedeyken tanışmıştık, kendisi dersimize gelip hayat hikayesini ve mesleği ile ilgili tecrübelerini bizimle paylaşmıştı. O zaman kitabın kısaca özetini ve hayatını dinleme fırsatım olmuştu. Kendisinden imzalı kitabını alıp okumaya başladığımda kitaptan çok etkilendim ve gözyaşlarımı tutamadığım yerler oldu. Dili çok sade ve akıcı, anlatımı içten samimi doğal. Duygulanmamak elde değil hayat hikayesini dinlerken. Küçüklüğünden günümüze hayat hikayesini bizimle paylaşıyor. Yaşadığı yaşamak zorunda kaldığı birçok acıya ve olaya ve bunlara rağmen güçlü duruşuna tanık oluyorsunuz okurken. Ben kendi adıma çok fazla ders çıkarmıştım okuduğum zaman; her şeye rağmen hayata tutunma çabası, düşünme tarzı beni çok etkiledi hocamızın ve benide hayata karşı yüreklendirmişti bu nedenle şiddetle okumanızı tavsiye ediyorum. İnsana umut ışığı oluyor.
"Hayır yanıldınız hocam her şey ekmek ve su değildi sizden sevgi bekledik, şefkat bekledik, eşitlik bekledik, umut bekledik belki size hiç söylemedik ama sarılmanızı bekledik. Belki de çok şey bekledik.. "
O zamanların yetiştirme yurtlarında büyümüş şimdi ise sosyal hizmet uzmanı olmuş genç bir adamın yolculuğu. Ruh sağlığı alanında çalışanların özellikle sosyal hizmet uzmanı ve adaylarının kesinlikle okuması gereken bir kitap. Zaman zaman yüzümüzde tebessüme sebep olan kimi zaman gerçeğe en acı haliyle değinen yazar yaşadıklarını içtenlikle anlatıyor anlatırken iz bırakıyor. Yaşanılan acılarda kaybolmamanın yönünü kaybetmeden hayata devam etmenin önemi çok güzel bir şekilde kaleme alınmış.
SADECE BENİM OLSUN
İçinde başka beşiklerin olmadığı,
Kahkahalarımın ve hıçkırıklarımın
Başka sesler arasında kaybolmadığı,
Mesela ilk defa gördüğüm bir kelebeğin,
Penceremde ki harika raksına kapılıp da
Mutlulukla kıkırdayınca duyabileceğim;