Öne Çıkan Amir D. Aczel kitaplarını, öne çıkan Amir D. Aczel sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Amir D. Aczel yazarlarını, öne çıkan Amir D. Aczel yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1911 Solvay Konferansı'nda tartışmaların çoğuna başkanlık eden kişi radyoaktivite araştırmalarındaki tartışılmaz öncülüğü nedeniyle Marie Curie oldu. Ancak kendisi Brüksel'deyken, Paris'te tezgahlanan bir skandal hız kazanmaktaydı. Bir Fransız gazetesi, Marie Curie ile araştırmalarında kendisiyle beraber çalışan Paul Langevin (1872-1946) arasında yazışıldığı iddia edilen aşk mektuplarını bastı. Bu sözüm ona ilişkiden yola çıkarak Curie'ye dönük kamusal hakaretler ve linç adımlan birbirini izledi. Fransız basınının bir bölümü onu yabancı, Yahudi (ki değildi) bir yuva yıkıcı olmakla itham etti. Bu Yahudilik karşıtı düşmanca kara çalmalar, Fransa'da on beş yıl kadar önceki, bir Yahudi ordu mensubunun casusluk ettiği suçlamasıyla hüküm giyerek haksız yere hapse atıldığı Dreyfus Olayı'nın zehirli havasının yeniden yaygınlaşmasına sebep oldu. 1911 yılı başında Fransız Bilimler Akademisi'ne adaylığını engellemeye dönük bir yön kazanan bu iftira kampanyası, Curie'nin ikinci kez Nobel'e aday gösterilmesini de tehlikeye sokmaktaydı.
Hemen ötemizde, incelemelerimize en azından kısmen açık duran bu devasa dünya vardı, biz insanlardan bağımsız bir biçimde var olan ve önümüzde muazzam, ebedi bir bilmece gibi dikilen.
"Galileo'nun cübbesini giyebilmek için insafsız bir kurum tarafından yargılanmak yeterli değildir, aynı zamanda söylediklerinizin doğru çıkması gerekir."
Bu bilimde olağandır: Bir kuram ilerlediğinde, bunu deneyler izler, deneyler ilerlediğinde, bunları açıklayan kuram gelir. Biri ilerlediğinde, diğeri de çok geride değildir, yetişerek sembiyotunu destekler.
Hiroşima ve Nagasaki dünyaya bilimin verebileceği zararın, sebep olabileceği yıkımın boyutlarını gösterdi: Bir uçakla veya füzeyle taşınabilen karmaşık bir cihaz tüm bir şehri yeryüzünden silebiliyordu.
Berlin Üniversitesinde bir araştırma pozisyonu elde etmiş olan Meitner, şimdi Almanya'daki hem cinsiyetçi ve hem de yabancı düşmanı akademik atmosferle yüzleşmek durumundaydı. Meitner'in eşi benzeri görülmemiş ataması -Avusturyalı bir Yahudi kadın büyük bir üniversitede bir araştırma pozisyonuna layık görülmekteydi- büyük bir düşmanlık uyandırdı. Bu yüzden kurumundaki ana laboratuvarları kullanması engellendi ve kendisine çalışma alanı olarak binanın bodrumundaki marangoz kulübesinden bozma bir yer verildi. Bununla kalmadı, üst katlarda verilen derslerden herhangi birine katılması da kati biçimde yasaklandı.