Oyunları, romanları ve kısa öyküleriyle tanınır. Yaklaşık yarısı tiyatro oyunu olan 120 kadar eser üreten Strindberg, Avrupa ve Amerikan tiyatrosu üzerinde büyük etkisi olmuş bir yazardır. Toplumsal eleştiriler içeren ve bir yandan da kadın-erkek çatışmasını konu edinen oyunlar yazmıştır; Bayan Julie, Ölüm Dansı, Rüya Oyunu, Hayalet Sonatı gibi oyunları günümüzde de dünya sahnelerinde sıklıkla oynanır.
Strindberg edebiyatçılığının yanı sıra astronomi, kimya, zooloji gibi bilimlerle amatör olarak ilgilenen bir bilimadamı; fotoğrafçılık, resim, sinoloji (Çinbilimi) ile uğraşan çok yönlü bir kişi idi.
100. ölüm yıldönümü olan 2012, “Strindberg yılı” ilan edilerek çeşitli etkinliklere vesile olmuştur.
Açık Deniz Kenarında, İsveç’te temel geçim kaynağı balıkçılık olan küçük bir adaya, ringa balıklarının azalması üzerine görevlendirilen bir balıkçılık uzmanının varmasıyla başlıyor ve bu uzmanın geçmişi, hayat felsefesi ve duygusal çalkantılarıyla beraber bu adada geçirdiği günleri anlatıyor. Strindberg bu karakterde tamamen Nietzsche’nin felsefesini yansıtmış aslında; başta üst insan ya da üstün insan (Übermensch) olmak üzere, onun doğa, din, kadınlar ve toplum düzeni konusundaki fikirlerininin kurguya yedirilmiş hali Açık Deniz Kenarında. O nedenle, öncesinde Nietzsche’yi, özellikle de İyinin ve Kötünün Ötesinde ile Böyle Buyurdu Zerdüşt’ü okursanız kitap sizin için çok daha anlamlı olacaktır. Bu kadar zengin bir roman beklemiyordum açıkçası, çok beğendim. Strindberg’in karakterleri, tasvirleri, kurgusu ve felsefeyi kurguyla aktarma biçimi çok hoşuma gitti. Sadece çevirinin oldukça sıkıntılı olduğunu söylemek istiyorum, bu benim kitaptan sıkça kopmama neden oldu. Behçet Necatigil çok fazla eski sözcük kullanmış ve daha da önemlisi haddinden fazla yerelleştirmiş, bu beni okurken çok rahatsız etti. Unamuno’nun Sis isimli eserinde de aynı sorunlar vardı, hatta Gökhan Aksay ve Yıldız Ersoy Canpolat çevirileriyle karşılaştırarak okuduğumda, Necatigil’in yerelleştirme sırasında orijinal metinden çokça uzaklaştığını ve onun çevirisinde tutarsızlıklar olduğunu görmüştüm. Açık Deniz Kenarında çevirisi belki de bu durumu bildiğim için beni bu denli rahatsız etti. Umarım bu güçlü ve önemli dünya klasiği, yakın zamanda orijinal metinden çevirisiyle basılır.
Johan August Strindberg, İsveçli oyun yazarı ve romancıdır. Oyunları, romanları ve kısa öyküleriyle tanınır. Yaklaşık yarısı tiyatro oyunu olan 120 kadar eser üreten Strindberg, Avrupa ve Amerikan tiyatrosu üzerinde büyük etkisi olmuş bir yazardır.
Bu kitap onun 3. evliliği ve ölümüne kadar olan zamanda tuttuğu günlüğüdür. Özel hayatı, eserlerinin oluşum aşamaları, kendi iç düşünceleri ve zeka ile delilik sınırındaki cebelleşmelerini anlatıyor. Günlük okumayı her zaman çok sevmişimdir. Bize kendisini korunmasız açan yazılar bunlar. Bir insanı tanımak mümkün mü? Günlük yazarken bile ne kadar samimiyiz? Okunacağını bilerek mi yazılıyorlar?
Son eşi ile olan çalkantılı aşkları ve mektupları da var. Tek deli biz değilmişiz.
Gizli GünlükAugust Strindberg · Sel Yayıncılık · 199911 okunma
Her savaş sonunda kazanmak şart mı? Ne olunca kazanıyoruz? Hayatta kalınca mı?
Aile içindeki iktidar mücadelesini ele alan bir tiyatro eseridir. Kadının şeytanca aklı ile çocuğun babası olmadığı kuşkusunu aşılayıp en sonunda adamı delirtmesi ile galip geldiğini sanan bir mağduriyeti anlatıyor aslında..
Yazar 1885 senesinde bu tiyatroyu yazarken dönemin kadın-erkek ilişkilerinden de bize bilgi veriyor. Türk dizilerine taş çıkaramasa da entrika konusunda yine de o dönem için çok başarılı geldi bana. :))
Ben tiyatro eserlerini okumayı çok sevdiğim için güzel bir okumaydı. Akıcı, kısa ve ilgi çekici bir konu eşliğinde güzel bir yazara temas ettim..