Fazla duygusal olduğumun farkındaydım elbette ama kardeşlerimden ve annemden başka kimsem yoktu.
Babamın yalnızca bana gösterdiği o yoksunluğu iliklerime kadar duyuyordum. Bu nedenle de, bana değer veren, benim değer verdiğim herkese sevgimi son zerresine kadar göstermekten asla kaçınmıyordum.
Korkuyu biliyor, hatırlıyordum. Oysa bu yoğun, nefesimi kesen büyünün çok başka bir şey olduğunun farkındaydım. Ve hayatımda ilk kez, kendimi frenlemiyor, benliğimi rüzgâra, zamanın akışına teslim ediyordum....
Huzur... Kardeşim yanımdayken beni esir alan duygu tam olarak buydu. Onun gülüşlerini işittiğimde hissettiğim mutluluk, zaman zaman gözlerinde gördüğüm hüzünle azalsa da, üstesinden geleceğimize şüphem yoktu.
Gözlerimden akan yaşlara izin verdim. Kardeşlerime duyduğum özlemin hatırlatılmasıyla tüm kalkanlarım son hızla
inerken direnmedim. Etrafıma duvarlar örmedim ve ailemi bir kez daha ruhumun derinliklerine çektim.
Eğer burada yatmana iyilik sebep olduysa ben bedel ödetmeyi tercih ederim. Hayat önüme ne çıkarırsa çıkarsın onu aramaktan vazgeçmeyeceğim. Ancak amacıma ulaştığımda rahat edebilirim Savaş.
Seni bunca yıldır kardeşim sayarken, sonunu getirip adını lekeleyenlerin, mutlu olmalarına izin vermeyeceğim..