Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

David Fernbach

David FernbachSiyasal Marx yazarı
Yazar
10.0/10
1 Kişi
8
Okunma
0
Beğeni
263
Görüntülenme

David Fernbach Gönderileri

David Fernbach kitaplarını, David Fernbach sözleri ve alıntılarını, David Fernbach yazarlarını, David Fernbach yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Burjuva yorumcular, Marx’in, taraftan olan kimilerinin kışkırtmasıyla, kendisinin "bir marksist olmadığıni belirten sözünü, bağlamı dışında kullanmaktan çok hoşlanırlar. Ama Marx ve marksizmin çakışması, kaçınılmaz bir zorunluluk değildir. Marx’ın büyük tarihi başarısı, bir tarih bilimi yaratması (tarihsel materyalizm) ve bunun sonuçlarını, proletaryanın sınıf mücadelesine rehberlik edecek şekilde kullanması (bilimsel komünizm) olmuştur.
Sayfa 169
"bugün burjuvazi ile karşı karşıya bulunan bütün sınıflar içerisinde, bir tek proletarya, gerçekten devrimci bir sınıftır''
Reklam
Marx’ın işçi sınıfı reformizmine yaklaşımı, "işçi sınıfı ya devrimcidir, ya da hiçbir şeydir"'” vecizesinde özetlenmiştir.
Marx'ın, 1870’li yıllarda, işçi hareketi için ortaya koyduğu ve Engels'in de 1895'teki ölümüne dek sahip çıktığı tak tikler, 1889’da kurulan II. Entemasyonal’in kitle partilerinin, yol gösterici ilkeleri olacaktı. Ancak bu partiler, aslen reformist olan bir strateji benimseyerek bu taktikleri arka plana attılar.
Engels de, anarşistlere şunu sordu: Bu beyler hiç devrim gördüler mi? Bir devrim, kesinlik le, varolan en otoriter (ya da otoriteci) şeydir. Nüfusun bir bölümünün, iradesini, nüfusun diğer bölümüne, tüfek, süngü ve top aracılığıyla dayatması eylemidir... [ve] bu egemenliği, gericiler üzerinde uygulayacağı terör aracılığıyla koruyacaktır. Otorite karşıtlarının hatası, otoriter (ya da otoriteci) siyasi devletin, kendisinin doğmasını sağlayan toplumsal koşulların varlığına son verilmesinden de önce, tek bir hamlede ortadan kaldırılmasını talep etmeleri""" idi.
Proletaryanın sınıf egemenliğinin aracı olan Komün tarzı hükümet, artık kavramın eski anlamında bir devlet değildir; zira sivil toplumdan ayrık ve ona karşı olmaktan çıkmıştır. İşte bu yüzden Marx, Komün’ü, bir devlet olarak adlandırmaktan bilinçli olarak kaçınmakta ve "Komün" ile "devlet" terimlerini birbirine karşıt terimler olarak kullanmaktadır.
Reklam
Marx’a göre, Komün’ün "gerçek sırrı" şöyle tanımlanabilirdi: (Komün) aslen bir işçi sınıfı hükümeti, üretici sınıfların, üretime el koyan sınıflara karşı verdiği mücadelenin ürünü, nihayet keşfedilen ve emeğin ekonomik olarak özgürleşmesini sağlayacak siyasi biçim idi."
Devrimin, halk kitleleri, yani üretici kitleler adına ve herkesin itiraf edeceği gibi, onlar için yapılmış olması, bu devrimin kendisinden öncekilerle ortak özelliğidir. Yeni olan, ilk kalkışmadan sonra halkın kendisini silahsızlandırmaması ve iktidarını, yönetici sınıflann cumhuriyetçi şarlatanlarına teslim etmemeleridir. Komün’ün kurulması ile, kendi devrimlerinin gerçek idaresini ele almışlardır. Ve yönetici sınıflara ait devlet aygıtının, hükümet aygıtının yerine kendi hükümet aygıtlarını koyarak, idarenin kendi ellerinde kalmasını, neyin aracılığı ile sağlayacaklarını görmüşlerdir.“
Modem sanayinin sermaye ve emek arasındaki karşıtlığı geliştirmesi, yaygınlaştırması ve yoğunlaştırması ile aynı süratte, devlet iktidarı da, giderek sermayenin emek üzerindeki ulusal iktidarın karakterine büründü; toplumsal kölelik için örgütlenmiş bir ulusal güce, sınıf despotizminin bir aracına dönüştü
Engels, 1848’de ilk kez İrlanda sorunu üzerine düşüncesini belirttiğinde, İrlanda’nın özgürlüğünü, İngiliz devriminin bir yan ürünü olarak betimledi. İngiliz Çartistlerinin başansı, İngiltere ile İrlanda arasındaki bağı, sömürüye dayanmaktan çıkarıp eşitlikçi bir konuma getirecekti. Bu yüzden de İrlanda halkının geleceği, İngiliz Çartistleri ile ittifak yapmaktan geçiyordu
Reklam
Ulusal sorun ve Marksist tavır
"İngiliz halkı, yönetici sınıflar tarafından etki altında tutulacaktır, çünkü onlarla, İrlanda’ya karşı ortak bir cephe oluşturmak zorunda kalacaklardır. İngiltere’deki her hare ket, İrlandalılarla yaşanan kavga dolayısıyla felce uğramaktadır; ki, İrlandalılar, buradaki işçi sınıfının hatırı sayılır bir bölümünü oluşturmaktadır." Marx
Sayfa 110 - Marx'ın Kugellman'a mektubundan
Marx ve Engels hiçbir zaman kaba bir Alman şovenizmini savunmak gibi bir hataya düşmemişlerdi. 1848 devrimi sırasında, Frankfurt Ulusal Meclisi, önce den Polonya’ya dahil olup daha sonra Prusya’nın eline geçen ve çoğunlukla Polonyalıların yaşadığı Poznan (Almanca’da Posen) ilinin bir bölümünün Almanya’ya geçmesini talep ettiğinde, Marx ve Engels, bunu. Alman milliyetçiliğinin şovenistçe yozlaştırılması olarak değerlendirip buna karşı mücadele etmişlerdi.
Marx ve Engels, Almanya’da bütün çabalarını, sonuç alıcı bir isyan hareketinin başlatılması için demokratik güçleri hazırlama ve örgütlemeye yönlendirmişlerdi.
Proletarya hareketini, başlarda kapitalistlerden ziyade emeğin araçlarına karşı geliştirilen münferit ve iptidai bir isyan hareketi (örneğin Makine Kırıcılık) olmaktan çıkartıp, onun süreklilik kazanan bir kitle örgütü olarak gelişmesini teşvik eden olgu, işçileri büyük kitleler halinde bir araya getiren makinalaşmanın gelişmesidir.
Hakim sınıfın egemenliği her zaman ideolojik olarak meşrulaştınlır, çünkü "maddi üretim araçlarını elinde bulunduran sınıf, aynı zamanda düşünsel üretim araçlarının da kontrolünü elinde bulundurmaktadır " ve "egemen fikirler, hakim maddi ilişkilerin ideal bir ifadesinden başka bir şey değildir... Bu maddi ilişkiler, bir sınıfı, diğerlerinin yöneticisi yapar
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.