Bağdad'ın bu adı almasının sebebi şudur: Kisra'ya bir kadın hediye edildi. Kisra ona Bağdad'ı ikta verdi. Bu kişinin mensup olduğu toplumun Bağ adında bir putları vardı, ona ibadet ederlerdi. Kadın bu iktaya Bağdad yani "Bağ putunun verdiği" adını verdi. Bu sebeple fakihler Bağdad adını sevmezlerdi. Mansur ona Medinetü's-Selam adını verdi. Zira Dicle Nehri'ne Vâdisselam denirdi. İbnü'l-Mûbarek "Bağdâz denmez. Zira Bağ şeytan, daz (dad) bahşiş (atıyye) demektir. Böyle söylemek şirktir. Bunun yerine Bağdad, Bağdan şekilleri söylenir" derdi. Bir kişi ise "Bağ Farsça bostan, Dad ise bir adam adıdır. Yani Bostan-ı Dad demektir" der.
Irak bölgesi aslında su tulumunun altına yamanan deri anlamına gelir. Irak bölgesi Necd bölgesine göre aşağıda, deniz kıyısında olduğu için ona bu ad verilmiştir.
Ebü'l-Fidâ Coğrafyası olarak Türkçe'ye çevrilmiş olan Kitabü'l-Büldân, Ortaçağ İslam coğrayfa eserlerinin son ve en önemli örneklerindendir. Eser 1321 yılında tamamlanmış ve eserin müellifi Ebu'l-Fidâ, İbnü'l-Esir, İbn Havkal, İbn Hurdadbih gibi devrin önemli tarihçilerinin ve coğrafyacılarının eserlerinden nakillerle kendi bildiklerini