Ebu'l-Hasan el Eş'ari

El-İbane ve Usulü Ehli's-Sünnet yazarı
Yazar
6.6/10
4 Kişi
36
Okunma
13
Beğeni
2.249
Görüntülenme

En Eski Ebu'l-Hasan el Eş'ari Sözleri ve Alıntıları

En Eski Ebu'l-Hasan el Eş'ari sözleri ve alıntılarını, en eski Ebu'l-Hasan el Eş'ari kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Nazar ve tefekkür metoduyla O'nun rububiyetinin yüceliği üzerinde kafa yoran kelamcılar, elde ettikleri sonuçlar karşısında tam bir teslimiyetle Allah'a boyun eğdiler. İlimde yüksek konuma gelen diğer bilginler ise, O'nun ilminde derinleşmekte yetersiz kaldılar. Bütün varlıkların boynu Allah'ın önünde eğilmiştir. O'nun hikmeti, yaratışı karşısında aklı ve kalp sahibi insanların idraki, onları takdir ederek secdeye yöneltmiştir."
Sayfa 12 - Gelenek YayıncılıkKitabı okuyor
İmam Eş'ari kabir azabı konusunda icma olduğunu söylüyor:
"Onlar ayrıca (Mutezile'den bahsediliyor) inkarcıların öldükten sonra azap göreceklerini ifade eden kabir azabının varlığına da karşı çıkmalarıyla, sahabe ve tabiinin icmâ ettiği bir konuya ilgisiz kaldılar."
Sayfa 17 - Gelenek YayıncılıkKitabı okuyor
Reklam
"Müslüman kimselerle oturulup kalkılması gerektiği inancındayız. Bidate davet edenler ile arzu ve hevalarına tabi olan kimselerden uzak durmanın gerekliliğine inanırız."
Sayfa 26 - Gelenek YayıncılıkKitabı okuyor
Cehmiyenin Kur’an’ın yaratılmış olduğuna ilişkin anlayışa göre Allah’ın konuşmayan ve seslenmeyen putlar gibi olması gerekir. Öyle olamaz çünkü kesin olarak bilinen bir şey vardır. Allah Hz. İbrahim’i, kavmine söylediklerini ve kavminin “bunu bizim ilahlarımıza kim yaptı?” dediklerini anlatır. “Dedi ki belki bunu onların bu büyüğü yapmıştır. Eğer konuşuyorsa ona sorun.” (21/63) Putların konuşmaz ve seslenmez oluşu Tanrı olamayacaklarına ilişkin onların aleyhine kanıt olarak kullanıldı. Çünkü tanrılar hitapsız ve konuşmasız olamazlar. Allah imkan vermeden konuşamayan ve dirilemeyen bir Tanrı olamaz. Geçmişinde konuşması imkansız olanın Tanrı olması nasıl caiz olabilir. Yüce Allah bu gibi durumlardan beridir. Allah şöyle buyurdu: ”Deki, O Allah tektir. Allah Sameddir. Doğurmamış, doğmamıştır. Hiçbir şey onun dengi değildir” (112/1-4) Allah’ın ismi Kur’an’dadır. Kur’an nasıl yaratık olabilir? Bu Allah’ın isimlerinin yaratık olmasını gerektirir. Eğer Allah’ın isimleri yaratık olursa O’nun birliği de yaratık olur. Aynı şekilde onun ilmi ve kudreti de böyle olacaktır. Ama Allah bundan beridir.
Biz yalnızca Allah’tan hidayet diler ve Allah ile yetiniriz. Kendisine sığınılan Allah’tan başka güç ve kudret yoktur.
Mu’tezile Allah’ın işiten ve gören ifadelerinin bilen anlamında olduğunu iddia etti. Öyleyse Allah, “ben siz ikinizle beraberim. Görüyorum, işitiyorum,” (20/46) “Allah kocası hakkında seninle tartışanın sözünü işitti,” (58/1) buyurdu. Size göre bunun anlamı ‘bilgi’ midir? Evet derlerse onlara denilir ki o zaman Allah’ın “görüyorum ve işitiyorum,” ayetini ‘biliyorum ve biliyorum’ diye yorumlamanız gerekir.
Reklam
Eğer küfür ve isyanın Allah’ın etkisiyle olduğunu ancak Allah’ın bunu istemediğini onun herkesin iman etmesini istemesine rağmen henüz herkesin inanmadığını söylerseniz sizin bu ifadeniz Allah’ın istemediği çoğu şeyin oluştuğunu, istediği çoğu şeyin de oluşmadığı yargısını gerektirir. Çünkü size göre Allah’ın istemediği küfür istediği imandan daha fazladır. Onun daha çok istediği olmadı. Bu Müslümanların "Allah’ın istediği olur istemediği olmaz” icmasına aykırıdır.
Ebû Osman el-Edemî, Ebû Hanîfe ve Ömer b. Osman eş-Şimmezî ile Mekke’de bir araya geldiğini, Ömer’in Ebû Hanîfe’ye şunu sorduğunu anlatır: “Bana, Allah’ın domuz yemeyi haram kıldığını ancak Allah’ın haram kıldığı domuzun bu domuzla aynı olup olmadığını bilmediğini iddia eden bir kimsenin durumunu söyler misin?” O (Ebû Hanîfe), “O kimse mü-mindir” dedi. Bunun üzerine Ömer, “Allah’ın Kâbe’ye haccı farz kıldığını, ancak Kâbe’nin bu mekânın dışında olup olmadığını bilmediğini iddia eden kimse hakkında ne dersin?” dedi. [Ebû Hanîfe], “Bu da mümindir” dedi. [Ömer], “Allah’ın Muhammed’i gönderdiğini ve onun Allah’ın resulü oldu-ğunu biliyorum; ancak onun zenci olup olmadığını bilmiyorum, derse (ne dersin?)” dedi. [Ebû Hanîfe], “Bu da mümindir” dedi. Ebû Hanîfe, dinden [aklî] çıkarım yapılan bir şeyi iman saymamıştır.
Sayfa 212
70 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.