Edip Yüksel, 1957 yılında Güroymak'da Sadrettin Yüksel'in oğlu olarak doğdu. Metin, Müfid, Süreyya ve Nedim Yüksel'in kardeşidir. 12 Eylül Darbesi öncesi İstanbul Akıncılar Derneği bünyesinde etkinliklerde bulundu. Darbeden sonra yargılandı.
O yıllarda İslamî camiada genç ve popüler bir yazar olan Edip Yüksel, 1 Temmuz 1986 tarihinden itibaren hadis, sünnet ve icmâyı, mezhepçi öğretiler ve Allah'ın hükmüne ortak koşmak olarak gören "reformist" düşüncelerini yaymaya başladı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde makine mühendisliği eğitimi almıştır.
Bu düşünceleri nedeniyle, babasının da dahil olduğu İslâm ulemâsı tarafından İslâm dairesinin dışına çıktığı ilan edilince ABD'ye yerleşti ve Reşad Halife'nin öğrencisi oldu. Daha sonra Tucson'a tașınan Yüksel, burada hukuk alanında doktor unvanı aldı ve United Submitters International'in tanınan üyelerinden biri oldu. 1993'te ABD vatandaşlığını elde etti. Düşüncelerini yaymak için bazı web siteleri oluşturdu ve kitaplar yazdı. Türkiye'de çeşitli tartışma programlarına katıldı. 1998 yılında Arizona Üniversitesi Hukuk Fakültesinden hukuk dalında doktora almıştır.
Edip Yüksel, Arizona'da bir yükseköğrenim kurumunda yarı zamanlı olarak felsefe hocalığı yapmaktadır.[kaynak belirtilmeli] Evli ve iki erkek çocuk babasıdır.
Biz, boş şeylere dalanlarla birlikte dalardık.
Yargı gününü yalanlarlardık.
(Müddesir/74: 45, 46)
Yahudilerin, Hıristiyanların ve Müslümanların büyük bir çoğunluğu, aslında Yargı Gününü yalanlamaktadırlar. O günün tek sahibi Allah'tır. (Fatiha/1:4) O gün kimsenin kimseye bir yararı dokunmaz. (İnfitar/ 82:19) Şefaat yoluyla kurtulacaklarına inananlar Kur'an'ın bildirdiği özelliklere sahip Yargı Gününü inkâr etmiş olurlar.
Onlara, "ALLAH'ın indirdiğine uyun," dense, "Hayır, biz atalarımızın izlediği yolu izleriz," derler. Peki, ataları bir şey düşünemeyen ve doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı?!
Maalesef, bugün Müslümanlık iddiasında olanların büyük çoğunluğu, Muhammed peygamberin tebliğ ettiği din yerine onun baş düşmanları olan Ebu Cehil’in ve Ebu Leheb’in savunduğu şirk ve cehalet dinini izlemektedirler. Ne var ki Allah’ın verdiği söz gelmiş ve yüzyıllardır anlaşılmaz ve yetersiz diye damgalanarak köşeye atılan Kuran’ın mesajı karanlıkları dağıtmaya başlatmıştır.
Sıkılmadan ve her zaman okuyabildiğim tek kitap,
Ne kadar kötü hissedersem hissedeyim elime alıp birkaç cümle okuduğum zaman kendimi iyi hissettiğim tek kitap,
Okuyup üzerinde düşününce, her seferinde "toparlan,kendine gel" dedirten tek kitap,
"Bugün ona bakmayı unuttum" dediğim ve kendimi bu yüzden kötü hissettiğim tek kitap,
Her okuduğumda farklı duygular hissettiğim, aynı şeyleri okusam dahi farklı şeyler keşfedebildiğim tek kitap.
Ölene kadar okumam gerektiğini düşündüğüm tek kitap.
Tavsiye edilmesi gereken ilk kitap..
Bu sene okumuş olduğum ikinci Kur'an meali. Çok başarılı. Kafamın takıldığı yerlerde Arapça kelime köküne bakan biri olarak Yaşar Nuri Öztürk hocadan sonra neredeyse birebir yorum yapmadan yapılmış diyebileceğim bir çeviri.
Gelenek ve hurafelerden arınmış Bir Kuran çevirisi Kurandaki masajları konu başlıklara bölünürek ele aldığı Mesaj kuran çevirisi Müslümanım diyen her bireyde ALLAH'IN yasasını anlama gayreti içerisinde okuması gerekir ayrıca dipnotlara yer verildiği için de ayrıca daha güzel bir kitap olmuş Kitabı ozan yayıncılıktan isteyebildiğiniz gibi Google play store aracıyla Dört Kitap uygulaması içerisinde bulabilirsiniz.