Selam bugün sizlere @figensahinofficial yazmış olduğu #ikincielumutlar kitabı ile geldim. Yazar ile tanışma kitabım ve oldukça sevdim kitabı. Figen Hanımın enerjisi o kadar güzel ki insanlara positiv enerji veriyor resmen ☺ sanki 40 yıldır tanışıyormuşuz gibi yaklaştı biz okuyucularına. Böyle yazarları kim sevmez ki? kitaba gelecek olursak çok güzel bir kitapdi yazim dili sade olmasına rağmen oldukça akıcıydı ve birgün de okuyup bitirebileceğiniz bir kitap. Okurken kendimi hikayenin içinde hissettim resmen Ada ile düşünüp, Ada ile empati yapmaya çalıştım her ne kadar inatçı olsada
Ilk kitap çok heycanlı biryerde bitti ikinci kitabını da en kısa zamanda okuyup yorumunda görüşmek üzere. Bu tarz kitapları sevenlere Tavsiye ederim.
Gelelim konusuna, Ada Anneannesi ve Dayısı Ahmet ile yaşayan aynı zaman da arkeolog adayı genç bir kız. Babası ve Annesini hiç tanımayan Ada, sahaf gezmeyi ve oradan aldığı kitaplar ile mutlu olmaya çalışan genç bir kız. Yakın arkadaşı Suatlara ait Sahafdan aldığı Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar kitabının içinden Mektuplar bulur, bu mektuplar ise Kozalak ve Esmerperiye aittir. Hikâyenin peşini bırakmayan Ada kendini bir an da bu hikâyenin, geçmişin, aşkın pesinde sürüklenirken bulur. Peki ya Kozalak ve Esmerperiye ulaşabilecek mı? Staj yapacağı Müze'de daha önce karşılaştığı Barış ile tekrar karşılaşır. Peki Barış Ada'ya iyi gelecek mı? Ada korkularını Barış ile yenebilecek mı? Dayısı Ahmet ve arkadaşı Meltem ile Roma'ya giden Ada'yı neler bekliyor, neler ile karşılaşacak?
ilk kitabımız olan İkinci El Umutlar kitabını okumuş ve paylaşmıştık. bu ikinci kitabımız ise o kitabın devamı fakat ben ikinci kitabı ilk kitap kadar sevemedim. çünkü Ada insanlara yardım eden onların hayatlarına dokunan biri olarak karşımızdaydı ilk kitapta fakat bu kitaptaki Ada kendi hayatında aynı şeyi uygulayamadı yaşadıkları zordu ama bana hareketleri çocukça ve abartılı geldi. bu kitapta Adaya bir sinir oldum. böyle sarsmak ve artık kendine gel ne bu hareketler diyesim geldi. Kötü bir kitap değildi uzun süredir böyle bir kitap okumamıştım iyi geldi ama dediğim gibi Adaya bir sinir oldum. Ahh Suat ve Barış o kadar alçakgönüllü ve akıllı hareket eden makul kişiler ki böyle erkekler kaldı mı dedirtiyor insana. ikisi de Adanın o tavırlarına nasıl katlandı öyle.
Bence geçmişini bilmeden geleceğini yazmak kadar zor bir şey yoktur. Biliyorum yoruma çok hızlı giriş yaptım ama bu kitap bana çok şey hissettirdi. Altını çizmeye kıyamadım. Bende sayfa aralarına biraz tebessüm biraz gözyaşı bıraktım. Aynı cümleleri okurken aynı duyguları hisseder miyiz? Tabi ki bilemiyorum. Ama okurken neden bu kadar