Giovannino Guareschi (1 Mayıs, 1908 - 22 Temmuz, 1968) İtalyan gazeteci, karikatürist ve mizah yazarı. Özellikle yarattığı Don Camillo isimli rahip karakteriyle tanınır.
Yaşamı
II. Dünya Savaşı öncesi Corriere Emiliano ve Bertoldo dergilerinden editörlük yaptı. 1943'de, topçu sınıfında askerlik görevine başladı. Aynı yıl İtalya'nın yaptığı ateşkes anlaşmasından sonra Polonya'da yakalanıp, diğer İtalyan askerleriyle birlikte üç yıl esir tutuldu. Bu günlerini Diario Clandestino isimli günlüklerinde anlatmıştır. Savaştan sonra ülkesine döndüğünde Candido isimli bir hiciv dergisi kurdu. Daha sonraki yıllarda önce Komünistleri, sonra da Democrazia Cristianayı (Hıristiyan Demokrat Partisi) eleştirdi.
1954'de yayımladığı oldukça tartışmalı düzmece bir savaş dönemi mektubu yüzünden hapis cezasıyla cezalandırıldı. 1956'da kötüleşmeye başlayan sağlığı giderek daha da kötüleşti ve 1957'de Candido dergisinin editörlüğünden emekli oldu.
1968'de geçirdiği bir kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi.
'Altın Palmiye Ödülü' kazanmış olan Guareschi, ünlü bir İtalyan mizah yazarıdır. Bu ününü Don Camillo'nun yaratıcısı olmasına borçludur. Don Camillo, Po ovasının küçük bir kasabasında papazdır. Aynı kasabanın belediye başkanı komünist Peppone ile Don Camillo arasında bitip tükenmez bir mücadele sürüp gider. Yazar, onların kişiliklerinde evrensel sağ - sol çekişmesini tadına doyulmaz bir güldürüye dönüştürmüştür. “Alıntı” Güldüren ve düşündüren muhteşem bir eser. Keyfle okudum, tavsiye ederim.#Huzur#Kitap#Kahve#
Kitabın konusu hakkında detay vermeyeceğim. Sadece, fenomen (en azından benim için) "Leyla ile Mecnun" dizisinin tarzını beğeniyorsanız bu kitabı okumanızı öneririm. Eğer bu tarz ile başınız hoş değilse yakınından bile geçmeyin.
Keyifli okumalar
Ah Don Camillo, eski bir dostu ziyaret etmek gibi oldu bu ikinci kitap. Bir tek sen değil, o coğrafyanın her insanın sanki sert kabuğu altında yumuşacık ve sıcacık bir kalp var.
Yazar Don Camillo'nun kısa ve uzun hikayelerinden oluşan birkaç macerası ile çıkıyor karşımıza. 300 sayfadan fazla olmasına rağmen 300 sayfaya ulaşmayan ilk kitabından az hikaye vardı gibi geldi bana. Bazı hikayeler 'eh işte' tadındayken, bazı hikayeler de aşırı derecede güzeldi. Bir hikayeye başlamadan önce o hikaye rol alacak insanların mazisini ve huyunu suyunu, boyunu posunu anlatması, asıl hikaye başlarken adeta sinema tadında veya o köyün sakiniymişsiniz gibi, gelen kişiyi taniyormuşsunuz da 'hah, geliyor bizimki. Şimdi cümbüşe hazır olun' dedirten ve gülümseten bir etki yaratiyordu.
Keyifle okudum. Dün akşam ilk kitabin filmini aradim ama Netflixte yoktu. Denk gelirse izleyeceğim.
Kitapla kalın...