Kitap şimdiye kadarki en zor zamanlarını geçiren kuşlar aleminin gidişatlarına
çare arama maksatlı Kaf dağında yaşayan Simurg'a yaptıkları yolculuğu konu alıyor. Simurg nam-ı diğer Zümrüdüanka'ya ulaşmak için her kuşun kendindeki ilahi özü, erdemi keşfetmesini ve birer birer vadilerin geçilip perdelerin kalkmasını münferit hikayelerle yazardan dinliyoruz. Hikayelerin kimisi tarihin ilk sayfalarından, kimisi günümüzden, kimisi kayıtlı, kimisi de masalsı.
Çoğu hikayede beni yakalayan, düşündüren, hislendiren noktalar oldu. Ancak doğrusunu söylemek gerekirse kitabı da okumama vesile olan yazarının katıldığı programdaki konuşmalardan aldığım lezzetin çok altında kaldı. Yazarın hitabetinin kaleminden -en azından bu kitap bağlamında- çok daha tatmin edici olduğunu düşünüyorum.
Kitapta her erdemi anlatan bir hikaye var ancak bunlar birden fazla parçalardan oluşuyor. Bazı hikayelerde girizgah minvalinde anlatılan anekdotlar, getirilmek istenen noktaya çok üstünkörü ve acelece bağlanmış. Kimi kahramanların konuşmalarında onun ağzından duymamızın gerçekçi olamayacağı bilimsel bilgiler verilmiş. Bu gibi eğreti, yeterince gözden geçirilmemiş kısımlar okuma zevkimin azalmasına ve anlatılan derinlikli hikayelerin odağından kopmama sebep oldu. Velhasıl bu kitabı erdemler ve tabiattaki birliğe dair güzel hikayelerden oluşan, örgüsünde kimi aksaklıklar bulunan bir kitap olarak hatırlayacağım.
