Balzac'ın Vadideki Zambak kitabından sonra okuduğum ikinci kitabı oldu bu. Yine çok başarılı bir klasik ile daha karşı karşıyayız. Klasiklerin, neden klasik olduğunu gösterir nitelikte bir kalite söz konusu kitapta. Bunu okuyunca net olarak görebiliriz.
Hemen okuyucuya uyarılarla başlayayım. Arkadaşlar ilk 100 sayfaya yakin bölüm,pansiyon tasvirleri acayip derecede baş ağrıtıcı. Okurken kitabı her an bir kenara kaldırabilecek duruma gelmemiz kuvvetle muhtemel. Karakterlerin fazla olması, durağanlık, inanilmaz uzun betimlemeler vs vs bizleri kitabın içine girmekten alıkoyuyor. Eğer benim gibi de sakin bir ortamda okumadı iseniz kitabi yarım bırakma ihtimaliniz çok yüksek. ( tabi ben bırakmadım ). Kesinlikle ilk bölüm, 100 sayfalık kısım okumayı ciddi derecede zor kılmış eseri. Buna rağmen devam edenler kitabın meyvesini yiyeceklerini bilsinler.
Konusuna gelince ise varını yoğunu kızları uğruna feda eden,buna rağmen kızları tarafından terk edilmekten kurtulamayan Goriot Babanın kızlarına duyduğu özlem, hüzün ve de yalniz bir şekilde hayata veda etmesi. Kitap ciddi derecede okuyucuyu üzecek eminim. Aynı zamanda genç öğrenci Eugene de Rastignac'ın hırsı, zengin olma isteği ve sosyeteye girme çabasını da anlatıyor bize kitap.
Ilk eşiği atlatıldığı takdirde , okuyucuda tat bırakacak, insanı ciddi şekilde üzecek,kaliteli bir kitap. Herkese tavsiye ederim. Kitap alın, kitapla kalın.