Jacques Le Goff sözleri ve alıntılarını, Jacques Le Goff kitap alıntılarını, Jacques Le Goff en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Haçlı Seferlerinin Ortaçağ Hıristiyanlık dünyasında ticareti geliştirip büyüttüğüne artık hiçbir ciddi tarihçi inanmamaktadır. Aksine, Batı'nın ve özellikle şövalye sınıfının yoksullaşmasına yol açması, Hıristiyanlık dünyasının manevi birliğini sağlamak şöyle dursun, doğmakta olan uluslar arasındaki farklılıkları körüklemesi (diğer pek çok tanıklığın yanısıra Saint-Denis keşişi ve VII. Louis'nin papazı Eudes de Deuil'ün yazdığı ve her bölümünde Almanlar ve Fransızlar arasındaki nefretin biraz daha alevlendiğini dile getiren II. Haçlı Seferinin öyküsünü okumak yeterlidir), Batılılar ile Bizanslılar arasında kesin bir uçurum açması (bir seferden diğerine giderek belirginleşen Latin-Yunan düşmanlığı, 1204'te IV. Haçlı Seferi sırasında Constantinopolis'in Haçlılar tarafından alınması ile sonuçlanacaktır), gelenekleri esnekleştirmek şöyle dursun, kutsal savaş hırsının Haçlıları yolları üzerinde karşılaştıkları Yahudilere karşı katliamlardan her tür kıyım ve yağmalara kadar en korkunç aşırılıklara sürüklemesi (1099 Kudüs, 1204 Constantinopolis kıyım ve yağmaları, yalnız Hıristiyan değil, Müslüman ve Bizanslı vakanüvislerin anlatılarında okunabilir), Haçlı Seferlerinin giderlerini karşılamak bahanesiyle Papalık vergi sisteminin ağırlaştırılması ve akıl almaz endüljans uygulaması ve sonuçta Kutsal Toprakları savunmak ve korumakta yetersiz kalan askerî sınıfların her tür parasal ya da askerî zulüm yapmak üzere Batı'ya çekilmesi, işte bu seferlerin asıl ağır giderleri bunlardır.
Sayfa 77 - Doğu Batı Yayınları, 2. Baskı: Şubat 2017
"Türk kılıcı şimdi başımızın üzerinde asılı durmaktadır, ama biz bu arada iç savaşlarla meşgulüz, kendi kardeşlerimizi taciz ederken Haç'ın düşmanlarının kuvvetlerini, bize saldırabilecekleri şekilde rahat bırakmaktayız."
"Müslümanların, kökeni 8. yüzyıla giden Avrupa'daki uzun varlığı artık sona eriyordu. Fakat güneybatıdaki Müslüman egemenliği sona ererken güneydoğuda başka bir Müslüman tehdidi belirmekteydi: Türkler."
Başka önemli bir olay barbar istilacıların görüşlerini değiştirmişti. İçlerinden bir bölümü putperest kalsa da, azımsanmayacak bir bölümü Hıristiyanlığı kabul etmişti. Ama sonuçları ağır olacak garip bir rastlantıyla, bu din değiştiren Barbarlar Ostrogot, Vizigot, Burgon, Vandal ve daha sonra Lombardlar Ariusçu olmuşlardı ve Ariusçuluk İznik Konsili'nden sonra sapkınlık olarak kabul ediliyordu. Aslında Barbarlar 264'te Gotlar tarafından yakalanarak hapsedilen Kapadokyalı Hıristiyanların soyundan gelen "Gotların Havarisi" Ulfilas tarafından Hıristiyanlaştırılmışlardı. "Gotlaştırılan" bu çocuk, gençliğinde Constantinopolis'e gönderilmiş ve orada Ariusçuluğu benimsemişti. Dinini yaymak üzere rahip olarak Gotların yanına dönünce, onları yetiştirmek üzere İncil'i Got diline çevirerek onları birer sapkına dönüştürdü. Böylece dinsel bir bağ olması gereken şey, aksine, bir anlaşmazlık konusu olmuş ve Ariusçu Barbarlar ile Katolik Romalılar arasında sert savaşımlara neden olmuştur.
Sayfa 33 - Doğu Batı Yayınları, 2. Baskı: Şubat 2017