İşte gerçek hayattaki gibi hikayelerde de var olmayı hak eden tek şey: Sevgi, çocuklara, kendi çocukların kadar başkalarının çocuklarına da adanan sevgi. Sevgi, var olan ve var olmayan her şeye rağmen hayatın devam etmesini sağlayan sevgi.
Bir varmış bir yokmuş, bir zamanlar kocaman bir ormanda yoksul bir oduncu adam ile karısı yaşarmış.
Hayır hayır hayır hayır, içiniz rahat olsun, Parmak Çocuk değil bu. Hiç ilgisi yok. Sizler gibi ben de o gülünç hikayeden nefret ederim. Besleyemedikleri için çocuklarını terk eden analar babalar nerede, ne zaman görülmüş?
Geçelim...
Jean Claude Grumberg
Dikkat… Bu hikayede geçen hiçbir şeyin gerçekle uzaktan yakından ilgisi bulunmamaktadır. Gerçekten…
Bu masal, öylesine esinlenmiş bir düşünce yumağıymış. Yoksulluk içerisinde yaşayan yaşlı ormancı ve eşi de yokmuş, bu çiftin yaşadığı
Jean-Claude Grumberg yazar ve senarist.Çoğumuzun seyrettiği, Costa Gavras’ın ünlü filmi Amen filminin de senaryo yazarlığını yapmış.
Yüklerin En Değerlisi Bir Masal, adı üstünde masal formunun kullanıldığı, çok etkileyici bir roman.
II. Dünya Savaşı’nın gölgesinde, yoksulluğun, açlığın ve soğuk bir kışın hakim olduğu bir ormanda fakir bir oduncu adam ve karısı yaşarmış.Geçip giden trenlerin birinden yüklerin en değerlisi fırlatılır karlar içine.Böyle başlar masalımız.Gerisini okursunuz artık.
Şunu söylemeliyim ki 62 sayfalık kısacık bu masal-roman unutulmaz kitaplarımın arasında yerini aldı.
Yüklerin En Değerlisi Bir Masal:
Okurken çok etkinlendiğim, yeri geldiğinde duygulandığım, bir çırpıda okunacak bir kitap. Çocuğu olmayan oduncu ve karısından, Yahudi olaylarından, bir trenden gelen çocuk ve o çocuğun oduncu ve karısının hayatına nasıl etkisi olduğundan bahseden bir kitap. Kitap çok kısa bir öykü olduğu için daha fazla söylenecek pek bir şey yok. Okuyun, okutun. Kitapla kalın…