Okurken devam etmek istemediğim bir kitap oldu ama ona rağmen yarısını okudum. Fakat ne konuyu anlayabildim, ne de akışını. Belki bir süre sonra devam edebilirim, belki o zaman daha iyi anlarım konusunu.
Birçok şey yazmaya karar vermiş de bir araya getirememiş havasında bir kitap olmuş. Duygu namına hiçbir şey hissedemedim çünkü aşk hikayesi yok ortada. Lola teyzesinin miras bıraktığı eve taşındı, en yakın arkadaşı sevgilisinin evinden kovuldu ev arkadaşı oldular, arada görünen Piper Lola'ya birini buldu kimse tanımıyor, mahalle de peder Belinda vs sanki sıkı komsuluk var havasında tanıtılmış, bir kardeşi var güya aralarında rekabet var falan filan.Mecburen bir sonuca bağlayıp kitabı da bitirmiş işte, tamamen zaman kaybı, kağıt israfı.
"Yemeklerini bitirdiklerinde Dan,
~Anni'nin yeni künyesini gördün mü,
diye sordu.
~Yeni künye mi,
dedi Andrea şaşırmış bir şekilde. Eğildi ve Anni'nin tasmasına iliştirilmiş kalp şeklindeki künyeyi gördü.
~Bunu ne zaman taktın,
diye sordu.
~Az önce tuvalete gittiğinde,
dedi Dan,
~Okusana.
>Anni. Bulunduğunda lütfen Andrea Keller'a ulaştırın... <
iyice kafası karıştı.
~Benim adım ama senin adresin?
Sandalyesinde kalkıp önünde diz çöktü ve cebinden çıkarttığı kutuyu yavaşça açtı. Yüzüğü göstererek,
~Andrea Keller. Benimle evlenir misin? "
"Unutmayın! Hepimiz kendi hayatlarımızın yıldızlarıyız..."
"Ne dilediğine dikkat et!.. "
Tesadüf, tevafuk, rastlantı... Adını ne koyarsak koyalım bazen hayat hiç olmayacak yerlerden öyle kapılar açar ki, içimizden geçen küçücük bir his, bir hayal, bir dilek bir anda gerçek olur.
Evrene fısıldadığımız minicik de olsa tüm güzel dileklerinizin gerçek olmasını dileyerek güzel bir kitap bırakıyorum buraya...
Ben severek okudum, sizlerinde severek okuyacağına eminim
Ayrıca bu kitapla beraber bir köpek sahiplenmeyi ciddi ciddi düşünür oldum