Kim Newman 1959 yılında Londra’da doğdu. Sussex Üniversitesi’nde İngiliz Dili üzerine eğitim gördü. Bir dönem gazetecilik yapan, ancak asıl film eleştirmenliği ve yazarlığıyla tanınan Newman’ın eserlerinden bazıları Bram Stoker Ödülü, Uluslararası Korku Derneği Ödülü ve Britanya Bilimkurgu Derneği Ödülü’ne layık görüldü. Dracula Günlükleri serisiyle büyük bir hayran kitlesine ulaştı.
Unvan:
İngiliz gazeteci, film eleştirmeni ve kurgu yazarı
Dracula'yı okuduktan sonra bu kitaba başlarken aklımda acabalar olmadı değil... Acaba taklidi mi, acaba Daracula'ya olan hayranlığımı yerle bir eder mi? Ve bir çok acaba...
Fakat Kim Newman Stoker'ın Dracula'sını yepyeni karakterlerle zenginleştirip bir devam öyküsü oluşturmuş, bunuda oldukça mükemmel bir şekilde gerçekleştirmiş.
Yine ortalarda görünmeyen bir Dracula ve etkileri tüm Londra'yı kasıp kavurmuş, amacına kısmen ulaşmış İngiltere tahtına oturmak üzere bir konumda... Ve hayran olduğum iki karakter Genevieve ile Beauregard.
Newman'ın kurgusu ve tasvirleri öyle doyurucu ki kitap bana keyif alacağım herşeyi verdi. Gotik anlamda bilr bir çok unsuru barındırıyor içerisinde. Ayrıca vampirleein kızıl susuzluğunu anlatışı, bazı anlar vampir olmak istediğim oldu...
Kitap ülkemizde yeterince değer görmemiş gibi geldi bana... Fakat bu türün severleri için ve özellikle Dracula sevenlerin mutlaka okumasını tavsiye ederim...
Bu kitabı okurken kendimi çok kaptırdım okurken cinayet olaylarını duvarıma yaptım bu kitap çok güzel sürükleyici ve zihnini kullanmaya yarayan faydalı bir kitap bu kitap herkese tavsiye ediyorum.
Beklenti üzerine aldığım ama eksilerde biten bir çakma betik oldu. Sherlock Holmes hayranı olarak Moriarty'i merak ettim nasıl olurdu diye. Ancak yazar başarılı bir iş çıkaramamış. Bir kez ortada Moriarty'e ait bir özellik, zekâ pırıltısı yok ki Sherlock Holmes'ün tersi olsun. Ha, aptal bir adam ise yaratmak istediği, o süre başarmış. Watson yerine Moran adlı bir yardımcısı olan Moriarty hiç öne çıkmamış, arkadan iş çeviren, olayın sonunda ortaya çıkan ve okura gizli kalmış noktaları aydınlatan bir hava verilmiş. Ama ortada gizem yok. 4 bölümden oluşan ama birbirinden sıkıcı konulardı.
Sherlock Holmes'e benzerliğini kenara bırakıp okusam da, yine de akıcı ve güzel değildi. Tek iyi yanı yazımı rahattı. Ona rağmen bitmek bilmedi. Gereksiz ayrıntılar ile, geçmiş ile bezemiş konuları. Bu betiğin heyecanı meyecanı yok. Önermiyorum. Düş kırıklığıydı tamamen.