Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Lawrence Durrell

Lawrence DurrellJustine yazarı
Yazar
7.6/10
229 Kişi
1.666
Okunma
118
Beğeni
12,9bin
Görüntülenme

En Beğenilen Lawrence Durrell Yorumları ve İncelemeleri

En Beğenilen Lawrence Durrell sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Lawrence Durrell kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
296 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Edebiyatın gücü adına..
"İnsan yüreğini kim icat etti,merak ediyorum.Şunun adını söyle bana,sonra da asıldığı yeri göster” Trajedi doğmadan önce doğmuş bir şehir var bu kitapta.Tarihin hasisliğine kayıtsızmış gibi güneşlenen,yüzü kavruk,elleri nasırlı,ayakları devasa bir şehir.Ve o ayakların altında kımıldanan Justine’ler,Melissa’lar,birileri.Birileri,kendi
Justine
JustineLawrence Durrell · Can Yayınları · 2022558 okunma
296 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
İskenderiye Dörtlüsü
Lawrence Durrell bu seriye ‘çağdaş sevgi’yi irdelemek diyor. İlk kitap Justine’de anlatıcı, Justine aşık olduğu zamanı yazıyor. İskenderiye’nin kozmopolit yapısı ile birlikte çeşitli karakterler ve ilişkiler ağı. İkinci kitap Balthazar ile birlikte gerçeklik değişiyor, anlatıya Balthazar’ın bakış açısı dahil oluyor ve karakterler
Justine
JustineLawrence Durrell · Can Yayınları · 2017558 okunma
Reklam
347 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
“Öyle sanıyorum ki hepsi geçecek. Her şey geçer. En sonunda geçer.” Justin’in anlatıcısı adadan ayrılıp İskenderiye’ye, bir zamanlar müthiş dostluklar kurduğu, aşık olduğu, yenildiği şehre dönüyor. Ne İskenderiye şehri ne de dostlar bıraktığı gibi. Zaman efendi, İskenderiye şehrinden başrolü çalmış bu kitapta. Anlatıcımızın kendini tanıdık bir kayalığa atılmış bir kaza kurbanı gibi hissetmesinin nedeni, sadece geçmişin kapalı duran sayfaları değil gerçi. Zaman, arsız bir sevgili takmış koluna, savaş. Şehrin üstünde ‘kocaman, renkli bir ölüm şemsiyesi açılmış.” Sanki kimsenin görmediği ama herkesin varlığını bildiği mezarlar var sokaklarda ve mezarların başında bekleyen kederli insan yüzleri.. Nasıl da dayatmış katı gerçeklik kendini, yarı doğrularla, kenarı kişiye özel katlanmış gerçeklerle yaşamayı nasıl da rafa kaldırmış.. Ah bir de dönüp de bulamamak’lar var, çarpıntısı durmuş kalpler, kırılmış kollar; buy-u erguvandan güzel kadınların çalı gibi, yumuşak dost ellerin diken gibi gelmesi..Şey işte, “yok olmuş şeylerin otopsisi.” bu. Tanıdığımız kim varsa bir masanın üstünde, delik deşik. Bunlar yetmemiş gibi Durrell’in hüznü çırpıp köpürten, insanı sarhoş eden; İskenderiye gibi gösterişli, gürültülü, zalim; İskenderiye gibi sessiz, narin, latif kelimeleri.. Hasılı, işte, yolun sonu. Okudum bitti, sarhoşluğu kaldı yadigar. Canım İskenderiye Dörtlüsü, o eski şarkıdaki gibi, ey mest-i nazım.
Clea
CleaLawrence Durrell · Can Yayınları · 2022234 okunma
296 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Son günlerde okuduğum en etkileyici kitaptı. Öyle ki sayfalarca yazabilirim hakkında... Acele etmeden, sindire sindire okumalısınız. Konu biraz dağınık ve akıştan kopmadan içindeki felsefeyi anlamak yer yer yorucu olabilir. Son olarak etkilenmemek mümkün değil! Kesinlikle tavsiye ederim. Hep bir arayış aslında hayatımız. Daha iyiyi, daha güzeli, belki daha gerçeği... Justine neyi kaybetmişti de hayatın ona sunduğu hiçbir şeyde bulamadı onu! Yazarın onun için yazdığı (sayfa 65) "Yaşamaya değer bir hayat,hep bunu arıyorum." "Ben de kalpsiz gibi görünen yaratığı tanımlamak için birleşik bir sözcük bulmak istiyorlarsa, benim yüreğimde eksik olanı ruhumla tamamladığımı kabul etmek zorunda kalacaklar." ve Ah Melisa! senin için öyle cümleler kurmuş ki yazar diğerlerinden daha çok gördüm seni... ve o ne sessiz bir sondu, hep hüzünlü, hep narin... Hiç düşündünüz mü? Acaba insanlar gibi cansız varlıkların da mı yazgısı var? Kim bilir... Dilerim güzel olur hayatımız,umduğumuzdan hayal ettiğimizden bile güzel...
Justine
JustineLawrence Durrell · Can Yayınları · 2017558 okunma
252 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Justine
Gerçekten zor bir yolculuk kitabın sayfaları arasında gitmek. Çok iyi konsantre olmalı, acele etmeden sindire sindire okumalı. Ancak böyle bağlantıları kurabilirsin lakin bu da yetmez içindeki felsefeyi anlamak için bazı şeyler de bilmek gerekir. Mesela Freud'un aşkın psikolojisiyle ilgili kuramını... Öyle güçlü paragraflar var ki metinlerin içine işlenmiş o ruhu yakalayınca etkilenmemek mümkün değil... Bir de İskenderiye var elbette: "... bizi kendine bitki örtüsü yapmış, ruhumuza, kendimizin sandığımız çatışmalarını ekmiş olan kente." (21) Yaşanan aşklar varsa bu İskenderiye'de olabilir, başka türlüsü düşünülemez. Justine için söyleyecek sözüm yok, "Ona nemfoman demek ya da onu Freud'la açıklamaya kalkmak, sevgili dostum, onun bütün efsanesel özünü, onu o yapan şeyi yok etmek olur. O bütün töredışı insanlar gibi, tanrıçalık sınırında dolaşan birisi. Bizim dünyamız dünya olsaydı, onu barındıracak tapınakları olurdu..." diyor yazarımız...
Justine
JustineLawrence Durrell · Can Yayınları · 2017558 okunma
352 syf.
·
Puan vermedi
Merhaba Clea yı da okuyup serinin son kitabını da bitirmiş bulunmaktayım . Serinin son kitabın ilk üç kitapta anlatılanlar olaylar ve yaratılan Kişiler bu kitapta daha bir bütünlük kazanıyor . Okumak isteyenlere tavsiye ederim. Ama bol sabır dilerim Bu kısa incelemeyi. Kitaptan bir sözle bitirmek istiyorum. Tarih her şeyi onaylıyor, her şeyi bağışlıyor, bizim kendimizin bağışlamadığı şeyleri bile. Keyifli okumalar. 
Clea
CleaLawrence Durrell · Can Yayınları · 2016234 okunma
Reklam
351 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
2018-2019 yılı D&R kampanyasında 5₺ iken haftalarca “Aman ha, kaçırmayın!” diye hikayelerimde tellal çıktığım #avignonbeşlisi ‘nin üçüncü kitabı ile selamlıyorum sizi. Dünya, büyük savaşın sancıları içindeyken Livia’nın pastoral yazı sona ermiş, güzel ve şaşaalı günler geride kalmıştır. Vichy Fransa’sının Avignon’u da savaştan ve işgalden nasibini almış o meşum şatodan günden güne çürümenin kesif kokusu yükselmeye başlamıştır. Üstelik yalnızca Avignon ve Fransa’da değil, Isviçre ve Mısır’daki küçük Ingiliz ‘kolonileri’ de dağılmaya başlamıştır. Constance, Livia ve Blanford’un yeni serüvenlere eşlik ettiğimiz kitapta yazar yüne hem yaratıcı hem yaratılan pozisyonunda. Gerek kişisel gerek toplumsal konjonktürde hile ve desisenin dibini sıyırdığımız, komplo teorilerinin cirit attığı seride tensel hazzı edebi hazla birleştiren Durrell için ne denir ki? Ayinesi iştir kişinin lafa pardon dualiteye bakılmaz.
Constance ya da Yalnızlıklar
Constance ya da Yalnızlıklar
@ezgigecekitap
Constance ya da Yalnızlıklar
Constance ya da YalnızlıklarLawrence Durrell · Can Yayınları · 201726 okunma
350 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
19 saatte okudu
İnsan âşıksa, aşkın ne kadar utanmaz bir dilenci olduğunu bilir..
Yazarın tüm dörtlüyü bir arada tutan çivi dediği bu kitabın baş kişisi İngiliz diplomat David Mountolive. Seriye bir aşk hikayesiyle dahil oluyor, ruhundaki dalgaları, zihnindeki dolambaçları okuyoruz uzunca. Sonrasında elçi olarak atandığı İskenderiye’yi onunla adımlayıp karmaşık politik ilişkilerin içine dalıyoruz. Mısır ölçeğinde Ortadoğu’nun büyük yarılmalarından önceki görece küçük çatırdamalara, güç ilişkilerine, siyasi ve dini komplolara dair söylediklerini dinliyoruz. Bu, ilk ikisine göre daha az sevdiğim bir kitap oldu. İnsanın ruhunu daha az didiklediği, şehir tasvirlerine daha az yer verdiği ve elbette politikanın kitabın odağına oturan mesele olmasından ötürü. Ama benim bunca huysuzluğuma rağmen kendini okutmanın yolunu da buldu mu buldu. Bir arkadaşım bu seri için kaleydoskopa benziyor demişti. Duyduğum en güzel benzetme olabilir. İlk kitapta Justine’e söylettiği şu sözler de bunun tamamlayıcısı: “Yazar olsaydım kişilerimde çok boyutlu amaçlardım, prizmasal denebilecek bir görünümü. Neden sanki bir insan aynı anda birden çok resim veremesin?” Sürekli başka bir yerden baktırıyor bize, hem insanların, hem olayların başka renklerine, başka biçimlerine bakarken buluyoruz kendimizi. Sadece bunun ne kadar müthiş bir iş olduğunu fark etmek için bile okunur bu seri.
Mountolive
MountoliveLawrence Durrell · Can Yayınları · 2022252 okunma
288 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Seri Balthazar'ın tutmuş olduğu notlarla devam ediyor. Karakterleri daha net gözlemleme şansına erişirken öyle yoğun öylesine duru tasvirler ile süslenmiş ki adeta onlarla birlikte sohbetlerine konuk olup yazıları tıpkı okur buluyormuş gibi hissettiriyor. Tesadüfler, yanlış anlamalar, gizlenen bir takım sırlar ve karakterlerin içindeki asıl saklı duygular bu kitapta anlatılanlardır. İlk kitapta anlatıcımızın Justine'e olan tutkusu ön plandayken ikinci kitapta duyguları (öfke, aşk, acıma, kıskançlık, cinsellik, tutku ve ihanet) daha derin görürüz. Yazarın farklı bir yazım tekniği var; o anı anlatırken başka bir anı araya koyarak başladığı zamana ustaca geçebiliyor. Karmaşık mı? Okuduğunuz zaman değil, şayet siz kitabı uzun aralıklarla okursanız evet zamanı kavramak kafa karışıklığına neden olabilir. Pek çok açıdan karakterlerlerin birbiri hakkında görüş açılarını ve olayların başka persfektiflerden anlatımlarını anlatabilmek büyük bir başarı olduğunu düşünüyorum. Belki de hiç gitmediğiniz bir yeri size öyle güzel aksediyor ki oranın taşını toprağını öğrenirken aynı zamanda kahramanlarımızın tutumlarından kültürlerine kadar her noksanını tanımanıza neden oluyor. Kesinlikle serinin devam kitabını merakla okuyacağım. Size bu seri ile ilgili tek tavsiyem fazla ara vermeden art arda okumanızdır. #balthazar #lawrencedurrell #canyayınları
Balthazar
BalthazarLawrence Durrell · Can Yayınları · 2017310 okunma
127 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.