Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Matt Haig
Matt Haig Yorumları ve İncelemeleri
Matt Haig yorumları ve incelemelerini, Matt Haig kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Matt Haig puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gece Yarısı Kütüphanesi Hk.
Kitabım az önce bitti ve ilk söylemek istediğim şey bu kitabı okumak için çok geç kaldığım! Belki “Bir kitap okudum ve hayatım” değişti cümlesinde kitap bu değil ancak “bir kitap okudum ve hayatım boyunca anlamlandırabileceğim ve sürekliliği olan bir farkındalık kazandım” diyebileceğim bir kitap.
️Kitabın özeti kısaca şu, 35 yaşına gelmiş ve bir müzik dükkanında çalışan Nora’nın kedisi ölür ve kendisini hayatında oldukça başarısız bulduğunu ve eskiden var olmuş olan fırsatlarını iyi değerlendiremediğini de düşünüp depresyon sebebiyle intihar eder.
️ Yaşamla ölüm arasındaki o ince çizgideyken kendini bir kütüphanede bulur ve o kütüphanedeki kitaplarının her biri Nora’nın bir başka hayat hikayesir. Nora yüzmeye devam etseydi dönüşeceği kişilik, Nora eski sevgilisiyle evlenseydi olacağı kadın vs vs. Bunun gibi binlerce hayat.
️ Nora bütün bu hayatları denemeye başlar ve git gide daha önceden farkına bile varmadığı pek çok bilgelik de diyebileceğim farkındalıklar kazanır.
Burada özeti kesiyorum çünkü bundan sonrası spoiler olur:) Ama lütfen okumamış olanlar varsa hemen bugün bu kitabı alsınlar!
Gece Yarısı Kütüphanesi
Kitabı okuyuşumun üzerinden bir hayli zaman geçti. Fakat gecenin geç bir saatinde, şimdi düşünürken, birkaç düşünce ve özelliğimin temellerini bu kitap ile oluşturduğumu fark ettim. Sebepsizce hoşuma giden bu yeni şeyleri birileriyle paylaşmak isterim ki şu anda burada ulaşabilecek olduklarımdan daha yakın ilişkilere sahip olduğum insanlar yok.
Geçici bir süreliğine olduğunu düşünsem de; hayatımdan çıkan insanlar artık beni üzmüyor, etraftaki tüm o çarpıcı olaylar yahut Dünya'nın dönmeyi bırakıyor oluşu… Bunun sebepleri arasında bir kısım erken de olsa nirvanaya bir şekilde ulaştığımı düşünmem, günlük hayat tekdüze gelmeye başlıyor. Diğer kısmı, Gece Yarısı Kütüphanesi temelli diğer kısmı ise hayatın üzülmek için fazla kısa olduğunun bilincine varmam. Bu iyi bir şey.
Bu kitap binlerce hayatım olduğunun farkına varmamı sağladı. Üzgünken, dipteyken ayağa kalkıp devam edebileceğimi öğretti. Verdiğim kararlar bana iyi sonuçlar vermemiş olabilir, fakat nefes aldığım sürece hiçbir zaman, beni iyiye götürme olasılığına sahip yeni kararlar vermem için geç değil. Bu beni mutlu olduğum, güldüğüm, yaşadığım bambaşka bir hayata aktarabilir. Sadece maviyken, yanıma binlerce renk ekleyerek kendimi bir gökkuşağına çevirme olasılığına her vakit sahibim.
Bazı şeylerin ardından artık, düşüncelerimi etkili ve doğru bir şekilde iletemediğimi düşündüğüm bir evredeyim. Paylaşıp paylaşmamakta, kendimi güzel anlatıp anlatamadığım konusunda bir takım şüphelerim var. Eğer bu yazıyı sonuna dek okumuşsanız, teşekkür ederim. Umarım tüm bu düşüncelerim şu anlık farkında olamadığım bir aptallıkla sarılı değildir.
Öncelikle şunu söylemeliyim hiç bu kadar etkileneceğimi düşünmemiştim. Matematik severler tarafından daha da sevileceğini düşünüyorum. Ama sözelcilerin anlayamayacağı bir kitap değil elbette. Sadece matematik mucizesine inananlar daha da hoşlanabilir demek istiyorum. Çok gerçekçi ve mantıksal bir şekilde başlayan kitap duygusal bir noktada son buldu. Yaşamanın, insan olmanın, anda bulunmanın çok kıymetli olduğunu hissettirdi. Kitap en başta insanları ve yaptıklarını, yabancı başka gezegenden gelen bir canlı gözüyle aktardı ve söylediklerine hak vermemek elde değildi. Dünyada bulunan savaş merakı, para hırsı vs saçmalıklar çok güzel tespit edilip kaleme alınmış. Bunca olumsuz şeylerin arasında insan olmak, var olmak, ait olmak ve tabii ki aşık olmak ne kadar kıymetli tekrar anlıyorsunuz. Aşkla ilgili, insan olmakla ilgili başka yazar ve şairlerin sözlerine de yer verilmiş ve cuk oturmuştu. Alıntılayamadığım ve alıntılanmayı hakeden fazlaca cümle vardı. Özellikle yazarın aşk tanımları çok hoşuma gitti. Ve baş kahramanın oğluna yazdığı tavsiyeler çok çok değerliydi. 97 tavsiyenin her biri çok kıymetliydi. Sonu tahmin edilebilir olsa da tavsiye ediyorum, okuyun ve insan olmanın, kendiniz olmanın nasıl bir mucize olduğunu tekrar hissedin.
Bu kitabı öncelikle gerçekten çok beğendiğimi söylemek istiyorum. Kitabı orijinal dilinden okudum ve içindeki alıntılar konusunda oldukça tatmin oldum. Keşke ergenlik çağlarımda okuyabilseydim dediğim bir kitap oldu, tabii o zamanlar bu kitap yoktu o ayrı bir mesele, eğer o zamanlarda okusaydım hayata bakış açımı oldukça değiştirirdi. Aslında şu anda 20'li yaşlarımın başında bile çoğu zaman geleceğim ile ilgili kaygı duyup hayatın beni nereye yönlendireceği konusunda çelişkiye düşüyorum ve öyle ki o zamanlarda "Keşke hiç yaşamasaydım." dediğim anlar bile oluyor. Eğer siz de bu tür hislere kapılıyor ve bazen hayatınızı sonlandırma isteği ile karşı karşıya geliyorsanız bu kitabı size kesinlikle öneririm. Her insanın hayatında seçimleriyle birlikte açılan yepyeni yollar var ve en küçük kararlarımız bile gidişatı tamamen değiştirebiliyor. Bunun korkutucu göründüğünü düşünsek bile aslında bu hayatın bize sunduğu sonsuz ihtimaller dizisi... Bunun güzel yönlerini gösteriyor aslında bize kitap. Yazarın diğer kitapları da sanırım bu temada ilerliyor onları da okumak isterim. Benim bu kitapla ilgili tek eleştirim çok gereksiz uzatılan kısımların olması oldu. Bence Nora karakterinin hayatlarının bazı noktalarda fazla uzatıldığını ve bunun da bıkkınlık getirdiğini düşünüyorum. Öyle ki ara ara kitabı bırakmayı bile düşündüm ama iyi ki de bitirmişim. Ben 15 yaşında olsaydım bu kitabı çok daha fazla severdim ama yine de oldukça beğendim. Orijinal dili de anlaşılır. B2 seviyesi İngilizce bilenlerin takip edebileceğini düşünüyorum. İyi okumalar.
"Her seçiş bir vazgeçiştir." demiş Sartre.
Hayat, bir satranç gibidir, yapılan her hamleyi verdiğimiz kararlara benzetebiliriz. Bu kararlar bizi sonsuz olasılık dünyasına götürür. Kendi hayatıma baktığımda pekçok dönüm noktası olduğunu görüyorum, şu anki olduğumdan bambaşka mevkide, şehirde, insanlarla olabilirdim ama yaptığım seçimler beni hayat oyununda bu yere getirdi.Genelde kötü anlarımda acaba şu kararı verseydim nasıl olurdu diye düşünüp hayal kurduğum anlarda bir anda gerçekler uyandırıyordu.
Sonuçta fizik kurallarına göre ışık hızından daha hızlı gidersek geçmişe gitme durumumuz olurdu fakat bu durum imkansız. Geçmişi değiştiremeyeceğimize göre geçmişten ders çıkarıp önümüze şimdiye ve geleceğe odaklanmalıyız. Sonuçta biz hüzünlü olunca dünya durup yol vermeyecek.
Kitap aslında başlangıç olarak dikkatimi çok çekti ama sonradan tahmin edilebilir olması bu dikkatin azalmasına sebep oldu. Kitabın genel yorumlarına baktığımda abartıldığı kadar olmadığı hakkında yazılar gördüm. Fakat ben hayatıma optimist perspektiften bakmaya çalışan birisi olarak her kitapta olduğu gibi bu kitaptan çıkarabilecek birçok şey olduğu kanaatindeyim.
Gece Yarısı Kütüphanesi= anksiyete, majör depresyon
Kitabı okumaya başladığımda Nora' nın şizofreni veya ağır depresyon gibi bir şey yaşadığını ve bu yüzden gece yarısı kütüphanesini gerçeklikten kaçmak için vücudunun oluşturduğu bir savunma mekanizması olduğunu düşünmüştüm. Ve kitabın sonunun da bu minvalde yazıldığını düşünmüştüm. Daha sonra yazar Matt Haig hakkında biraz araştırma yaptım ve
282 syf.
8/10 puan verdi
GECEYARISI KÜTÜPHANESİ
Kitap hakkında bilgi; kitap 2020’de ünlü İngiliz yazar Matt HAİG tarafından yazılmıştır.
Kitaptan birkaç söz;
“Öğrenmenin tek yolu yaşamaktır.”
“Yaşayamadığımız hayatların yasını tutmak kolay… ama esas sorun yaşamadığımız için pişmanlık duyduğumuz hayatlar değil. Sorun pişmanlığın ta kendisi..”
Kitap hakkında;
Fantastik ve kişisel gelişimin birlikte kurgulandığı, hayata birçok yönden değerlendirdiği görülür. Akıcı ve bir o kadar inişli çıkışlı hikayesi ile yazarın ana karakterin yaşadığı olaylar anlatıyor. Kitabın ana karakteri, Nora kedisinin ölmesi işten çıkarılması ile bir boşluğa düşüyor ve içinde ölme isteği uyanıyor. Çaresizliğin ve olumsuzlukların üzerine kendini çok kötü hisseder ve zamanı olmayan bir kütüphaneye geceyarısı kütüphanesine gelir. Yaşadığı pişmanlıkların ve çaresizliğin verdiği kararla intihar etmeyi düşünen Noraya farklı yollar çıkar. Zamanda yolculuk yapar ve farklı versiyonlarda nasıl olduğunu neler yaptığını ve yapabileceğini keşfeder. Kitabın farklı zamanlara gittiği bölümleri okurken izlemekten keyif aldığım Doctor Who dizisine benzettim. Yazar kitabın ana karakterinin yaşadığı ve yaşama ihtimali olayları anlatırken hayata bakış açımızı sorgulatıyor aynı zamanda empati de yaptırıyor. 2023’de okuduğum kitapların arasında okurken keyif aldığım bir kitap oldu. Okumayanlara tavsiye ederim.
Kitaba puanım:8/10
İnsanlar, Matt Haig'den okuduğum ikinci kitap oldu. İlki birçok okurun olduğu gibi benim de Gece Yarısı Kütüphanesi'ydi. İki kitap da bana aynı enerjiyi verdi diyebilirim. Belli ki yazarın tarzı bu. En azından okuduğum iki kitabından çıkardığım sonuç bu oldu benim.
İkisinde de yaşadığımız hayatın kötü yanları olduğu kadar iyi yanlarının da olduğunu ve asıl yoğunlaşmamız gereken kısmın iyi yanları olduğunu defalarca kez vurgulayarak anlatmış, anlatırken de benzer elementlerden yararlanmış.
Gece Yarısı Kütüphanesi'nde ana karakterimiz intihar ediyordu, İnsanlar'da ise ana karakteri doğrudan etkileyen bir yan karakter. Yine Gece Yarısı Kütüphanesi'nde ana karakterimiz hayatın güzel olmasının asıl sebebinin inişli-çıkışlı olması olduğunu kendisininkine paralel başka yaşamlardaki bedenlerinin içine girerek öğreniyordu. İnsanlar kitabındaki ana karakterimiz ise başka bir gezegenden gelip dünyada çok başarılı bir matematikçinin bedenine bürünüp onun hayatını yaşayarak öğreniyor.
Hangisini daha çok beğendiğim konusunda hala karar veremedim. İkisi de birbirine çok yakın geldiği için öyle oldu sanırım.
Yazılış amacı güzel, verdiği mesaj güzel, hikaye ortalama diyebileceğim bir seviyede güzel. Eh, haliyle net bir şekilde kitabı beğendim diyebiliyorum. Ortalama bir şeyler okumak ve kendisini dinlendirmek, bir yandan da ufak tefek hayat tavsiyeleri almak isteyenler için biçilmiş kaftan olabilir bu yazarın kitapları. O yüzden ben ikisini de tavsiye ederim. Ben de muhtemelen diğer kitaplarını da okumaya devam edeceğim.
Eğer ki bir gün size yaşamak istediğiniz hayatı seçme şansı verilseydi, yada pişmanlıklarınız adına, ikinci bir şansınız olsaydı, o zaman hangi döneminize dönmek isterdiniz ? Kitabı bu soru üzerinden değerlendirecek olursak evet güzel mesajları olan, akıcı ve etkileyici bir kitap. Ama edebi anlamda, birde "Yılın En İyi Romanı" kategorisinde değerlendirecek olursak yorumlar biraz fazla abartılmış diyebilirim.
Bu ay ki kitap kulübü kitabımızdı. Bunun dışında sanırım bu ay, bu kitabı okumayan kitap kurdu kalmadı O kadar çok gördüm ki, ertelemeden okumak istedim.
Baş karakterimiz Nora, hayatında mutlu olmayan, sevilmediğini düşünen ve yaşamına intiharla son vermek isteyen biriyken, kendini bir anda gizemli bir kütüphane de, ölüm ve yaşam arasında bulur. Bu kütüphanedeki kitaplar, Nora'ya yaşadığı pişmanlıklarını ve seçmek istediği hayatları yaşama şansı sunar. Ve olaylar bu şekilde ilerler.
Kulağa oldukça cazip geliyor değil mi Ben okurken, keşke böyle bir şansım olsaydi derken, kitabın sonunda, iyiki olmamış dedim. Neden mi Çünkü o zaman şu anda ki ben olamazdım. Bu tecrübelere, yaşanmışlıklara sahip olamazdım. Bana göre en önemli an şu an. Ve onun kıymetini iyi bilmek gerekiyor.
Nora sonunda yaşamayı tercih etti. Daha doğrusu yaşam adı altında olan mutluluğu bulmak istedi. Belki de en son seçenek olduğu için ama bu seçenek doğumdan beri var olan ilk sırada yer alırdı. Hayat bize bir yaşam sunmaz bizler hayata yaşam sunarız. Yaşamakla hayatı sürdürürüz. Nora yaşamaya karar vermemiş olsaydı hayatın nazarında değişkenlik