Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Münir Göle

Münir GöleFısıltılar yazarı
Yazar
Çevirmen
7.1/10
30 Kişi
112
Okunma
15
Beğeni
4.279
Görüntülenme

Münir Göle Gönderileri

Münir Göle kitaplarını, Münir Göle sözleri ve alıntılarını, Münir Göle yazarlarını, Münir Göle yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Belki hiç başlamadıklarından, kimi hikayeler hiç bitmez"
En karmaşık erkek hayatında bile, bir kadının rolü hep belirleyicidir. Hani bizde rezil de eder, vezir de derler ya, öyle bir bağlantının var olduğuna eminim.
Alakarga Sanat YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Benim doğduğumdan beri yaşadığım kentte her geçen gün gerginlik, şiddet, cehalet, yozlaşma, yobazlaşma, tehlike, magandalık, kabadayılık tırmanıyor, üstüne değer kazanıyor; kalan her şey yerlerde sürünmeye mahkûm ediliyor. Kent göz göre göre çökerken, bir bataklığa dönüşürken ben oturdum oturduğum yerde.
Alakarga Sanat YayınlarıKitabı okudu
Aşk değil hayat arkadaşlığı denen çoğu kez hastalıklı bir bağımlılıktır bence. Birlikte kırk, hatta elli yıllarını kutlayan çiftlere biraz kuşkuyla yaklaşırım, onları pek de sevmem doğrusu. Değerli bir şey yaşadıkları övüncüyle bir tür kokuşmuşluğu sergilediklerinin kendileri bile farkında değillerdir.
Alakarga Sanat YayınlarıKitabı okudu
Dedikodu cinslerin değil, türün hastalığıdır.
Erkeklerin hayali sanırım
Erkekçe bir araba, erkekçe bir ölüm, erkekçe bir risk.
Reklam
Tanınmakla tanınmamak, bilinmekle bilinmemek arasında bir çizgide durmak, bir ip cambazını hatırlatıyor bana. O ipin, telin üzerinde varolmak ile boşlukta yok olmak arasındaki incecik bir çizgide bir yaşam sürmek. İp cambazınınki karşıya geçtiğinde bitiyorsa da benimki bütün bir yaşam sürüyor.
Sayfa 51 - alakargaKitabı okuyor
Kimsenin uzaktan yakından hayatına girme hakkım olmadığına inanıyordum. Sanırım haklıydım da. Hemşire değil, sevgili arıyorsam, bu gerekleri karşılayabilecek durumda değildim, egom tatmin edilmenin ötesinde bir yere saklanmıştı, kimsem yoktu, olsa olsa birine kısa süreli yük olabilirdim. Kendime olan azıcık saygım da bunu bana yasaklıyordu.
Sayfa 48 - alakargaKitabı okuyor
Denge kaybı çok önemli bu gibi durumlarda, bir de hazım meselesi var. Ola ki ta derinlerden gelen biri hayalini bile kurmadığı bir yere varırsa, bunu da hazmedemezse, bütün toplumu altüst edebilir, buna karşın daha alçakgönüllü birinin yerini, yaptığını hazmetmesi birçok kişiyi, bir toplumu olumlu bir şekilde değiştirebilir. Siyasetin temelinde böylesi bir paradoks vardır. Kimi şeylerde, doğru insanla doğru amaca ulaşmaya bir yol açılabilir yoksa doğru olmayan kişi, bir toplumu yıkıma sürükleyebilir. Bu bizler için bildik bir konu, uzun uzadıya tartışmaya gerek yok.
Sayfa 45 - alakargaKitabı okuyor
Hırs dozunda kullanıldığında ve arkası doldurulduğunda yerindedir.
Sayfa 44 - alakargaKitabı okuyor
Reklam
Hepimizin bir geçmişi var, kimi güzel, kimi acılı olaylarla dolu; ama raydan çıktığımız anda geçmişimiz insanlığın temel sorunsalıyla yüzleşmek zorunda kalıyor. Kim kazanacak, kim güç gösterisinde bulunacak, kim ötekileri dışlayacak, kim insanca değerleri çiğneyecek, kim kimi -aslında kendisini- kandıracak? İşte burada kültürle cehalet karşı karşıya geliyor. Cehaletin kesif olduğu bir toplumda, kültürel değerler olsa olsa ayak bağı, baş ağrısı olabilir. Dokunması, anlaması kolay diye varsayılan bir din görüşüne karşı, yüzyılların, binyılların birikimi olan, ama adı daha iki yüzyıl önce konmuş bir kültür. Kolaya kaçmak en kolayı. Zaten herkes çoktan razı, yeter ki beni cehaletimle yüzleştirme, cehaletimden bir paye çıkarayım, hatta cehaletimde övünülecek bir pay bulayım.
Sayfa 43 - alakargaKitabı okuyor
Yeni bir gece, unutulmaya koştuğum, son olsun diye neredeyse dua etmeye hazır olduğum bir karanlık gece.
Sayfa 39 - alakargaKitabı okuyor
Ama insan ölünce ölüyor. Kimini yakıyorlar, kimini gömüyorlar, o iş de orada bitiyor. Gerisi denizlere tozlar, topraklara böcekler. Huriler muriler boş laf, hiçbir yerde kimseyi beklemiyorlar. Burada yaşadın yaşadın, yoksa gittin yok oldun. Kimi yaşıyor, kimi burada bile yaşayamıyor, korkuları, iç sıkıntıları, iç yasakları onun hareket etme yeteneğine ket vuruyorlar. O da başkası yaşadığını sanıyor zannederek, bu yanılsamayla, ayakta ölü ölü dolaşıyor. Cenneti bekleyip bu dünyanın nimetlerinden faydalanmaktan vaz geçenler, çorak hayatlarını yeraltında böceklere veriyorlar. Öteki boş inançlılar önceki hayatında Nefertari, Meryem’in nedimesi, kızılderili şefi, kuzey coğrafya prensi diye reenkarnasyona uğramış oluyorlar zaten dünyaya gelir gelmez, -her ne hikmetse aralarında hiçbiri garibanın teki, köle, kürek mahkumu olmaz, hepsi yüce bir şeylerdir- onlar da sağlam bir inançla bir ülkeye başkan olmak üzere, teknolojide devrim yapmaya, güzellik kraliçesi olmaya göçerken, bu işin yine böceklere yaradığını anlamıyorlar. Sonunda böcek var, inansan da inanmasan da. Böyle diyorum ama bana sorarsanız, ben de bir şey yaşamadım diyorum kendime. Bu yüzle doğduğum için, suratımın bana gösterdiği yolu izledim, tutkularım, heyecanlarım olmadı, zaten donanımsız gelmiştim, çaba göstermedim, arkamda elle tutulur bir şey bırakmadım, bundan sonra da bırakamam zaten, kısaca böcekler beni de bekliyorlar, hep açlar zaten.
Sayfa 36 - alakargaKitabı okuyor
Bütün hikayeler böyledir, anlatılarda olduklarından fazla yaşanırlar, her halkada yeni ayrıntıları sırtlanırlar, büyür genleşirler.
Sayfa 29 - alakargaKitabı okuyor
Çok azımız kendileri olabilmeye yaklaşıp, algıyla gerçeği birbirlerine yaklaştırabiliyorsa da ağır çoğunluğumuz yaftasının, rolünün altında eziliyor. Ben de tam ortada bir yerde duruyorum işte: tanınmakla tanınmamak, rol yapmakla yapmamak arasında sallanıyorum.
Sayfa 11 - alakargaKitabı okuyor
151 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.