Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nilgün Toker Kılınç

Nilgün Toker KılınçPolitika ve Sorumluluk yazarı
Yazar
8.7/10
3 Kişi
5
Okunma
3
Beğeni
1.487
Görüntülenme

Hakkında

1961'de Dinar'da doğdu. ODTÜ Matematik Bölümü'nde başladığı üniversite öğrenimini Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde tamamladı. Aynı bölümde yüksek lisans (Doğal Hukuk Geleneğinde Locke'un "Yönetim Üzerine İki İnceleme"sinin Yeri), Paris vııı Saint Deniş Üniversitesi'nde doktora yaptı (Arendt ve Habermas'ta İktidar ve Meşruiyet İlişkisi). Halen Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde profesördür.
Tam adı:
Prof. Dr. Nilgün Toker Kılınç
Unvan:
Akademisyen, Felsefeci, Eğitmen, Yazar
Doğum:
Dinar, Afyonkarahisar, Türkiye, 1961

Okurlar

3 okur beğendi.
5 okur okudu.
11 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok
Reklam
Gurur
Benliğin kendisine kapalı bir öz-sevginin ya da kendisine dair yüksek bir beğeninin ifadesi olan kibirden farklı olarak gurur, sevgi ya da beğeni gibi bir özenellik üzerinden değil, öz-saygının dışa vurumu olarak aslında saygıyı hak ettiği iddiasının dışa vurumudur. Gurur, saygı görmeyi talep eden bir "kişi" olduğunu, kendi değeri, kendi ilgisi, kendi onuru olan ve tüm nitelikleriyle kabul edilmeyi talep eden, kısaca bağımsız bir özne, "ben" olduğunu göstermedir. Saygı, kişinin kendisine kapalı bir tanımda değil, diğerlerinin tanımında temellenir. Saygı, kişinin değerine dair diğerinin kabulüdür ve gurur, diğerlerinin kabülü aracılığıyla yüklenilen bir duygudur. Bu türden bir saygı ilişkisi için, diğerlerine kendi ilgisi, değeri, onurunu göstermesi ve bu onurun kabülünü talep etmesi gerekir. O halde gurur, kişinin ne ise o olarak kendisini gösterme ve bu değerin kabul edilmesi talebinin de kendisidir. Çocuğun, o çocuk olarak taşıdığı ilgi, değerin tanınması talebidir çocuğun gururu ya da gençliğin genç olma niteliğinin tanınma talebidir gençliğin gururu. Her bir varoluş tarzının, o ne ise o olarak tanınmaması, aslında o varoluş tarzına sahip olanın gururunu incitmektir. Mademki gurur öz-saygıdır; o halde, her bir varoluş halinin, tarzının kendi değerinin kabülünü talep eder. Öz-saygı yokluğu ya da bu değerin inkârı kişiliği zedeler hatta ortadan kaldırır. Bu nedele diğerlerini kendisine saygıya davet eden her çığlık, aslında gururun ifadesidir; kendi öz-saygısına sahip olanın kendisine saygı duyulması talebidir.
Nilgün Toker Kılınç
Nilgün Toker Kılınç

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
2012 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Nilgün Toker Kılınç'ın bu kitabı ilk baskıyı 2012 yılında yapmıştı Birikim yayınlarından. Politikanın etiği ve sorumluluğu üzerine farklı konular üzerine yazılmış, güncelliğini koruyan bir kitap. Arendt etkisini sıkça görüyorsunuz kitapta. Aradan geçen 10 yılda ülkede o kadar çok olay yaşandı ki; bugün tekrar yazılsa acaba Nilgün hanım hangi konulardan bahsederdi. Özellikle ülkenin iç siyasettindeki değişim, asker-devlet ilişkisi, AKP'nin otoriterleşmesi, demokrasinin tiranlaşması gibi konulara o günlerde değinilmesi ilgimi çekti. Entelektüel kavramına ve entelektüel'in sorumluluklarına dair bir bölüm ayrılmış. Özellikle Emile Zola, Sartre, Said ve Bourdieu örnekleri ile aydınların Politika üzerindeki etkisini ve sorumluluklarına değinilen bölüm bugün Türkiye'nin yaşadığı en büyük eksikliği gözler önüne seriyor. Sartre Fransa'nın Cezayir işgaline karşı gelmiş, kamuoyuna çağrıda bulunmuş, Fransız halkını uyarıp eleştirmiştir. Edward Said, Filistinlilerin sesi olmuş, intifadaya katılmış ve İsrail zulmüne karşı gelmiştir. Ve Pierre Bourdieu işçilerle beraber mücadele etmiş, grev çadırına oturmuştur. En nihayetinde kitapta okuyucuya verilmek istenen vurucu mesaj şu olsa gerek: "Dünyanın gidişatına müdahil olma istemi anlamında insanlar her geçen gün isteğini ve umudunu kaybediyor. Politika çözüm üretmek yerine, yeni sorunlar yaratıyor. Ve tüm bu olanlara insanlar kayıtsız kalıyor..."
Politika ve Sorumluluk
Politika ve SorumlulukNilgün Toker Kılınç · Birikim Yayınları . · 3275 okunma